Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan krizin aslında gerçek sebebi yarın bu ülkede yapılacak olan seçimler. Irkçı şeytan Geert Wilders, İslam düşmanlığı diliyle tüm Hollanda'yı peşine takmış durumda. İktidarda olan Rutte ise ona koltuğu kaptırmamak için 'fitnesine' boyun eğdi. Hollanda başbakanı Mark Rutte'nin, atıyla itiyle Türkiye'ye saldırmasının temel sebebi işte bu... Yarınki seçimlerde koltuğunu Geert Wilders'a kaptırmanın eşiğinde. Peki gerçekten Hollanda ırkçı şeytanı Geert Wilders'i yarınki seçimlerda başa getirebilir mi? Son anket sonuçlarına bakılacak olursa Hollanda'da her an herşey olabilir. Son haftalara gelene kadar Hollanda'da yapılan anket sonuçları ırkçı Geert Wilders'in Avrupa'nın Trump'ı olma yolunda hızla ilerlediğini gösteriyordu. Hem Hollanda başbakanı Mark Rutte'nin hem de Hollanda basınının kabusu bu ihtimalin gerçek olmasıydı. Rutte de açık açık “16 Mart sabahı uyandığımızda Wilders’in ülkenin en büyük partisinin başında olduğunu görmemiz mümkün. Bu, kaos anlamına gelir. Çünkü Wilders, yapıcı bir şekilde hükümeti kurmaya çalışmayacaktır. Hollanda’nın, yanlış popülizmin başa geldiği ülkeler dizisinde devrilen yeni bir domino taşı olması, onu uluslararası arenada gülünç duruma düşürür” diyerek durumu koydu. Peki seçimlere bir gün Hollanda'da durum ne? Gelin son anket sonuçlarına bakalım; Maurice de Hond kurumunun yaptığı haftalık ankete göre, birinci sırada gelen Başbakan Mark Rutte’nin VVD Partisi yer alıyor. Rutte'nin ensesinde ise kabusu Geert Wilders'in Özgürlük partisi yer alıyor. Son anket sonuçlarına göre Başbakan Rutte'nin 25 vekil çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor. Uzun süredir birinci sırada yer alan Wilders'in ise 23 vekil çıkaracağı tahmin ediliyor. Rutte'nin Türkiye ile krizi tırmandırıp ırkçı oylardan çalma hesabı tutmuş gibi görünüyor. Peki Hollanda başbakanının Türkiye ile kriz çıkarmayı bile göze aldığı kabusu olan Geert Wilders kimdir? İslam ve göçmen karşıtı söylemleri ile bilinen Geert Wilders, aktif Twitter kullanımı ve saçlarıyla Hollandalı Trump olarak anılıyor. Özgürlük Partisi, onun liderliğinde girdiği 2006 seçimlerinde elde ettiği 9 koltuğu, 2010 yılında 24 koltuğa çıkarmayı başarmıştı. Geert Wilders'in tartışmalı bir siyasi figür olarak dünya kamuoyunun gündemine gelmesi de aynı yıla rastladı. 2010 yılı 11 Eylül'ünde, İkiz Kulelere düzenlenen saldırıların 9'uncu yıldönümündeki bir etkinlikte konuşan Wilders, İslam karşıtı görüşleri ile ilk kez geniş kitlelere ulaştı. FİTNE ÇIKARMIŞTI Türk ve İslam kamuoyu Wilders'ın adını Kur'an-ı Kerim'e hakarette bulunan ve kutsal kitabın "faşist bir kitap" olduğunu öne süren 'Fitne' filmiyle tanıdı. 17 dakikalık film yayınlandıktan sonra İslam dünyası ayaklanmış, birçok ülke Wilders'ı hedef alan ifadelerde bulunmuştu. Aralarında en büyük tepkiyi ise İngiltere göstermişti. HİÇBİR HOBİSİ YOK Eski mesai arkadaşları Geert Wilders'ı başka hobileri olmayan tam zamanlı bir politikacı olarak tanımlıyor. Her ne kadar Katolik bir ailede büyüse ve "Hristiyan demokratlar müttefikim" dese de 1963 yılı doğumlu Wilders kendini agnostik olarak tanımlıyor. İSRAİL'DE İSLAM KARŞITI OLDU Wilders'ın İslam karşıtı düşüncelerinin gelişmesinde ise gençliğinde 2 yıl süresince İsrail'de kalmasının, bu sürede "anti-demokratik" olarak tanımladığı Arap ülkelerine yaptığı gezilerin etkili olduğu yorumu yapılıyor. 