Hoca düğüne hazırlanıyordu
Abone olÖldürülen Bayram Ali Öztürk’ün, bir hafta sonra kızını gelin etmeye hazırlandığı ortaya çıktı.
İsmailağa Camii’nde cemaate sohbet ederken uğradığı silahlı
saldırı sonucu ölen Bayram Ali Öztürk’ün, bir hafta sonra kızını
gelin etmeye hazırlandığı ortaya çıktı.
Bir kızı ve oğlunu evlendiren Bayram Hoca, küçük kızı Hümeyra’nın
da mürüvvetini görme hazırlığı yapıyordu. Bayram Hoca’nın hafız
olarak yetiştirdiği kızına aldığı düğün hediyesi Arapça yazılmış
‘En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir’ tablosuymuş.
Babalarını elim bir saldırı sonucu camide kaybeden Öztürk ailesi,
acılarını unutamadan kızlarını gelin etmeye hazırlanıyor. Bayram
Hoca’nın oğlu Mahmut Öztürk, “Babam kız kardeşimin bir hafta sonra
olacak düğününe hazırlanıyordu. O kadar heyecanlıydı ki, her
detayla ilgileniyor, hiçbir aksaklık yaşanmamasını istiyordu.”
dedi. Mahmut Öztürk, “Babam çeyiz kolilerinin bantlanmadığını
gördüğünde ‘Bunlar niye açık kaldı?’ diye sormuş. ‘Bant tükendi.’
cevabını aldığında hiç üşenmeden üzerini giyinerek ‘Ben alıp
geleyim.’ diyerek markete inmiş. Kardeşlerimin ‘Acelesi yok sonra
da olur.’ sözlerine rağmen dışarı çıkan babam, ‘Hayır her şey
zamanında olmalıdır.’ diyerek gidip koli bantını alıp gelmiş.” diye
anlatıyor. Acılarına rağmen aile olarak düğünlerini ertelememe
kararı aldıklarını söyleyen Öztürk, “Babam şehit olduğu için
isteğine kavuştu. Bu onun için bir bayram veya düğün gibidir.
Kardeşimin evlenmesini de aynı şekilde değerlendirip düğünü yapmaya
karar verdik.” diyor. Babasının son günlerini anlatan Öztürk, onu
hep kütüphanesinde çalışıyor gibi hatırladığını dile getiriyor.
Bayram hocanın çocuklarına karşı her zaman şefkat dolu bir kimse
olduğunu ifade eden Öztürk, “Babamın bize kızdığı tek konu
kitaplarının düzenini bozduğumuzda olurdu.” diyor. Öztürk,
babasının ölmeden bir gün önce evine gelen üç çocuk annesi büyük
kızı Ayşe’nin yatağının başucuna giderek, “Kızım ben ahireti çok
özledim.” diyerek başını okşayıp sevdiğini anlatıyor. Bayram
Hoca’nın görmeyi çok arzu ettiği şeylerden biri de oğlu Mahmut’un
bir ay sonra doğacak olan çocuğuymuş. Çalışma masasındaki son notu
ise şu olmuş: “İnsan davasına ana hasretiyle sarılmalı, bülbül gibi
şakımalı. Davası için canını öyle atmalı ki ruhu ona yetişememeli.”
Babasının neden öldürüldüğünü bir türlü anlayamadığını dile getiren
Öztürk, “Babamın hiçbir hasmı, ticari ve siyasi bir uğraşısı yoktu.
O emekli bir imam olarak kendini İslam’a adayan ve bunun için çaba
sarf eden bir kimseydi.” diyor. Öte yandan İsmailağa İlim ve Hizmet
Vakfı, yanlış anlaşılmaları önlemek için tek elden bilgi verme
kararı aldı.
‘Cübbeli Hoca’ ile can-ciğer dostuz
Babasının öldürülmesinde ‘Cübbeli Ahmet Hoca’nın azmettirici gibi
gösterilmesinin kendilerini çok üzdüğünü anlatan Öztürk, “Babamla
Ahmet Hoca can ciğer iki arkadaştı. Ahmet hocam taziye için evimize
geldiğinde bana ‘Benden istediğin bir şey var mı?’ diye sordu. Ben
de kendisine ‘Şimdiye kadar size amca dedim, bundan sonra izniniz
olursa baba demek istiyorum.’ cevabını verdim.” dedi.