Hırsızlık için girdi tecavüz edip çıktı

Abone ol

Bursa'da yaşanan tecavüz olay Yargıtay ve Yargıtay Baş Savcılığı arasında görüş ayrılığına neden oldu

Hırsızlık için girdiği evde "Bana ne yaparsan yap, yeter ki çocuğuma bir şey yapma" diyen kadının sözleri üzerine hırsızlıktan vazgeçen İ.O., önce tecavüz etti ardından da sigara ve yiyecek alarak evi terk etti.

Yargıtay, sanığın 'cinsel istismar, yağma ve konut dokunulmazlığını ihlalden' cezalandırılmasını onarken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan "konut dokunulmazlığını ihlal" cezasına itiraz geldi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hırsızlık amacıyla girdiği evde ev sahibine tecavüz eden, yağma suçunu işleyen sanığın konut dokunulmazlığını ihlalden ceza alıp almayacağını tartıştı. Genel Kurul'un gündemine gelen davaya konu olay Bursa'da yaşandı.

Mağdur L., saat 22:30 sıralarında evinin mutfağında bulaşık yıkarken, balkon kapısından içeri giren elinde bıçak bulunan kar maskeli sanık ile göz göze geldi. Sanık İ.O., mağdur L.'ye "Sakın bağırma yoksa seni öldürürüm" diyerek tehdit etti. Kadında, "Bana ne yaparsan yap, yeter ki çocuğuma bir şey yapma" deyince İ.O., hırsızlık suçundan vazgeçerek, L.'yi bıçakla tehdit ederek, yatak odasına götürdü ve tecavüz etti. Sanık daha sonra mutfaktan gelen su sesinden rahatsız oldu ve L.'den musluğa kapatmasını isteyerek, yiyecek istedi. Buzdolabının üzerindeki sucuğun yarısını, açık bir sigara paketini ve birkaç kahveyi alarak evin giriş kapısından çıktı. Bunun üzerine L.'de bağırarak komşularından yardım istedi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hırsızlık amacıyla girdiği evde ev sahibine tecavüz eden, yağma suçunu işleyen sanığın konut dokunulmazlığını ihlalden ceza alıp almayacağını tartıştı. Genel Kurul'un gündemine gelen davaya konu olay Bursa'da yaşandı.

-3 AYRI SUÇTAN CEZA ALDI-

Olaydan birkaç gün sonra evinin yakınında İ.O.'yu gören L., Jandarmaya ihbarda bulunarak, sanığı yakalattı. Suçunu itiraf eden İ.O., olayda kullandığı bıçağı ve kar maskesini teslim edince Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "cinsel istismar, nitelikli yağma ve konut dokunulmazlığını ihlal" suçlarından dava açıldı. L.'nin evsahibinin akrabası olduğu belirlenen İ.O.'nun mağdurun eşinin eve girip çıkma saatlerini bildiği ayrıca 18 yaşından küçük olduğu ortaya çıktı. Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu ise mağdur L.'nin ruh sağlığının bozulduğu yönünde rapor verdi. Sanığa iyi hal indirimi uygulamayan Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, İ.O.'yu 3 ayrı suçtan mahkum etti. Mahkeme önce cezayı cinsel istismar suçu yönünden verdi. Sanık İ.O.'nun cinsel istismar suçu nedeniyle TCK'nın "cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar" başlığındaki 102. maddesi gereğince önce 7 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, eylemi silahla gerçekleştirdiği ve mağdur L.'nin ruh sağlığı bozulduğu için cezayı 13 yıl 6 aya çıkarttı. Mahkeme, İ.O.'nun suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle de indirim uyguladı ve 9 yıla indirdi.

-"DOKUNULMAZLIĞI İHLAL YAĞMANIN UNSURUDUR"-

Mahkeme sanığı yağmadan da suçlu buldu. Önce İ.O.'yu 12 yıl hapis cezasına çarptıran ancak çaldıklarının maddi değerinin azlığı, pişmanlığı ve 18 yaşından küçük olması nedeniyle ayrı ayrı indirim uygulandı, ceza süresi 2 yıl 8 aya düştü. Mahkeme 3. olarak da eylemi konut dokunulmazlığını ihlal yönünden irdeledi. "Gece konut dokunulmazlığını bozma" suçunun işlendiğine karar veren Mahkeme sanığı bu suçtan da 8 ay hapse mahkûm etti. Karara itiraz gelince dosya Yargıtay'ın gündemine geldi. Davayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi itirazları reddederek, yerel mahkemenin kararını onadı, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüş ayrılığına düştü. Başsavcılık, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun, nitelikli yağma suçunun unsuru olduğuna dikkat çekerek, sanığa iki kere ceza verilmesine karşı çıktı. Daire ise "sanığın gece girdiği konutta yağmadan önce silah kullanarak mağdureye karşı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine ve bu eylemi sürecinde de rızası dışında konutunda kaldığına, konut dokunulmazlığını bozmak fiilinin cinsel saldırının unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni sayılmadığına, iki eylemin de ayrı ve bağımsız" olduğuna dikkat çekti. Yaşanan uyuşmazlık dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun gündemine getirdi. Ceza Genel Kurulu ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazını kabul ederek, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun nitelikli yağma suçunun unsurlarından olduğuna hükmetti. Sanığın cezasının 3 ayrı suçtan değil, "cinsel istismar ve yağmadan" değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi.