1983 yılında 20 yaşında Hollanda'ya dönen Geert Wilders, politikaya atılmasının ardından Hollanda Liberal Partisi'nin metin yazarlarından biri olarak ismini duyurmaya başladı. 1997 yılında Hollanda Liberal Partisi'nden (VVD) Utrecht milletvekili seçildi ancak, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediği" gerekçesiyle 2004 yılında partisinden istifa ederek kendi yolunda hareket etmeye başladı. Geert Wilders'ın İslam karşıtlığı üzerine inşa ettiği siyasi kariyerini hızlandıran olaylardan biri de 2004 yılındaki bir cinayet oldu. Hollandalı film yapımcısı Theo van Gogh'un "İslam'da kadına kötü davranıldığı" tezini işlediği filmi nedeniyle bir radikal İslamcı tarafından öldürülmesi sonrası Wilders'a kalıcı koruma verildi. 12 YILDIR HİÇBİR YERE TEK BAŞINA GİDEMİYOR Wilders, 12 senedir yalnız başına bir yere gitmediğini ve El Kaide'nin ölüm listesinde olduğunu açıklamıştı. Geert Wilders bir taraftan, Kuran'ı Hitler'in Kavgam kitabına benzeterek "Müslümanları düşmanlaştırırken" diğer taraftan da Hollanda medyası tarafından hazır cevaplılığı nedeniyle "Yılın Politikacısı" ödülünü alabildi. Ödüllendirilen bu özelliğini de çoğu zaman İslam ve göçmen karşıtı düşüncelerini aktarırken kullandı. TÜRKİYE DÜŞMANI Yarınki seçimlerin en büyük sürprizi olarak gösterilen Geert Wilders, Türkiye söylemi ve nefreti ile oy devşirmeye çalışıyor. Son olarak geçen hafta Türk büyükelçiliği önünde "Uzak dur, bu bizim ülkemiz" yazılı pankart açarak, referandum için hollanda'ya gitmeye hazırlanan bakanları hedef almıştı. Bu pankartın ardından ondan oy çalmak isteyen Hollanda başbakanı Mark Rutter sahaya inip polisi Türk göstericilerin üzerine salmış siyasetçilerimizi sınır dışı etmişti. DARBE BAŞARISIZ OLDU DİYE ÜZÜLMÜŞTÜ Geert Wilders'in Türk ve Türkiye nefreti o kadar derin ki 'darbe başarısız olunca' kahrolmuştu. Bunu da açık bir dille ifade etmiş ve 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasını üzüldüğünü belirtip şunları söylemişti : "Ne yazık ki, 15 Temmuz'daki darbe girişimi başarılı olmadı. Darbe başarılı olsa ne görecektin? Erdoğan'sız bir dünya görecektim. Buna çok sevinirdim. Askeri rejim her halükarda Erdoğan rejiminden daha iyidir." HZ. MUHAMMED'E HAKARETLERİ Hz Muhammed'e ait karikatürleri canlı yayında göstererek bir skandala da imza atan Wilders, Hollanda'da yürüttüğü seçim kampanyasında Kur'ân-ı kerimi yasaklayacağını ve camileri kapatacağını belirttiği söylemlerle seçmenlerin kapısını çaldı. 2006 yılında kurulan PVV’nin parti tüzüğünde ilk maddenin "Hollanda’dan İslamı temizlemek" olduğunu hatırlatan Geert Wilders yine parti tüzüğünde; "İslam ülkelerinde mülteci kabul edilmemesi", "Açık yerlerde başörtülü gezmenin yasak edilmesi" ve "Hollanda’nın AB’den çıkarılması "gibi maddelerin olduğunu da sıkça dile getiriyor. AVRUPA'DA VATANSEVERLİK BAHARI BAŞLATACAKMIŞ Wilders, İngiltere'nin AB'de ayrılmasıyla sonuçlanan Brexit referandumu ve sonrasında Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi ile devam eden süreci ise "Vatanseverlik Baharı" olarak tanımlıyor. Wilders eğer seçilirse ülkesini AB'den çıkartmaya yönelik süreci başlatacağını ve ülkeyi "ayrılmayı oylama" referandumuna götürmeyi de vaad ediyor. 15 Mart'taki genel seçimler öncesinde ise "Vatanseverlik Baharı"nın ne kadar oy alacağını, Hollanda'nın keskin bir sağ dönüş yapıp yapmayacağını tüm Avrupa ve hatta dünya merak ediyor.