Hıncal, yarına hazır ol!
Abone olHıncal Uluç'a Serdar Turgut, yakında cevap verecek. Çünkü Turgut'un yazması gereken daha önemli bir konu vardı.
Hıncal Uluç, Serdar Turgut için ağır ithamlarda bulunmuştu.
Uluç, Turgut için "Penis yazarı" demişti. Turgut, Uluç'a cevap
vermeyi çok istedi. Ama istemeden de olsa "Hıncal sen yarını bekle"
demek zorunda kaldı.
Yazı : Serdar Turgut
Kaynak : www.aksam.com.tr
Bizim medyanın yolları, kış aylarında yağmur nedeniyle çamurlu su dolmuş oynak kaldırım taşlarına benziyor. Siz ne kadar dikkatli adım atmaya çalışırsanız çalışın, mutlaka bir yerden üstünüze çamur sıçrayıverir. Bana dün sabah sıçrayan çamurun adı Hıncal Uluç'tu. Ona birkaç satır yazıp gereken ve hak ettiği cevabı verecektim de öğle saatlerinde son yolculuğuna yolladığımız bir arkadaşımın cenazesi nedeniyle çamur ile alakadar olacağım, yazıyı bir gün erteledim. Hıncal canım sen bir gün daha bekle olur mu, dün arkadaşımızın cenazesinde güzel hatıralarla ve üzüntüyle yani sıcak dostça hislerle dolduk, dolayısıyla Hıncal canım sana bu yazıda bir saniye bile vakit ayırmak istemiyorum.
Berran Tözer öleceğini uzun zamandır biliyordu, hepimiz biliyorduk, yine de haberi duyar duymaz kalbimde bir düğüm olduğunu hissettim. Güzel kalpli bir insandı, arkadaşları için hep iyi düşünen bir insandı. Cenazede etrafıma baktım da yılların içinden akıp gelen arkadaşların hepsinde samimi bir hüzün vardı yani poz atmak için üzülür gibi görünmüyordu kimse. Birbirimize başsağlığı dilediğimiz arkadaşlar kısacık sürede özetle neredeyse şifreli diyebileceğimiz ve sadece Berran'ı tanıyan insanların anlayabileceği, paylaşabileceği hatıraları canlandırdık.
Açıkça söylemek gerekirse Berran'ın hastalığını öğrendikten sonra bu kadar bile yaşayabileceğini ben sanmıyordum. Çünkü doktoru arkadaşım Sualp Tansan'dan hastalığının bazı aşamalarını öğreniyordum. Değerli arkadaşımızı beklediğimizden çok daha uzun -ve hayattan koparmadan- yaşatan Sualp Tansan'a teşekkürlerimi buradan gönderiyorum. Belki bilmiyorsa ona şimdi yazayım: 'Sualp, Berran seni çok severdi ve güvenirdi, bunu bil'.
Cenazesinde bile insanlara hüzünle karışık güzel duygular veren bu insandan sonra Hıncal'la uğraşmak bende güzel bir çiçek bahçesinden sonra çamura basacağım hissini uyandırıyor. Ama ne yapacaksınız; yapacak fazla da şey yok, hayat güzellikleriyle, pislikleriyle bir bütün oluşturuyor ve siz olduğunca kendinizi kollayarak doğru bildiğiniz gibi her an sıçramaya hazır çamurlardan mümkün olduğunca sakınarak yaşamayı sürdüreceksiniz. Hıncal canım sıra şimdi sana geliyor işte, hızla yazacağım ve bir an önce kurtulacağım inşallah.
Yazı : Serdar Turgut
Kaynak : www.aksam.com.tr
Bizim medyanın yolları, kış aylarında yağmur nedeniyle çamurlu su dolmuş oynak kaldırım taşlarına benziyor. Siz ne kadar dikkatli adım atmaya çalışırsanız çalışın, mutlaka bir yerden üstünüze çamur sıçrayıverir. Bana dün sabah sıçrayan çamurun adı Hıncal Uluç'tu. Ona birkaç satır yazıp gereken ve hak ettiği cevabı verecektim de öğle saatlerinde son yolculuğuna yolladığımız bir arkadaşımın cenazesi nedeniyle çamur ile alakadar olacağım, yazıyı bir gün erteledim. Hıncal canım sen bir gün daha bekle olur mu, dün arkadaşımızın cenazesinde güzel hatıralarla ve üzüntüyle yani sıcak dostça hislerle dolduk, dolayısıyla Hıncal canım sana bu yazıda bir saniye bile vakit ayırmak istemiyorum.
Berran Tözer öleceğini uzun zamandır biliyordu, hepimiz biliyorduk, yine de haberi duyar duymaz kalbimde bir düğüm olduğunu hissettim. Güzel kalpli bir insandı, arkadaşları için hep iyi düşünen bir insandı. Cenazede etrafıma baktım da yılların içinden akıp gelen arkadaşların hepsinde samimi bir hüzün vardı yani poz atmak için üzülür gibi görünmüyordu kimse. Birbirimize başsağlığı dilediğimiz arkadaşlar kısacık sürede özetle neredeyse şifreli diyebileceğimiz ve sadece Berran'ı tanıyan insanların anlayabileceği, paylaşabileceği hatıraları canlandırdık.
Açıkça söylemek gerekirse Berran'ın hastalığını öğrendikten sonra bu kadar bile yaşayabileceğini ben sanmıyordum. Çünkü doktoru arkadaşım Sualp Tansan'dan hastalığının bazı aşamalarını öğreniyordum. Değerli arkadaşımızı beklediğimizden çok daha uzun -ve hayattan koparmadan- yaşatan Sualp Tansan'a teşekkürlerimi buradan gönderiyorum. Belki bilmiyorsa ona şimdi yazayım: 'Sualp, Berran seni çok severdi ve güvenirdi, bunu bil'.
Cenazesinde bile insanlara hüzünle karışık güzel duygular veren bu insandan sonra Hıncal'la uğraşmak bende güzel bir çiçek bahçesinden sonra çamura basacağım hissini uyandırıyor. Ama ne yapacaksınız; yapacak fazla da şey yok, hayat güzellikleriyle, pislikleriyle bir bütün oluşturuyor ve siz olduğunca kendinizi kollayarak doğru bildiğiniz gibi her an sıçramaya hazır çamurlardan mümkün olduğunca sakınarak yaşamayı sürdüreceksiniz. Hıncal canım sıra şimdi sana geliyor işte, hızla yazacağım ve bir an önce kurtulacağım inşallah.