ÜNLÜ MÜTEAAHİTİ BU İHMAL ÖLDÜRDÜ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Ünlü müteaahit Ahmet Demirci, şantiye alanını gezerken ayağı takıldı ve 7 metreden toprak zemine çakıldı. Demirci, kaldırıldığı hastanede 5 saatlik ihmal sonucu hayatını kaybetti.

Demircioğlu İnşaat'ın patronu Ahmet Demirci, dev şantiye alanını gezerken ayağı takıldı ve 7 metreden toprak zemine çakıldı. 112 ambulansı tüm ısrarlara rağmen işadamını özel hastaneye götürmedi. Devlet hastanesinde 5 saat müdahale edilmeyi bekleyen işadamı hayatını kaybetti.

Türkiye'nin dört bir yanında 20 yıldan beri inşaat yapan Demircioğlu İnşaat'ın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Demirci, Şişli Esentepe'de Ciner Holding'in yeni ofis binası şantiyesini denetlemeye geldi. Şantiyeyi gezerken ayağı takılan ünlü aşadamı, yaklaşık 7 metre yükseklikten hafriyat yapılan toprak zemine düştü. Ağır yaralanan ancak bilinci açık olan işadamının yanına koşan çalışanları hemen 112'yi aradı. Olay yerine gelen ambulans Demirci'yi alarak hastaneye doğru yola çıktı.

ÖZEL'E GÖTÜREMEYİZ

Ambulansa binen Demirci'nin yakınları, özel bir hastaneye gitmek istedi. Ancak 112 çalışanları, talimat doğrultusunda yaralıyı en yakın devlet hastanesine götürmek zorunda olduklarını söyleyerek kestirip attı. Demirci'in yakınları ısrar etse de sonuç değişmedi. Yaralı işadamı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırıldı. Hastanede her zamanki gibi aşırı yoğunluk vardı. Demirci'yi kontrol eden doktorlar, işadamının bilincinin açık olduğunu gördü ve sadece basit kemik kırık tanısı koydu.

BAKAN'IN AKRABASI

Hastanede müdahale yapılmasını bekleyen Demirci'nin yakınları, işadamının akrabası olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'den yardım istedi. Ancak bu da çare olmadı. 5 saatlik bekleyişin ardından Demirci, aniden komaya girdi. Omuriliğindeki çatlak nedeniyle, omurilik sıvısı kanına karışıtğı iddia edilen işadamı doktorların çabalarına rağmen hayatını kaybetti.

YAKINLARI İSYAN ETTİ

Ahmet Demir'in yakınları, "Zorla getirildiğimiz hastane çok yoğundu. Hastamıza sıra geldiğinde artık çok geçti. Başta 112 olmak üzere, hastamıza geç müdahalede bulunan hastane yönetimini savcılığa giderek şikayette bulunduk. Ama burada hastanedeki doktorlara da birşey diyemiyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın bu yığılmalara çözüm bulması gerekiyor. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz" diye isyan etti.

ARTIK BUNUN ADI KADINA KIYIM

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Manisa'da 1 yıldır işsiz olan ve ihanete uğradığını iddia edenİbrahim Etik eşini sırtından bıçaklayarak öldürdü. Habertürk gazetesinin yayınlama biçimiyle gündeme bomba gibi düşen olayda katil koca hastane çıkışında gazetecilerin sorusuna verdiği cevapla herkesi şok etti

Hastane çıkışında gazetecilerin ''Eşini neden öldürdün'' sorusuna İbrahim E. ''Onu, caminin imamına sorun'' dedi. İbrahim E,. polisler tarafından adliyeye götürüldü.

Manisa Hafsa Sultan Mahallesi 4831 ve 4832 sokağın kesiştiği 22 numaralı evden gelen patlama sesleriyle olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri, içeri girdiğinde korkunç bir manzarayla karşılaştı. Banyoda sırtından bıçaklanmış bir kadın ve çeşitli yerleri yanmış bir erkek bulan ekipler, hemen durumu polise haber verdi.

