Hisarcıklıoğlu'ndan hükümete uyarı
Abone olTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk mali sektörü sağlıklı bir yapıya kavuşmadan reel sektörün rahatlayamayacağını vurguladı. Hisarcıklıoğu şu örneği verdi:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk mali sektörü sağlıklı bir yapıya kavuşmadan reel sektörün rahatlayamayacağını vurgularken, ''mali sektör ile reel sektör, aynı elmanın iki yarısıdır. Biri kötü durumdayken, diğerinin iyi olması beklenmemeli'' dedi. Hisarcıklıoğlu, Sheraton Oteli'nde, Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından düzenlenen 1. Bankacılık Arenası'nda yaptığı konuşmada, ''Unutmayalım; şirketleri ancak güçlü bankalar, ekonomiyi ancak güçlü şirketler, Hazine'yi de ancak güçlÜ ekonomi düzeltir'' dedi. Hisarcıklıoğlu, bankacılıkta ''ahlaki zaafiyet'' kaynağı olan tasarruf mevduatında devlet garantisinin kaldırılmasını ise doğru bir gelişme olarak gördüklerini bildirdi. Hisarcıklıoğlu, ancak bir taraftan bu adım atılırken diğer taraftan kamunun ticari bankacılık faaliyetlerini yürütmeye devam ettirmesinin, bir başka zaafiyet ve haksız rekabet unsuru olarak ortada durduğunu söyledi. Bu durumun sektörün işleyini de olumsuz etkilediğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, bunun örneğini, son 3 aydır kamuoyunu tedirgin eden ve kamu bankalarının başını çektiği tüketici kredisi furyasında gördüklerini belirtti. Modern devletin, 'sadece kuralı koyan, denetimi yapan, ama doğrudan piyasanın içinde olmayan' devlet olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Devlet hem kuralı koyan hem hakem hem de oyuncu olduğu sürece müreffeh bir toplum, gelişmiş bir ülke olamayız. Bunun da dünyada örneği yoktur. Hükümetin hem popülizme uzak durduğunun hem de özelleştirmede kararlı olup olmadığının en güzel göstergesi, kamunun ticari bankacılıktan çekilmesi olacaktır. Bu kapsamda hükümet, kamu bankalarının gleceği ile ilgili bir hareket planı ortaya koymalıdır.'' ''BANKALARIN ASLİ FONKSİYONUNA ÖNEM VERMESİ GERİKİYOR'' Hisarcıklıoğlu, kamunun azalan borçlanma ihtiyacı ve düşen enflasyon karşısında bankaların, karlarını korumaları için asli fonksiyonlarına daha fazla önem vermeleri gerektiğini vurguladı. Pek çok bankanın bu gerçeğin bilinciyle, özellikle tüm şirketilerin yüzde 99'unu oluşturan ama kredilerin yüzde 5'ini kullanan KOBİ'lere yöneldiğini görmenin sevindirici bir gelişme olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''bu noktada mali sistemde reform yapılırken, reel sektördeki yapılanmanın aynı hızda gitmediğini belirtmeliyiz'' dedi. Hisarcıklıoğlu, kayıt altına girmenin getirdiği ağır yüklerin, işletmeleri kayıt dışına ittiğine de işaret etti. 2000 yılında yaşanan krizin ardından son 2 yılda krizin getirdiği tahribatları büyük ölçüde onardıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin, kural hakimiyetinin sağlandığı, eşit şartlarda rekabete dayalı, sürprizlere kapalı normal bir ekonomiye dönüşmesi gerektiğini ve bu hedef doğrultusunda önemli adımlar atıldığını bildirdi. Özel sektör kaynaklı büyümenin başladığına ve sürmekte olduğuna tanık olduklarını belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bunların sonucunda ilk defa 3 yıl üst üste büyüme yaşandığını, bu olumlu sürecin devamının sağlanması gerektiğini ifade etti. BANKALARIN BÜYÜMEYE KATKISI Bankacılık sektörünün, büyüme sürecini sağlıklı şekilde destekleyecek hale maalesef gelmediğini belirten Hisarcıklıoğlu, toplanan mevduatın yüzde 60'ı hazine kağıdına yatırılırken, sadece yüzde 40'ının kredi olarak verildiğine işaret etti. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Verilen kredilerin yüzde 30'unun bireysel kredilerden oluştuğu dikkate alındığında, reel sektörün neredeyse mali sistemin dışında kalarak faaliyet gösterdiği ortaya çıkıyor. Bankalar hala kredi verirken, en çok teminata dikkat ediyor. Kredi firmaya ya da projeye değil, teminata verilmektedir.'' Bugün Türk sanayicisinin bir başka ciddi tehlike ile de karşı karşıya olduğunu, sanayide teknolojik yenilenmelerin gerçekleştirilmesi gerektiğini anlatan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bunun için kaynak gerektiğini, bankacılık reformu sağlanarak mali sistemin bir an önce çalışmaya başlamasının büyük önem taşıdığını kaydetti.