Hızlı tren hayali bitiyor mu?
Abone olDemiryolu çevreleri ise bunun Hızlı Tren Projesi’ne alternatif olamayacağını belirterek tepki gösterdiler.
Ulaştırma Bakanlığı, Ankara–İstanbul arasındaki demiryolu
hattının iyileştirilmesini öngören çalışmaları 8 Haziran’da
başlatmaya hazırlanıyor. Bakanlık, ihalesi Kasım 2000’de yapılan,
ancak finansman sorunları sebebiyle geciktirilen İyileştirme
Projesi’yle iki şehir arasındaki mesafenin 6,5–7 saatten 3,5 saate
indirileceğini belirtiyor. Bu hedefi gerçekçi bulmayan demiryolu
çevreleri ise, “Rehabilitasyon pansuman bir tedbir. Bu yolla ancak
5 saate indirilebilir. Bu nedenle hızlı tren projesi de ihmal
edilmemeli.” değerlendirmesini yapıyor. Türk Ulaşım–Sen Başkanı
Nazmi Güzel, atılan adımı ‘olumlu, ancak yetersiz’ buluyor. Güzel’e
göre, mevcut hattın üzerine yurtdışından getirilmesi planlanan 300
trilyonluk 15 adet tren seti, demiryollarını çıkmaza sokacak. Çünkü
vagonları ayrılmayan bu setler arızalandığında bütün olarak tamir
edilmek zorunda. TCDD’nin teknik ve personel altyapısının bu
trenlere uygun olmadığını belirten Güzel, “Bunun yerine bizim
konvansiyonel trenlerimiz kullanılabilir. TCDD’nin ürettiği
lokomotifler de aynı hıza ulaşabilir. Yeter ki yollar buna uygun
yapılsın. Hat iyileştirilirken demiryollarının birikimi sıfıra
indirilmemeli.” diyor. Güzel, söz konusu projenin kamuoyuna Hızlı
Tren Projesi gibi sunulmasına da tepki gösteriyor: “3 yıl sürecek
proje bittiğinde Ankara–İstanbul arasında en fazla 1,5 saatlik
tasarruf sağlanacak. Oysa hızlı trenle bu mesafe 5 saat kısalacak.
Yani 1,5 saat için 1 milyar dolar gözden çıkarılıyor. Hızlı trene
gelince ‘kaynak yok’ deniliyor.” Nazmi Güzel, hızlı trenin verimli
olmadığı yönündeki iddiaları, “Bilimsel gerçeklikten uzak, petrol
ve karayolu lobisinin ürünü.” diye nitelendirdi. Güzel, “Dünya
trenlerle hız yarışına girdi. Biz hâlâ tartışıyoruz. TCDD artık
bütün altyapısını dünyadaki gelişmelere uyumla hale getirmek
zorundadır.” şeklinde konuşuyor. Rehabilitasyon projesi TCDD eski
Genel Müdürü Tekin Çınar döneminde gündeme geldi. Hızlı trenden
ümit kestikleri için böyle bir adım attıklarını belirten Çınar,
“TCDD olarak hiç olmazsa mevcut hattı iyileştirelim düşüncesiyle
projeyi başlatmıştık. Hızlı tren bambaşka bir şey. O proje,
Türkiye’nin yarım asırlık rüyası. Geçici birtakım tedbirler üretmek
yerine bu projeye başlanmalı. Böyle giderse AB, ‘sürat trenlerim
yarın sizin ülkenize girecek’ diye karşımıza dikildiğinde iş işten
geçecek.” diyor. Ulaşım ve Demiryolu Platformu’nun sözcüsü Turhan
Çakar da, “İyileştirmeye hızlı tren diyorlar. Bu tam bir aldatmaca.
Halkımız çağdaş ülkelerde olduğu hızlı tren istiyor. Yeter artık.
Bu proje karayolu lobileri tarafından bilinçli olarak engelleniyor.
Uçaktan daha hızlı trenleri getirmedikçe iki şehrin arası 5 saatin
altına indirilemez. Madem bu kadar para var, bütün sektörleri
olumlu etkileyecek hızlı tren niye gerçekleştirilmiyor?” diye
soruyor. Ulaştırma Bakanlığı ise, iddialara ilişkin herhangi bir
açıklama yapmadı. Dünya hız yarışında, Türkiye beklemede
Demiryollarının ulaşım içindeki paylarına bakıldığında Türkiye’nin
sınıfta kaldığı ortaya çıkıyor. ABD ve AB ülkelerinde demiryolu
yüzde 40’lık paya sahipken, aynı oran Türkiye’de sadece yüzde 4.
Başta Japonya ve Fransa olmak üzere gelişmiş ülkeler tren
teknolojilerine büyük yatırımlar yaparak karayoluna göre yüzde 80
daha ucuz olan demiryolunu sürekli geliştiriyor. Saatte ortalama
300 km kat eden hızlı trenlerin limitleri şimdiden 500 km’yi
zorluyor. Avrupa ve Asya’da özellikle 200–600 km arası uzaklıklarda
hızlı trenler uçaklardan daha çok tercih ediliyor. Dünyanın en
hızlı trenlerine sahip Fransa, TGV’lerin yaptığı ortalama 250–300
km/saat hızla da öteki ülkelerin biraz önünde. Japonya’da sadece
‘Şinkansen’ adı verilen hızlı trenlerin bir yılda taşıdığı yolcu
sayısı 290 milyonu buluyor. TCDD ise bütün hatlarda bu rakamın 3’te
1’ine bile ulaşamıyor.