Yangın, kısa sürede söndürülürken yaralanan kadının 38 yaşındaki Şefika Etik olduğu anlaşıldı. Talihsiz kadın, sırtında bıçakla birlikte ambulansla hastaneye kaldırıldı ancak hayatını kaybetti.. Aynı evden yaralı olarak çıkarılan İbrahim Etik ise aynı hastanede tedavi altına alındı.

BİR YILDIR İŞSİZ

Polisin çevre sakinleriyle yaptığı görüşme sonrası, bir süre Merkez Efendi Devlet Hastanesi'nde taşeron işçi olarak çalıştıktan sonra işten çıkartılan ve bir yıldır işsiz olan 45 yaşındaki İbrahim Etik'in, şiddet nedeniyle evi terk eden 19 yıllık iki çocuk annesi eşi Şefika Etik'i, olaydan bir saat önce yeniden eve dönmeye ikna ettiği öğrenildi.

Eve girdikten hemen sonra eşiyle tartışmaya başlayan İbrahim Etik'in, eline ekmek bıçağını alarak, banyoya sığınan eşini sırtından bıçakladığı belirlendi.

EVİNİ ATEŞE VERDİ

Mutfaktaki tüpü açıp evini ateşe veren Etik'in, olay sırasında kendisini de çeşitli yerlerinden yaraladığı anlaşıldı. Tedavisinin ardından polis tarafından gözaltına alınan İbrahim Etik, polise verdiği ilk ifadesinde "İhanete uğradım. Bu nedenle bıçakladım" dedi.

KADINA ZULÜM BİTMEK BİLMİYOR

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]
İzmir'in Menemen İlçesi'nde oturan bir çocuk annesi Filiz Aktaş, işe gitmek üzere dün sabah saatlerinde yola çıktı. Aktaş, kent merkezindeki üst geçidin önüne geldiğinde, 4 yıl evli kalıp 2010 yılında boşandığı H.Ö. önünü kesti. Afyon'da, 1992 yılında Peyyami Yıldırım'ı öldürdüğü için yattığı cezaevinden 2002 yılında "Rahşan Affı" olarak bilinen afla çıktığı öğrenilen H.Ö., belinden çıkardığı tabancayla genç kadını kurşun yağmuruna tuttu.

Başına ve göğsüne isabet eden çok sayıda mermi ile kanlar içinde kalan Aktaş, olay yerinde yaşamını yitirdi. Yolun karşı tarafındaki trafik polisleri, kaçmaya çalışan zanlıyı koşarak takip ederken bir yandan da takviye ekip istedi. Polis ekipleri H.Ö.'yü, Muammer Aksoy Caddesi'nde çember altına aldı.

Polisin, "teslim ol" çağrısına H.Ö., yoldan geçen çok sayıda öğrenci olmasına karşın elindeki silahla 2 el ateş ederek karşılık verdi. Çıkan çatışmada polis memuru 45 yaşındaki Mustafa Gönen Yılmaz, yoldan geçen bir öğrencinin arada kalıp vurulmasını engellemek için önüne atlayınca, sol ayak bileğine isabet eden kurşunla yaralandı. Yaklaşık 15 dakika süren çatışmada H.Ö. bacak, omuz, karın ve kolundan vurularak yakalandı. H.Ö.'nün üzerinden 2 tabanca, 9 şarjör ve susturucu çıktı. Filiz Aktaş'ın, kendisini sürekli rahatsız ettiği gerekçesiyle, H.Ö.'yü üç kez polise ve savcılığa şikâyet ettiği öğrenildi.

YOĞUN BAKIMDA

Hastanede yoğun bakıma alınan H.Ö.'nün hayati tehlikesinin sürdüğü belirtilirken, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edilip ameliyat edilen polis memuru Mustafa Gönen Yılmaz'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

EN ISISZ CENAZE

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Gaziantep'te travesti olduğu gerekçesiyle ağabeyi 27 yaşındaki F.Ç. tarafından hastanede öldürülen 24 yaşındaki R.Ç.'in cenazesi ailesi tarafından kabul edilmeyince belediye görevlileri tarafından kimsesizler mezarlığında toprağa verdi.

Ağabey F.Ç.ise polise verdiği ifadesinde, 'mahalle baskısı' yüzünden kardeşini öldürmek zorunda kaldığını ileri sürdü.

