Hıncal Uluçun yazısı tokat gibi
Abone olTartışmayı bilmeyenlere, sövmeyi yazarlık zannedenlere, cevap hakkını kullanmayanlara, yalan dolan yazan herkese...
Bu yazı Reha Muhtar'a yazılmış belli. Ama böyle bir yazı, kişiye
özel olmamalı, köşesini babasının malı gibi kullanan, yalan ve
iftirayı alışkanlık haline getiren, küfürü marifet sayan, cevap
hakkına saygı duymayan, olmayan bir şeyi olmuş gibi yazarak
okurlarını kandıran, yalanı ortaya çıkınca, utanmak, yerin dibine
girmek yerine "yarrabi şükür" diyen herkese ama herkese hitap
ediyor...
Hele hele "emir kulu" olduğunu köşesinde yazmaktan hicap
duymayan kimi zevzekler için bu yazı tokattan daha ağır...
İşte Hıncal Uluç'un yazısı:
"Tartışmayı tartışıyoruz sizlerle bir süredir.. Keyifli iştir
aslında, eğer adabını koruyabilirsen.. Amacın bir fikir savaşı
olduğunu hissedersen..
Ama işin içinde başka şeyler olursa, o zaman hiç gereği yoktur
bence.. Yanıt vermeyişim, veremediğimden değildir. Paçavra ederim
ele alırsam. Ama değmez..
Adam takıntılıysa değmez. Adam tartışmadan kendisine paye,
kendisine reyting, ucuz ve çabuk şöhret peşindeyse değmez.
Adam kıskançlıklar, zaaflar içindeyse değmez.
Adam düzeysizse hele hiç değmez.
Çünkü o düzeye inemem. Hak ettiği düzeyde yanıt veremem..
Ne yaparım..
Güler geçerim.. Üzülür geçerim. Acır geçerim.
Ya da, hani meşhur laf vardır..
"Aptallara kızmayınız. Dağları yüksek gösteren ovalardır" ya..
Hatta farkımızı durmadan ortaya koyduğu için okur nezdinde, zaman
zaman içimden teşekkür de ederim. "
Hıncal Uluç'un yazısın devamı da var... Ama bu kadar yeter,
gazeteciliğin yüz karası olan yaratıklara bu tokat yeter de artar
diye düşünüyoruz.