Hıncal Uluç Fatih Terim'i bombaladı: Alaçatı'ya git köşene çekil
Abone olHıncal Uluç, son olarak Rangers'a 2-1 yenilip Avrupa'ya havlu atan Galatasaray'da Fatih Terim'i yerden yere vururken deneyimli hocaya Alaçatı'ya gidip köşesine çekilmesini tavsiye etti.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Rangers'a 2-1 mağlup olarak Avrupa
defterini kapatan Galatasaray'da teknik direktör Fatih Terim için
ağır bir yazı kaleme aldı. Victor Hugo'dan alıntı yapan
deneyimli yazar, Fatih Terim için şu ifadeleri kullandı;
''Geçen salı "Derbi'nin en talihsizi Fatih Terim'di" başlıklı yazımın yer aldığı köşemde Victor Hugo'nun bir lafı vardı. Aslında senin için seçmiştim o lafı Hocam.. Anlamadın. Bugün açıktan yazıyorum; "Yerini vaktinde terk etmeyi bilmek gerçek olgunluktur. Sadece acizler kalmakta ısrar eder!.."
Sadece Galatasaray değil, Türk Futbol Tarihi'nin de en
büyük kulüp başarısına imza atan sana, bugün çok açık ve
çok net söylüyorum Hocam..
Kulübün teknik ve futbol direktörlüklerini
bırak. Galatasaray Tarihi'ne dön ve artık hep orda
kal Hocam!.. Bunu seni seven bir ağabeyin olarak yürekten
söylediğime de inan.. Çünkü sen tükendin Hocam.. Aslında çoktan
tükenmiştin.
''Türk futbolcuları anında sildin''
Euro 2016'daki hezimetinin ve Milli Takım'dan kovulmanın suçunu
futbolculara yükledin. Onların sana komplo kurdukları için
Ayyıldızı sattıklarına inandın. Sonuç!. Türk futbolcusundan nefret
ettin.
Yedeklerine dek yabancı, sahada dizilenler içinde maç başında
çalınan Milli Marşımızı okuyan tek kişisi olmayan bir
yabancılar lejyonunu inatla ve ısrarla sahaya sürdün.
Başta yeri hala bomboş duran takımın kaptanı, oyunun lideri
Selçuk'u bitirdin. Parlar gibi olan Türk futbolcuları anında
sildin. Galatasaray'a milli takımda oynarken transfer olanları çöpe
çevirdin.
İlk fırsatta da gönderdin.
''Feghouli ve Belhanda aşkın başladı''
Alaçatı olayından sonra iyice dağıttın. Bu defa Feghouli ve
Belhanda aşkın başladı. Bu ikisinin takımda rakipsiz olması
bilinçli ya da bilinçaltı temel taktiğin oldu. Bu ikisine rakip
olacak adam almadın. Olabilecek gibi olanları, yerli, yabancı, alt
yapıdan genç, geleceğin umudu olmalarına bakmadan sildin, sattın.
Bugün büyük rakiplerin Fenerbahçe, Beşiktaş ve
Trabzon nasıl bir alt yapı zengini görmedin,
bakmadın.
''Tugay'ı kovdun''
Milli Takım'dan pasaportunu alır almaz geldiğin Galatasaray'da ilk
işin alt yapının patronu Tugay'ı kovmak oldu. O Tugay ki, yıllarca
oynadığı İngiliz Ligi'ndeki harika deneyimleriyle, 8 yaş gurubundan
başlayarak üst yapıya oyuncu vermek amacıyla harika bir sistem
kurmuştu, Florya'da..
Adeta başından attığın alt yapıda gene de iki genç
parladı.. Yunus ve Celil.. Hele Celil.. Geleceğin Selçuk'u idi
adeta.. Geçen sene başında, laf ola iki hazırlık maçında oynattın.
Öyle dikkat çekti ki, Sevgili Belhanda'na rakip oluyordu nerdeyse.
Hemen sildin. Celil'i bir daha gören olmadı. Bu transfer sezonunda
da 900 bin lira gibi komik bir paraya sattın, kulübün
geleceğini.
Yani Hocam meydan sana ve sevgili Belhanda'na ve Feghouli'ne
kaldı.
Ne var ki, camia ve taraftar bu ikilinin takıma değil, kendilerine
oynadıklarını görmüştü artık.
''Covid-19 imdadına yetişti''
Islıklamalar, yuhlar başlamıştı.. Görünüşe göre sıra sana da
geliyordu ki, Covid-19 imdadına yetişti. Maçlar seyircisiz
oynanmaya başladı.
Bu bildiğini, tribün korkusu olmadan yapmana şans
tanıdı.. Seyircisiz maçlarda planını Galatasaray'ın kazanması
değil, Belhanda ve Feghouli'yi kahraman yapmak ve yüksek
sözleşmelerle Galatasaray'da kalmalarını uzatmak için
yapmaya başladın. Dikkat etmediğin bir şey vardı.