Kilis nüfusuna kayıtlı olan R.Ç. ve ağabeyi F.Ç., birlikte restoranlarda garsonluk yapıyordu. Ancak çalıştığı birkaç işyerinden R.Ç.cinsel tercihi nedeniyle işten çıkarılınca, ağabeyi de kendisiyle işten birlikte ayrıldı. R.Ç. 1 yıl önce evlenen ağabeyi F.Ç. ile birlikte aynı evde yaşarken, iki kardeş minibüs ile seyyar overlokçuluk yapmaya başladı. Ancak, 6 ay önce R.Ç.otomobilde bir erkek ile ilişkiye girerken yakalanınca ağabeyinin yanından ayrılarak yaşamını tek başına sürdürmeye başladı. İlk dönemlerde kardeşine sürekli sahip çıkarak destek olan F.Ç., iddiaya göre R.Ç.'nin kadın kıyafetleri giymesi ve çevre baskıları nedeniyle eleştirmeye başladı.

AYAĞI KIRILDI HASTANEYE YATTI

Ağabeyinden ayrı yaşamaya başlayan R.Ç., birkaç gün önce kentte eşcinsellerin buluştuğu parkta düşerek ayağını kırdı ve Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. R.Ç.'nin durumunu haber vermek için aradığı kız kardeşi de ağabeyi F.Ç.'ye olayı anlattı.

F.Ç. dün akşam saat 19.00 sıralarında, kardeşinin tedavi olduğu hastaneye gitti. Ziyaretçi gibi hastaneye giren F.Ç., iddiaya göre kardeşinin kadın kıyafetiyle yattığını görünce odadakileri dışarı çıkartıp, tabancayla 3 el ateş ederek öldürdü ve ardından silahıyla polise teslim oldu. Eşi 3 aylık hamile olduğu belirtilen şüpheli F.Ç., polisteki sorgusunda tabancayı bir kamyoncudan aldığını ve kardeşiyle ilgili çevresinden gördüğü 'mahalle baskısı' nedeniyle cinayeti işlediğini belirterek pişman olduğunu söyledi.

AİLESİ CENAZEYİ KABUL ETMEDİ

Avukat Cengiz Gökçek Hastanesi'nde otopsisi yapılan R.Ç.'nin cenazesi ailesine teslim edilmek istendi. Ancak, Kilis'in Musabeyli İlçesi'ne bağlı Tahtalı Karadut Köyü'ndeki yakınları cenazeyi kabul etmedi.

Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla cenaze Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü görevlileri tarafından alınarak Asri Mezarlığa götürüldü. Burada yıkanan cenaze, 6 görevli ve mezarlık imamı tarafından kimsesizler mezarlığına defnedildi.

KENDİSİNİ POLİS OLARAK TANITIP TECAVÜZ ETTİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İstanbul'da, kendilerini polis olarak tanıtıp, pasaport kontrolü yapacaklarını söyleyerek evlerine girdikleri yabancı uyruklu 3 kadının para ve elektronik eşyasını aldıkları, kadınlardan birine de tecavüz ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 5 kişi adliyeye sevk edildi.

Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, yabancı uyruklu 3 kadının gasp edilmesi, bu kadınlardan birinin tecavüze uğramasına ilişkin çalışma başlattı.

Mağdurlardan gasp edilen cep telefonlarının satıldığı yerlerdeki kişilerin ifadelerine başvuran polis, yaklaşık 2 ay süren teknik ve fiziki takip sonucu Bahçelievler, Pendik ve Şişli'de belirlediği adreslere düzenlediği operasyonla Mesut S, Veysel K, Onur T, Özgür G. ve Türkmenistan uyruklu Mansur B'yi gözaltına aldı. Bu kişilere ait adreslerde yapılan aramada, bir adet tabanca ile birlikte sahte komiser kimlik kartı ve telsiz sesi veren bir adet cep telefonu ele geçirildi.

Şüphelilerin, takip ettikleri yabancı uyruklu kadınlara sahte polis kimliğini gösterip, cep telefonundan telsiz sesi çıkartarak pasaport kontrolü yapacaklarını söyleyip kadınların evlerine girdikleri, bu şekilde Bakırköy'de 22 Mayıs'ta Gürcistan uyruklu İ.M'ye (42) tecavüz edip, 270 TL parası ile dizüstü bilgisayarını, 6 Mayıs 2011 tarihinde Bahçelievler'de küçük yaştaki oğluyla yaşayan Türkmenistan uyruklu bir kadının 3 bin doları, 8 Mayıs'ta da Bakırköy'de Türkmenistan uyruklu bir başka kadının 800 TL ile 100 ABD doları, ayrıca 2 dizüstü bilgisayarı ve mağdurlardan 4 cep telefonu gasp ettikleri belirlendi.

Mağdurlardan İ.M'nin, Onur T. ile Mesut S'yi kendisine tecavüz eden kişiler olarak teşhis ettiği, Mansur B'nin de parasını ve dizüstü bilgisayarını gasp ettiğini söylediği öğrenildi.

Şubedeki işlemleri tamamlanan 5 kişi, adliyeye sevk edildi.

Günün Önemli Haberleri