İstanbul'u İzmir'e komşu yapan yeni otoyol hizmete başladı. Ancak kamuoyu otoyolun, iki şehir arasındaki mesafeyi 8 saatten 3 buçuk saate indirmesinden ziyade, gidiş dönüş ücretlerini konuşuyor.
Ortaya çıkan tabloya göre İstanbul'dan İzmir'e gidişimiz ve dönüşümüz 512 liraya mal oluyor.
Çok önce de söyledim.
Fiyatların astronomik olduğunu düşünenlerin çoğunlukta olmasından dolayı Osmangazi Köprüsü ve bağlı yollarda in cin top oynuyor. Devlet burayı "Yap İşlet Devret Modeli" ile yaptırdığı için gerek köprüyü gerekse otobanı yapan firmaya geçiş ödeme garantisi vermiş.
Geçiş olsa da olmasa da aynı para hazineden ödeniyor.
Anlaşma bu şekilde yapılmış ama bundan sonra böyle devam etmesine bence gerek yok. Ve bence Ulaştırma Bakanlığı'nın bu noktada devreye girip üstlenici firmayı, fiyatların düşürülmesi konusunda hizaya çekmesi gerekiyor.
Şöyle ki...
Geçiş ücretinin 512 lira olmasından dolayı bugün on bin araç geçiş yapıyorsa, fiyatlar yarı yarıya indirildiğinde yirmi bin araç değil, 80 bin araç geçiş yapmaya başlayacak.
Fiyatların düşürülüp, geçiş yapan araç sayısının artmasıyla birlikte aslında üstlenici firmanın kasasına bugün aldığının 5 katı para girecek. Dünyanın her yerinde bu duruma "Sürümden Kazanım" diyorlar ve bu model dünyanın her yerinde daha çok kazandırıyor.
İndirim yapılmadığı sürece, AK Parti yaptığı bu rüya gibi hizmetten dolayı eleştirilmeye ve hatta küfür yemeye devam edecek.
Bu işin bir boyutu...
Bir başka boyutu da şu...
Kimi uzmanlar ve bazı sosyal medya kullanıcıları ortaya çıkan bu rakamı çok fazla buluyor. "Uçakla gitmek daha hesaplı" diyenler oluyor. Kendi pencerelerinden baktıklarında pek de haksız olmadıklarını söyleyebilirim.
Tek kişi gidip dönecekleniz, uçak fiyatları daha hesaplı elbette. Ama iki ya da üç kişi gittiğinizde, uçmak öyle söylendiği gibi hesaplı olmuyor.
Bence burada da bir düzenleme yapılması gerekiyor. Mesela ticaret yapan otobüs, kamyon ve tırlar için fiyat düzenlemesi aynı kalabilir ya da biraz daha artırılabilir.
Zira bu yol en çok onların işine yarayacak.
İzmir'e 9-10 saatte giden otobüs firmaları bu süre 4 saate düşeceği için büyük kazanç sağlayacak. İsteyen firma daha az araçla daha fazla sefer yapma şansı yakalayacak.
Manisa ve diğer illerden İstanbul'a sebze meyve taşıyan yük araçları için de aynı durum geçerli. Gerek ürünün kısa sürede ulaşımı, gerekse yakıt konusunda daha fazla kazanma imkanları olacak.
Binek araçlar için de gerekirse bazı modeller geliştirilebilir.
Mesela Pendik-Yalova arasında hizmet veren arabalı vapurlarda araca ayrı, yolcu sayısına ayrı ücret alınıyor. Binek araç fiyatlarında yarı yarıya indirim yapılıp yolcu başına cüzi bir ücret alınırsa yüksek fiyatlardan kaynaklanan itirazların önüne geçilmiş olur.
Yukarıda da söylediğim gibi...
Fiyatların yüksek olmasından dolayı AK Parti hükümeti yaptığı hizmetten dolayı övgü yerine eleştiri alıyor.
Evet, vatandaşın İzmir'e gitmesi için tercihli yollar da var. Dileyen Körfez'i dolaşarak, dileyen Arabalı vapurlarla uzun yolculuk yaparak 8 saat yolculuk yapıyor.
Aslında eski yollardan 8 saate gidildiğinde gerek yakıt masrafı, gerek zaman masrafı, gerek araç yıpranma masrafı ve gerekse yol boyunca yapılan yiyecek içecek masrafı vatandaşa çok daha fazlasına mal oluyor.
Ama bu durum da fiyatın yüksek olmasını haklı kılmıyor.
Dünyanın bütün ülkelerinde benzer otoyollardan ciddi paralar alınıyor. Ancak şunu kabul edelim ki Türkiye bir ekonomik kriz yaşıyor ve bu krizde vatandaştan tahsil edilen paralar bütçelerine fazla geliyor.
Hal böyle olunca vatandaş kendisine hizmet sunulmadığını, hizmet satıldığını düşünüyor.
Bu nedenle fiyatların yeniden düzenlenmesi şart!