Hollanda'da helal ev tartışması!
Abone olHollanda basınında 'helal evler' diye anılan "Müslümanların ihtiyaçlarına uygun" 180 sosyal konut, siyasi tartışmaya neden oldu.
Amsterdam'da yaklaşık 180 apartman dairesi, Müslüman
müşterilerin isteklerine cevap verecek şekilde yeniden düzenlendi.
Yapılan düzenlemeler arasında abdest almaya uygun musluklar ve
erkeklerle kadınların bulunduğu mekanları ayıran sürgülü kapılar da
var.Bazı sağcı politikacılar bu tür değişiklikler isteyen kişiler
için "Mekke'ye gitsinler" gibi yorumlar yapınca
tartışmalar başladı.
Dışardan bakıldığında bu apartman dairelerini başkent Amsterdam'daki konutlardan ayırt etmek mümkün değil.
MUTFAĞI BÖLEN SÜRGÜLÜ KAPILAR
Aynur Yıldırım, bu şekilde düzenlenmiş evini çalışkan bir emlakçı
şevkiyle gezdirdi. Banyoda abdest almak için daha alçağa konmuş
musluğu gösterdi. Aslında dindar olmayan bir ailenin evinde de
rahatça rastlanabilecek bu düzenleme işin içine din girdiğinde
tartışmalı hale geliyor.
Ama en çarpıcı değişiklik mutfağı bölen sürgülü kapılar. Aynur Yıldırım sürgülü kapıya işaret ederek "Mutfağı zaman zaman kapatabilmek ve biraz daha mahrem olmasını sağlayabilmek istiyordum" diyor ve bazen de erkeklerle kadınların ayrı alanlarda oturmasını istediklerini anlattı.
Eigen Haard emlak bürosundan Wim de Waard değişikliklerin
sebebinin kesinlikle dini olmadığını, pratik uyum düzenlemeleri
olduğunu söylüyor. Değişiklikler Müslüman gruplar da dahil
mahallede yaşayanlara danışıldıktan sonra yapılmış.
Emlakçı Wim de Waard dairelerin Müslümanlara ayrılmadığını, bu sosyal konutların bekleme listesindeki öncelik kriterleri, aile mensuplarının sayısı ve gelir durumuna göre dağıtıldığını anlattı.
AŞIRI SAĞCILARIN ÖFKESİ
Tarihi olarak hoşgörü ve özgürlük ülkesi diye ün yapan Hollanda'da,
bu konutlardaki düzenleme, erkeklerle kadınların mekanlarının
ayırılmasıyla, kadın erkek arasında "toplumsal eşitsizliğin
onaylandığı" şeklinde eleştirilere hedef oluyor.
İslam karşıtı düşünceleriyle tanınan politikacı Geert Wilders, Hollanda hükümetini "ortaçağ ayrımcılığını sübvanse etmek"le suçladı.
Daha önce İslam karşıtı söylemiyle mahkeme önüne çıkmış olan Wilders, alışılmış sert söylemiyle açık açık, Hollanda'da mahallelerin gettolaşacağı öngörüsünde bulundu.
Wilders hakkında iki yıl önce dini bir gruba karşı nefreti teşvik ettiği iddiasıyla açılan davada beraat etmişti.
Son parlamento seçimlerinde kötü bir performans gösteren Wilders gazetelere manşet olacak sert konuşmalarla yine göçmen karşıtı sağ oyları çekmeye çalışıyor olabilir. Son kamuoyu yoklamaları yarın seçim olsa Wilders'in Özgürlük Partisi'nin kazanacağına işaret ediyor.
Müteahhit ve Özgürlük Partisi seçmeni bir kişi "helal evler" konseptinin kendisini şok ettiğini söyledi ve "Önce şaka zannettim, gülünç bir fikir" diye konuştu.
Aynı kişi "Bu göçmenler aşağı sosyal sınıflara mensup, eğitimsizler ve değerlerini bu ülkeye taşıyorlar. Halbuki tam tersi olmalı. Biz onlara bütünleşmeyi öğretmeliyiz. Kuran ayrımcılığı teşvik ediyor. Bizi ortaçağa geri götürüyor. Ne yapacağız, kadın ve erkeklere ayrı otobüs mü koyacağız? Delilik bu. Beni korkutuyor" diye yakındı.
VERGİLER NEREYE GİDİYOR?
Ama "helal evler"in bulunduğu mahallelerde yaşayan
birçok Hollandalı, komşularının, evlerinde nasıl davrandığının
tamamen kendilerini ilgilendirdiği görüşünde.
İçinde değişiklik yapılan dairelerin bulunduğu apartmanda yaşayan Tess Duijghuisen "Son zamanlarda buraya birçok yeni insan taşındı. Bir çoğu benim gibi gençler. Dolayısıyla gettolaşma sorunu yaşanacağını düşünmüyorum. Üstelik farklı milletlerden insanlar arasında birçok alışveriş oluyor, bu da hayatı güzelleştiren birşey" dedi.
İnternet forumlarında bazı kullanıcılar değişiklikleri alaya alırken, "Diskonun gücüne inanıyorum. Evime bir disko ışıklandırma topu konulabilir mi lütfen?" gibi yorumlara da rastlanıyor.
Twitter'de değişikliklere niye karşı çıktıklarını sorduğum Hollandalılardan ise "eşitsizliğin vergi gelirleriyle desteklenmesi yanlış birşey" ya da "bir ülkenin gelenekleri başka bir ülkedeki insanlara hakaret mahiyetinde olabilir" gibi yanıtlar aldım.
Burada kamusal alan-özel alan tartışması da var. Kamu parası kısmen bile olsa, birçoklarınca geleneksel Hollanda toplumsal değerlerinin karşıtı olarak görülen bu tür bir değişikliğe harcandığında, tartışma iyice alevleniyor.
Aslında toplu konut yetkilileri kamunun bu değişiklikler için koyduğu fonların sadece garanti niteliğinde olduğunu söylüyorlar. Ama yine de bu bir çokları tarafından bir tür sübvansiyon olarak görülüyor.
Yetkililer söz konusu apartmanlarda her türlü gelenekten insanın yaşadığını, değişikliklerin tamamen kiracı potansiyelini artırmak amacıyla yapıldığını da ekliyorlar.