Hipertansiyonda diyet nasıl yapılmalı?
Abone olYaşamınızın her bölümünü etkileyen hipertansiyon ile kolayca mücadele edebilirsiniz.
Hipertansiyon, gelişmiş ülkelerde sıklıkla karşılaşılan
bir halk sağlığı problemidir. Tedavi edilmeyen hipertansiyon,
yanında birçok hastalığı getirebilir. Araştırmalar hipertansiyon
oluşumunda diyetsel faktörlerin etkili olduğunu göstermekte.
Yapılan çalışmalara göre uygun bir beslenme planı ile kan basıncı
düşürülebiliyor. İşte diyetisten Tuğçe Aytulu'nun kaleminden
DASH diyeti;
Son yıllarda hipertansiyonun tedavisinde kullanılan ve DASH adı
verilen bir beslenme modeli geliştirildi. DASH’in açılımı:
‘Hipertansiyonu düşürmede diyetsel yaklaşımlar’ anlamına geliyor.
Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Tuğçe
Aytulu, DASH beslenme planını bizlerle paylaşıyor.
DASH nasıl bir beslenme planıdır?
Bu beslenme planında hedef; gıdalarla alınan sodyum miktarını
azaltırken aynı zamanda yetişkinler için yeterli ve dengeli bir
beslenme planı oluşturmak. Sodyum, hipertansiyonun oluşumunda
önemli bir mineraldir. Sofra tuzunun yaklaşık yarısı sodyumdan
oluşur. Hipertansiyon için beslenme planı doymuş yağlardan,
kolesterolden ve katı yağlardan fakir, meyve, sebze ve az yağlı süt
ve süt ürünlerinden ise zengin olacak şekilde düzenlenir. Bu planda
tam tahıl ürünleri, balık, kümes hayvanları ve yağlı tohumlar
(fındık, badem gibi) da kullanılır. Ancak kilonun kontrolü de
önemlidir. Yapılan bazı araştırmalara göre vücut ağırlığı normalin
üzerindeyse, %10’luk kilo kaybı tansiyonun düşmesine yardımcı
olabilmektedir.
Hipertansiyonun beslenme tedavisinde, aynı zamanda posa, magnezyum,
potasyum ve kalsiyum açısından zengin bir beslenme tedavisi
uygulanır.
Hipertansiyonun tedavisinde hekiminizin önerdiği ilaç tedavisine
uygun olarak beslenme alışkanlıklarınızın da, biyokimyasal
özelliklerinize göre düzenlenmesi gerekir. Bu konuda bir beslenme
uzmanından yardım alabilirsiniz.
DASH diyetini günlük beslenme alışkanlığınızın bir
parçasına dönüştürün. Nasıl mı?
Öğün aralarında meyve tüketin. Meyveler, hem posa hem de patasyum
içeriği nedeni ile hipertansiyonun kontrolünde yardımcıdır. Ancak
aşırı meyve tüketimi de kilo kontrolünü zorlaştırabilir. Günde 4-5
porsiyon yeterli olacaktır. Sebze tüketimini artırın. Hergün 1
tabak salata ve 1 tabak sebze yemeği yemeye özen gösterin. Ancak
pişirilen sebzelere tuz eklemeyin ve az miktarda sıvı yağ
kullanarak pişirin.
Kalsiyum, hipertansiyonun kontrolü için gerekli bir mineraldir. Bu
nedenle süt ve süt ürünleri tüketmeniz yararlı olacaktır.
Tercihinizi az yağlı olanlarından yapın. Ancak “az yağlı ürün”
düşük kalorili ürün anlamına gelmez. Aşırı tüketimlerden kaçının.
Günlük olarak, 1 dilim peynir, 1 bardak az yağlı süt ve 1 kase
yoğurt yeterli olacaktır.
Badem, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar magnezyum açısından zengin
oldukları için, hipertansiyonun beslenme tedavisine yardımcı
olurlar. Ancak miktarları iyi ayarlanmalı ve aşırı tüketimden
kaçınılmalıdır. 2 yemek kaşığı veya 15 gram yağlı tohum alımı
yeterlidir. Ayrıca tuzsuz olanlar tercih edilmelidir.
Posanın artırılabilmesi için meyve ve sebzelerin suyunu tüketmek
yerine kendilerini tüketin. Kabuklu olarak yenebilenleri kabuklu
tüketin.
Unutmayın, beslenme bir bütündür. Hiçbir gıda mucize yaratmaz.
Besinler çeşitlendirildiğinde beslenme anlam kazanır.
Tuzu azaltmak için püf noktaları
Gıdaları satın alırken etiketlerini okuyun. Gıdaların etiketinde
tuz, sodyum olarak görünebilir. Düşük sodyumlu olanları tercih
edin.
Yemeklerinizi düşük sodyumlu tuzla veya tuzsuz olarak pişirin.
Düşük sodyumlu tuz kullanacaksanız hekiminize veya diyetisyeninize
danışın.
Sofrada tuz kullanmayın. Onun yerine lezzetlendirmede limon,
baharatlar ve sirke yardımcı olabilir. Dışarıda yediğiniz
yemeklerde salam, sosis gibi işlenmiş etlerle hazırlanmış ürünler
yerine içine tuz eklenmemiş, turşusuz taze salatalar tercih etmeye
çalışın. Alışveriş yaparken konserveler yerine taze satılan
gıdaları tercih edin. Et, tavuk, balık alırken tütsülenmemiş,
işlenmemiş ve konserve edilmemiş olanlarını tercih edin.
Kahvaltılık tahıl gevrekleri alırken düşük sodyumlu olanlarını
tercih edin. Unutmayın, bir gıdadan tuz tadı almamanız sodyum
içermediğini göstermez. Soya sosu, hardal gibi gıdalar veya içinde
MSG (mono sodyum glutamat) bulunan gıdaları tüketmeyin. Bunların
yerine taze sebzelerden ve baharatlardan kendiniz soslar
hazırlayın. Yemek aralarında atıştırmak için tuzlu krakerler yerine
meyve tüketin. Soda, asitli içecekler, kabartma tozu sodyum içerir.
Bu nedenle tüketiminden kaçının.
Düşük sodyumlu ürün, etiketten nasıl
anlaşılır?
Ürün: Sodyumsuz veya tuzsuz (Anlamı: Porsiyon
başına 5 mg’dan daha az sodyum içeriyorsa)
Ürün: Çok düşük sodyumlu (Anlamı: Porsiyon başına
35 mg ve altında sodyum içeriyorsa)
Ürün: Düşük sodyumlu (Anlamı: Porsiyon başına 140
mg ve altında sodyum içeriyorsa)
Ürün: Sodyumu azaltılmış (Anlamı: Normal ürüne
göre sodyumu % 25 ve üstünde azaltılmışsa)
Pudra.com