En Terimci yorumcular bile bu ikili rezaletin farkına varmışlardı.
Seni kırmadan uyarmak için her şeyi yazdılar.. Ama öyle inatla ve
ısrarla sarılmıştın ki bu ikisine, en yakınlarına bile gözlerini,
kulaklarını kapadın.
Glaskow Rangers maçının, Galatasaray için maddi ve manevi büyük
değeri vardı. Avrupa'dan elenip Annemizin Ligi'ne dönmek
küçük bir felaket olurdu.
''Bıçak sırtının üstünde yürüyordu
Türkiye''
Hatırlar mısın?. "Annemizin Ligi" deyiminin doğuşuna, senin
Galatasaray'ın sebep olmuştu. Ötekiler her sene eylül, bilemedin
ekimde elenir giderken Galatasaray her yıl ilkbaharı görüyor, 99-
2000 sezonunda ise Avrupa Ligi ve o tarihte Real Madrid'in bile
müzesinde olmayan Avrupa Süper Kupası'nı, Hasnun Galip'e
getiriyordu. Yani onlar, Anneleri'nin liginde oynarken, Galatasaray
artık Avrupa Takımı olmuştu da, bu deyiş Ali Sami Yen
tribünlerinden ülkeye yayılmıştı. Rangers maçının Türkiye için,
ülke puanı için de büyük önemi vardı. Bıçak sırtının üstünde
yürüyordu Türkiye.. Hemen arkasında da İskoçya vardı. İskoçya bizi
geçerse, artık Türkiye Şampiyonu, Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan
katılma hakkını İskoçlara kaptıracaktı.
''Hocam, önünde oynanan maçı da
okuyamadın''
Hem Türkiye, hem Galatasaray için bu kadar kritik maçı, sen bir
kere daha ülken ve kulübün değil, Belhanda ve Feghouli için
planladın Hocam..
Rangers'e yenilip elenmen fazla yadırganmaz, olay bile
olmazdı. Ama Galatasaray'a turu, ülkeye puanları Feghouli
ve Belhanda ile alırsan bir ne destanlar oluşurdu. Sadece bunu
düşündün. İlk 11'i buna göre düşündün. Oyun planını buna göre
düşündün. Sırf asist yapsın diye, duran topların hepsini
Belhanda'ya attırmak dahil. Orda Emre Kılınç gibi bir
usta dururken. Belhanda kaç korner attı, Marcao'ya gol attıran
o harika korner ortasını kim yaptı, Hocam?. Pardon? İlahi bir ders
miydi acaba?.
Gözün ve beynin öyle Belhanda ve Feghouli dolmuştu ki Hocam, önünde
oynanan maçı da okuyamadın. Rangers'in sıradan da değil, sıra altı
bir takım olduğunu, savunmasının her akında dağıldığını, azıcık
preste dahi top çıkaramadığını bile göremedin. Sırık stoperlerin
havadan Falcao'ya top göstermediklerini ama adam kollamakta hele
alan savunması yapmakta ve de yerden nasıl aciz kaldıklarını dahi
okuyamadın.
''Onun son izleri de Alaçatı'da kalmıştı''
Maç "Ben Diagne'nin maçıyım" diye bas bas bağırırken bile gözlerin
öyle kapalıydı ki Hocam, ikinci yarıya ayni Belhanda Feghouli için
oynayan takım düzeni ile çıktın. Ancak 2-0 yenik duruma düşünce,
oyuna gene şaşkın müdahale ettin. Belhanda'nı nihayet ve Babel'le
oyundan alırken, oyuna golcü değil, iki orta saha adamı, Ömer ve
Etebo'yu soktun.. Djagne, 75'inci dakikada aklına geldi. Onu
sokarken de, takımdaki sonuncu kanat adamı Feghouli'yi çıkardın bu
defa.. "Yahu Diagne'ye topu şimdi kim atacak" diye düşünmeden.
Çünkü dedim ya, artık maçı o bir gece evvelden kafasında oynayıp
kazanan, ona göre 11 seçip, ona göre taktik veren, evdeki hesap,
sahaya uymuyorsa, anında gören ve hemen kenardan müdahale eden
Fatih Terim yoktu artık.. Onun son izleri de Alaçatı'da
kalmıştı.
Hocam.
''Alaçatı'ya git köşene çekil''
Lütfen, ama lütfen iyi düşün ve Galatasaray tarihindeki Fatih Terim
anıtına daha fazla zarar vermeden, oto eleştirini de sen yap ve
çekil..
İnsan beyni kötü olayları silmeye, ama güzellikleri hep hatırlamaya
yöneliktir. Göz önünden çekildin mi,
beyinlerde Kopenhagen 2000 Fatih Terim'i kalır
Hocam.. Çekil.. Alaçatı'ya git. En eski ve en dost arkadaşın
Sabahattin'le barış.. Sonra köşene çekil.. Ailenle baş başa,
yazları Bodrum'da, kışları İstanbul'da huzur ve mutluluk içinde
yaşa Hocam!.