Hollanda'da 20 örgütün yapamadığını yapan Türk!
Abone olTürk bakanların Hollanda'ya girişine izin verilmemesi sonrası yaşanan krizi Hollanda'da yaşayan bir Türk işadamı Turgut Torunoğulları yatıştırmış.
HOLLANDA ile Türkiye arasında anayasa referandumu öncesi yaşanan
siyasi ve diplomatik krizi yatıştıran Türk işadamı Avrupa'da
yaşayan Türklerin gündeminde.
Hollanda'ya işçi olarak giden ve kısa sürede kendi işini kuran Turgut Torunoğulları Türkiye ile yaşanan krizde önemli bir rol oynamış. Kamuoyunun çok da bilmediği Turgut Torunoğlu'nu o günlerde yaptıkları nedeniyle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bile ziyaret etmiş.
Turgut Torunoğulları'nın Hollanda'da yaşanan krizde üstlendiği rolü Avrupa'da yayınlanan SonHaber gazetesi yazarı Yavuz Nufel köşesinden aktardı. İşte o gece ve sonraki günlerde yaşananlar...
"...
Hollanda,Türkiye’nin iki bakanına Hollanda’daki Türklerle buluşmasına izin vermedi. Dünya siyasi tarihinde, ülkeler arası ilişkilerde görülmüş bir şey değil, eşi benzeri yok…
...
Ben olayları yerinde takip ettim, yazdım, anlattım…
İki şey dikatimi çekti, onlara geçmeden önce belirteyim, Hollandalı
Türkler, demokrasinin beşiği olan Hollanda’da demokratik haklarını
kullanarak Rotterdam’da konsolsoluk önüne toplandılar, slogan
attılar, arabadan inmesine izin verilmeyen T.C. Aile ve Sosyal
Poltikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya destek verdiler. Her
şey normaldi.
Taşkınlık yapılmaması için sıkça uyarılar yapıldı, bu uyarılara
uyuldu da.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, önce bakanımız
inecek size hitap edecek dedi.
Bizim görmediğimiz, bilmediğimiz gelişen olaylar zincirinde
Bakanımız adeta mülteci gibi mevcutlu olarak Hollanda’dan
Almanya’ya gönderildi.
Bunun üzerine Mustafa Yeneroğlu yine mikrofonu alarak Konsolosluk
önünde toplanmış vatadaşlara hitaben, “Cumhurbaşkanımzın ve
Bakanımız Betül Hanımın sizlere selamı var, duyarlılığınız için çok
telekkür ediyorlar. Sizden ricaları taşkınlık yapmadan
dağılmanız” dedi.
Bunun üzerine bence 5 / 6 bin civarında olan topluluk dağılmaya
başladı. Fakat geride kalan 300/ 500 kişi dağılmak istemeyince
olanlar oldu. Atlı, coplu, özel yetiştirilmiş köpekli polisler
ortalığı savaş alanına çevirdi. Yaralanmalar ve gözaltılar geceye
damgasını vurdu.
Polis orantısız güç kullandı, bu kesin, Türkiye’de olsa bu olaylar
dünya medyası neler yazardı biliyorsunuz. Yetmedi ertesi gün,
Telegraaaf’ın baş sayfadan tam sayfa yayınladığı fotoğrafta polis
köpeği yerde yatan bir Türk göstericiyi ısırırken gösteriliyordu.
İşte polis şiddeti, orantısız güç denecek bir fotoğraf! Ateşe
körükle giden gazetenin attığı manşet daha da beter ve onur kırıcı
idi.
“Burada patron biziz" başlığını kullanmıştı gazete.
Bunlar tartışılır, konuşulur fakat asıl sağduyu böyle anlarda
gereklidir.
Asıl, erdem olayları körüklemek değil yatıştırmaktır. Asıl
demoktarik düzey ve anlayış, olayları tırmandırmak değil,
yatıştırmak olmalıdır.
Oldu da, aradan 24 saat kadar zaman geçmişti ki, Hollanda Sosyal
İşler Bakanı Asscher’ın 20 Türk STK temsilcisi ile bir araya
geldiğini STK’lara söylediklerini dikte ettirdiğini duyduk.
Biraz tepkimizi belirtmek, biraz da gaztecilik anlayışımızın
gereği habere
“STK Korosu: Haklısın Bakanım”, başlığını
attık…
Tepkiler yine büyük oldu STK’lara… Zaten bir süre öncede STK
temcilleri mecliste dinlenmiş, neticede bir daha Türk STK’lar hiç
bir konuda muhatap alınmayacağı belirtilmişti. Her ne ise işte
böyle yoğun, stresli üç dört günün ardından dün akşam, Hollanda
Dışişleri Bakanı Bert Koenders Edelstaal şirketler grubunu ziyaret
etti. Hem de Hollanda Genel seçimlerine 12 saat kala bir
ziyaret. Bu ziyaret çok yönlü değerlendirlmelidir diye düşünüyorum.
Sakın oy avcılığı, ya şu bu böyle demeden bir okuyun. Neyin oy
avcılığı olacak, alsa alsa 1000 fazladan oy. 13 milyon seçmen olan
Hollanda’da 1000 oy nedir ki.
