Hipertansiyon hakkında doğru bilinen bu 5 yanlışa dikkat edin
Abone olTürkiye’de yaklaşık 15 milyon hipertansiyon hastası bulunuyor. Ancak bu hastaların yalnızca %5-6’sı etkin bir tedavi alabiliyor. Uz. Dr. Cegerğun Polat, hipertansiyon hakkında doğru bilinen yanlışları sıraladı.
Kan basıncı yüksekliği anlamına gelen hipertansiyon birçok
nedene bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Bunda, ailesel yatkınlık ve
aşırı tuz tüketimi büyük oranda etkili oluyor. Yine de hastaların
yaklaşık %95’inde yüksek tansiyon nedeni tam olarak bulunamıyor.
Polat, hipertansiyon hakkında doğru bilinen 5 yanlışı açıkladı.
Damarlara ve iç organlara zarar
veriyor
Hipertansiyon, kanın damar içinden geçişi
sırasında damar duvarına yaptığı basınçtır. Bu etki, uzun dönemde
damarın iç yüzeyinde hasara yol açar. Yüksek tansiyon nedeniyle
organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma da
gerçekleşebilir. Bu durum, organlardaki kan akışını bozarak organ
yetmezliklerine sebep olabilir.
Birçok etken hipertansiyon
nedeni
Hipertansiyon; tiroit hastalıkları, böbrek üstü
bezi tümörleri, böbreğe giden damarlarda daralma, aort darlıkları,
genetik bozukluklar, obezite, aşırı tuz ve alkol gibi tetikleyici
faktörlerle ortaya çıkabilmektedir. Doğum kontrol hapları, bazı
ağrı kesici türleri gibi ilaçlar da kan basıncını yükseltebilir.
Hastaların büyük bir kısmında nedeni belirlenemese de hipertansiyon
kontrol altına alınmalı ve ideal düzey olan 12/8’e
düşürülmelidir.
Düzenli ilaç kullanımı önemli
Hipertansiyonun
tedavisinde en etkin yöntem ilaç kullanımıdır. Tansiyon
seviyelerini kontrol altına alan ve hastanın yaşamını sağlıklı bir
şekilde sürdürmesini sağlayan ilaçların doktor kontrolünde düzenli
olarak alınması çok önemlidir. Günümüzde, hasta için en etkili
tedaviyi sağlayan ve en az yan etkiye sahip farklı ilaç seçenekleri
bulunmaktadır. İlaçların yan etkileri konusunda hastanın doktorunu
bilgilendirmesi, tedavinin seyri açısından önemlidir. İlaçlar
doktorun bilgisi dışında kesilmemeli ve herhangi bir sorun
yaşandığında yine doktora danışılmalıdır.
Yaşam tarzı değişikliği tedavide başarıyı
artırır
Hipertansiyon hastalarının ilaç tedavilerinin
yanı sıra tansiyon seviyesinin kontrol altına alınması ve
korunmasında yaşam tarzı değişikliklerinin de önemi büyüktür. Kilo
kontrolünün sağlanması için sağlıklı beslenme ve bir uzman
kontrolünde diyet yapılmalı, hareket ve düzenli egzersiz yaşam
tarzı haline getirilmeli, tuz tüketimi minimum düzeye indirilmeli,
sigara ve alkol kullanılmamalı, stres kontrolü için gerekli
önlemler alınmalıdır. Sağlıklı yaşam için uyulması gereken bu
kurallar hem hayat kalitesini yükseltmekte hem de tedavi başarısını
artırmaktadır.
Tedavi sırasında dikkate alınacak
öneriler:
- Sarımsak ve limonun hipertansiyon
tedavisinde yeri yoktur. Hasta, ilaçlarını düzenli olarak
kullanmalı ve sağlıklı beslenme kuralları içinde bu besinleri
tüketmelidir.
- Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçların bağımlılığa neden
olduğu inanışı tamamen yanlıştır. Hipertansiyon tedavisi süreklilik
gerektirir. Bu durumu, “ilaçlar bağımlılık yapıyor” diye yorumlamak
yanlıştır.
- Tansiyon düşürücü ilaçlarının böbrek ve karaciğer üzerinde
olumsuz yan etkileri yok denecek kadar azdır. Başta böbrek olmak
üzere birçok organ, yüksek kan basıncı ilaç ile tedavi
edilmediğinde görülür. Henüz ortaya çıkmamış olan nadir bir yan
etkiden korkarak hipertansiyon tedavisinden vazgeçmek yaşamsal risk
oluşturur.
- Hipertansiyon tamamen ortadan kalkan bir hastalık değildir.
Dolayısıyla tansiyon kontrolü bahane edilerek “iyileştim”
düşüncesiyle ilaçlar bırakılmamalı ve ilaç tedavisi doktor
kontrolünde devam etmelidir.
* Toplumda hipertansiyonun ileri yaş hastalığı olduğu düşüncesi de
yanlıştır. Günümüzde artık birçok nedenden dolayı hipertansiyon
gençleri de etkileyen bir hastalıktır. 20-30 yaş arası erişkinlerin
yaklaşık %10-15’i ve 50 yaş üzerindeki kişilerin de ortalama
%30-40’ı hipertansiyon hastasıdır.