Hitler altınları ve Türkler
Abone olTürkiye'nin Clinton yönetimi tarafından Nazilerin altın soygununa ortak olmakla suçlandığını biliyor musunuz?
Bu kitap, son derece ilginc ve ibretlik bir tarihsel olayın
oykusunu anlatıyor. Kitabı okumadan önce girişindeki bir önsöze
gözatmanız faydalı olur.
57. Hukumet'in Dısisleri Bakanı ve Basbakan Yardimcisi Prof. Dr.
Şukru Sina Gurel bakın kitabın önsözünde neler yazıyor;
İsgal edilen yerlerdeki bankaları soyup, buralardaki varlıklara el
koyan, ancak bununla da yetinmeyip, savas boyunca toplama
kamplarında kitlesel olumlere yolladıgı Yahudi, Roman, solcu ya da
“aryan olmayan” kisilerin dirisini ve olusunu altın dis
kaplamalarına dek soyan Nazi yetkilileri, bu insanlık utancının bas
sorumlularıdır. Ancak bu rezil soygunun aktorleri yalnız onlar
degildir...
Savaş ertesinde kurulan Üçlü Komisyon, sorumlu tuttuğu
devletlerden, oluşturdukları bir “altın havuzu”na
gerekli katkıyı yapmalarını istemiştir. Nazi soygunundan
pay aldığını öne sürdüğü devletler arasında Türkiye de yer
almıştır. Türkiye, önce 1945-47 arasında, daha sonra da
yeniden 1953’te kendisine yöneltilen bu suçlamalara maalesef
zamanında gereken yanıtı verememişti. Ancak Soğuk Savaş
koşullarında Türkiye’yi fazla sıkıştırmak istemeyen Batılılar,
konuyu soğumaya bırakmışlardı. Konu, Soğuk Savaş
ertesinde, 1990’ların sonlarında yeniden ısıtılacaktı.
1996’da ABD Başkanı Clinton, bir komisyon oluşturarak,
“Yahudi Soykırımı Kurbanlarının Varlıkları” konusunun
araştırılmasını yeniden başlatıyordu. Amerikan Komisyonu, 1997
yılındaki taslak raporunda ve ikazlarımıza karşın Aralık
1997’deki Londra Konferansı’nda, Türkiye’ye ağır suçlamalar
yöneltiyordu.
1997’de devlet olarak böyle suçlamalarla karşı karşıya kalınca, biz
de Hükümet olarak konuyu araştırıp, yanıtlamaya karar verdik. Bu
işin eşgüdümünü ve siyasal alanda yürütülmesini Devlet Bakanı
olarak ben üstlendim. 1997-1998 yılları boyunca değerli araştırmacı
arkadaşlarımla birlikte Türkiye’nin bu soykırım-soyguna hiçbir
yönden ortak olmadığını kanıtlayıp, herkese gösterdik.
Sonunda ABD Komisyonu, Türkiye’ye karşı öne sürdüğü
suçlamaları kaldırmış ve nihai raporlarında Türkiye’den söz
etmemiştir. Bu konuda başarılı olduğumuz bilmek ve üstelik
bunu başka konularla karıştırmadan, başkalarıyla ilişkilerimizi
zehirlemeden yapabilmiş olmak, bana kıvanç veriyor.