STK’ların yapamadığını Turgut Torunoğulları
yaptı.
Neden mi?
Bakan aynı saatlerde Turgut beyi Bakanlığa / makamına davet etseydi
Torunoğlulları gitmeyecek miydi? Gidecekti, çünkü o aynı zamanda bu
ülkenin de vatandaşı ve işvereni. Ne konuşacaklardı bilemeyecek,
bize söylenenle yetinecektik. Oysa bu ziyarette Edelstaal
çalışanlarının karavanasından yedi, duruşu, tavrı, sözleri,
insanlara yaklaşımı ile makam mevki gözetmedi; hava atmadı,
koruması var mıydı yok muydu göremedik bile işte öyle yalın bir
halde geldi, konuştu gitti.
Şimdi,diğer bir açıdan bakacak olursak, sen Hollanda’ya gelişin 40 sene bile olamdan işçilikten fabrika sahipliğine yüksel, Türkye’de ve Hollanda’da 4/ 5 bin kişiye iş ver, iki ülkeyede katma değer sağla, yatırım yap ve dünya tarihinde görülmemiş iki ülke arasındaki krizin en yoğun olduğu anlarda bir bakanı ağırla, karavana yedir, az şey mi, haber yorum değeri yok mu?
Turgut Torunoğulları mutlaka yaptığının farkındadır, ama bence 20 STK’nın yapmadığını yapmıştır böyle biline… Yaşanan kriz ateşine değil bir damla, bir ton su dükülmüştür bu ziyeretle. Orada bulunan insanlar en azından Hollanda yetkilileri nezdinde ikinci sınıf vatandaş, suçlu konumunda olmadıklarını hisetmişlerdir, ki görünen atmosfer öyle idi.
Klavey başında kahramanlık yapmadan önce bu önce bu yazıyı bir kez daha okumanızı tavdiye ederim. Ayrıca 40 / 50 yıldır Hollanda’da olup bir Sosyal Dienst memuru karşısında sosyal ödenek almak için ezlip büzülenlere sıkça şahit olunca Turgut Torunoğullarını yazmamak ayıp olurdu. Daha da önemlisi farz edinki Türkiye’de Mevlüt Çavuşoğlu bir Hollada kökenli Türk işvereni ziyaret etti. Bir ey yokmuş gibi yedi içti sohbet etti, ne denirdi, yazılırdı merak ediyorum.
Koskoca bakan daha dünki işçinin ayağına gitti denmez miydi en azından. Bu kadar basit değil elbette ama en azından bazı şom ağızlı, klavye kahramanlarının şimdiden cevabını da vermek istedim hepsi bu."
TURGUT TORUNOĞULLARI KİMDİR?
1958 yılında Kars’ta dünyaya geldim. Kars ve İzmit’te çeşitli ticari faaliyetlerde bulundum. Evlendikten sonra ticaret hayatıma Hollanda’da devam etmeye karar verdim ve Hollanda'ya yerleştim. Hollanda’da 1981 yılında tencere pazarlama işine girdim, çalıştığım Edelstaal Group’u satın alarak kısa zamanda firmayı belli noktalara taşıdık.
‘Simtronic’marka tencerelerini İtalya’da imal etmeye başladık. Tüm Avrupa ve Arap ülkelerinde pazarlama ağımızı genişleterek ‘Simtronic’ tencere markasını bir ‘dünya markası’ haline getirdik. Tencerede yakaladığımız uluslar arası başarıyı diğer alanlara da yaymak amacıyla Fethiye Ölüdeniz’de turizm ve inşaat yatırımlarına yönelerek tabir-i caizse ‘turizm imparatorluğu’ kurduk.
Edelstaal Şirketler Grubu, Türk, İtalyan, İngiliz ve İsviçreli ortaklardan oluşan bir şirketler topluluğudur. Tencere, turizm, inşaat, besicilik ve emlak alanlarında önemli yatırımları bulunan Edelstaal Group, yatırımlar yaparak büyümeye devam ediyor.
Fethiye Ölüdeniz’de Orka Club adlı tatil köyünde özellikle İngiliz ve Hollandalı turistlere kaliteli turizm hizmeti sunuyoruz. Ölüdeniz’de yapımı süren 5 yıldızlı oteli Mayıs 2013’de hizmete açmayı hedefliyoruz. Kısa süre önce İstanbul’da da ‘kültür turizmi’ atağına geçerek yeni oteller aldık.
Edelstaal Grup olarak, Hollanda’nın en büyük şirketlerinden VDL Grup ile büyük bir işbirliğine imza attık. Helmond şehrinde Eindhoven merkezli VDL Grup tarafından üretilen tüm ürünlerin Türkiye ve Orta Doğu'daki tek yetkili satıcısıyız. Ayrıca VDL Grup ile enerji, ulaşım, çöp toplama ve geri dönüşüm sistemleri konusunda ortaklık kurduk. Edelstaal Grup olarak ayrıca Hollanda’da Komfortours ile 2011’deki ilk ortaklık anlaşmasını da hayata geçirdik.