Hızlı verilen kilolara dikkat!
Abone olHızla kilo veren bireylerde genellikle kayıpların yüzde 50’si yağlardan, yüzde 50’si kaslardan olur.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme
ve Diyetetik Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman, "Hızla kilo
veren bireylerde genellikle kayıpların yüzde 50’si yağlardan, yüzde
50’si kaslardan olmaktadır. Bu da kişinin metabolizmasının
yavaşlamasına neden olur" dedi.
Yrd. Doç. Dr. Akman, genelde şişmanların hızla kilo vermek
istediğini belirtti.Mevsimsel olarak zayıflamanın mevsim sonunda
hızla kilo almaya neden olabileceğini ifade eden Akman,
"Fakat hızlı verilen kilolar birçok sağlık sorununu
beraberinde getirmektedir. Hızlı kilo verdiren diyetler
yapıldığında böbrek, karaciğer gibi organlar bu durumdan etkilenir
ve bu organlara ekstra yük biner" diye konuştu.
Akman, ayrıca hızlı kilo verildiğinde yağsız vücut kitlesi kaybının
daha fazla olduğunu, bu durumda da kişinin yağ yerine kas
kaybettiğini belirterek, insanların harcadığı kaloriden fazla
enerji almaları durumunda kilo alabileceğini kaydetti.
Vücutta artan kitlenin genellikle yüzde 75 yağ kitlesi,
yüzde 25 yağsız kitle olduğunu söyleyen Akman, şöyle konuştu:
"Zayıflarken de bu oran korunmalıdır yani kişi daha çok yağ
kaybetmelidir. Ancak hızla kilo veren bireylerde genellikle
kayıpların yüzde 50’si yağlardan, yüzde 50’si kaslardan
olmaktadır. Bu da kişinin metabolizmasının yavaşlamasına
neden olur. Vücut az enerjiyle metabolizmayı yürütme çabası içine
girerek otomatik olarak kendini koruma yolunu seçer ve böylelikle
kilo verme süreci durabilir."
SADECE DİYET YETERLİ DEĞİL
Zayıflamak için diyet yapmanın tek başına yeterli olmadığını ifade
eden Akman, diyete başlayan kişinin uygun egzersiz programıyla bu
süreci sağlıklı sürdürmesinin önemli olduğunu belirtti.
Uzun vadede verilen kiloların korunduğunu, bu yüzden en az 4 ay
devam eden diyetlerin sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı sağlayan
diyetler olduğunu söyleyen Akman, "Bunu sağlayabilmek için,
sık tekrarlayan kısa süreli zayıflama atakları yerine yılın
tamamına yayılan, kişileri bıktırmayan, hafif ve değişik fiziksel
aktiviteleri içeren ve bir diyet uzmanı tarafından kişiye özel
hazırlanan zayıflama diyetleri uygulanması gereklidir"
dedi.
"RESTORANLARIN PORSİYONLARI KÜÇÜLTMESİ
DESTEKLENMELİ"
Akman, hızlı kilo vermenin tercih edilmemesi gerektiğine dikkati
çekerek, kendi kendine ev ortamında haftada en fazla bir kilogram
ağırlık kaybının ideal olabileceğini bildirdi. Bu değerin
üzerindeki ağırlık kaybının sağlıklı olmadığını ifade eden Akman,
şunları kaydetti:
"Obezite epidemiyolojisiyle mücadelede diyete geçmeden önce
çevresel faktörleri düzeltmek önemlidir. Öncelikle yiyeceklerin
porsiyonlarını küçültmek konusunda eğitim şarttır. Böylece ’pasif
aşırı yeme’ engellenmelidir. Ayrıca restoran endüstrisi
yüksek enerji içerikli yiyeceklerde porsiyonları küçültme açısından
yüreklendirilmelidir. İkinci adım ise düşük yağ ve düşük enerji
dansiteli (yoğunluklu) besin (sebze, meyve ve tahıl gibi)
kullanımının artırılmasıdır. Bu tip besinler restoran, lokanta ve
benzeri toplu beslenme yapılan yerlerde daha kolay kullanılır hale
gelmelidir."
Obez ve kilolu hastalar için düşük kalorili diyet uygulandığını
belirten Akman, diyetteki kalori miktarını azaltmanın pratik
yolunun yağ miktarını azaltmak olduğunu ifade etti. Toplam enerji
miktarını azaltmaksızın sadece yağ miktarını azaltmanın kilo vermek
için tek başına yeterli olmadığına dikkati çeken Akman, şunları
söyledi:
"Diyet tedavisine geçmeden önce bireyin günlük enerji
ihtiyacını hesaplamak gerekir. Diyetin enerjisi bireyin harcadığı
enerjiden daha düşük olmalıdır. Üçüncü adım çevreyi fiziksel
aktivitenin önemine hazırlamaktır. Düzenli fiziksel aktivite
uygulayan bireyler daha sağlıklı, daha az sağlık sorunu olan ve
çalışma sırasında daha hareketli olanlardır. Kilolu ve obez
kişilerde egzersiz en iyi sonuç veren uygulamadır. Herhangi bir
aktivite bile hiçbir şey yapmamaktan iyidir."