Hıncal Abi yanlış yapıyorsun!
Abone olDün, Lig TV maç yönetmeni Musa Çözen'i "Canlı yayında top kaybedilmez." diyerek topa tutan Hıncal Uluç, mesai arkadaşı Savaş Ay'ın eleştiri oklarına hedef oldu.
Futbola olan düşkünlüğü ile bilinen Hıncal Uluç, dünkü yazısında
Lig TV maç yönetmeni Musa Çözen'i yaptığı hatalardan dolayı ağır
bir dille eleştirmişti. Hatta zaman zaman ağza alınmayacak sözler
söyleyen Uluç'a Savaş Ay'ın tepkisi biraz ağır oldu. Fakat Ay,
diyerek efendiliği bozmadı.
Hıncal Abi dünkü yazısına "Musa Çözen; canlı yayında top
kaybedilmez.." diyerek haklı bir giriş yapıyor.
Ancak daha ikinci cümlede kaçıyor kantarın topuzu. "Maç değil, Musa
Çözen'in sanatsal (!) mastürbasyonlarını izler olduk.."
deyiveriyor. Ama sona doğru söyledikleri dehşet verici. Handiyse
"Musa'yı işinden atın ya da reji masasının kaptan koltuğundan
kalkıp getirgötür işlerine baksın artık" manası çıkacak sözler
ediyor.
Önce meslektaş
Hıncal Uluç ağabeyimizdir, ustamızdır, üstatlık mertebesine ulaşmış
bir kalem erbabıdır amenna. Ama her şeyden önce bir
meslektaşımızdır Hıncal Abi. Onun yine bir diğer meslektaşımızı;
Musa Çözen'i "işinden edin" anlamına gelecek tarzda konuşması hayli
üzücüdür. Yadırgatıcıdır demiyorum çünkü alıştık. Daha önce de
spiker arkadaşların anlatımlarını beğenmeyip patronlarına "bu
çocuğun görevine son verin" çağrılı yazılarını okumuştuk. Gelelim
işin başka kısmına. Televizyoncu gözüyle de seyirci gözüyle de
baktığım zaman Musa Çözen'i değil meslekten men etmek, 'onun
gibilerin sayısını artırabilsek keşke' diyesim gelir hep. Ortalık 3
kameralı otur geyiklepinekle programlarını bile beceremeyen
"yönetmen müsveddeleriyle" doluyken 16-18 kameralı, 4-5 ayrı açıdan
anında tekrarlı lig maçlarını, bir TV yönetmeninden de öte bir
orkestra şefi gibi yönetiyor Musa Çözen. Hıncal ağabeyim,
üzerlerinde engin bilgi sahibi olduğu gavur yayın kuruluşlarında
Musa kıratında kaç adam çıkar yine en iyi kendisi bilir.
"Sahada maç varken, tribündeki kadınları, top ileride iken, geride
sümküren, tükürenleri, gol pozisyonu içindeyken oyun, önceki
pozisyonların tekrarını bize seyrettiren bu kafa işte.." diyor ve
çok çok haksızlık ediyor.
Televizyon ekranı
Çünkü bunlar yayıncılığın olmazsa olmazlarıdır. İnsanlar bir
televiyon ekranından kuru kuruya maç seyreder mi hiç? Oradaki
atmosferi görecek, bir köy kahvesinde bile izliyor olsa da sanki
stattaymış gibi havaya girecek, oradaki coşkuyu, duyguyu ta içinde
hissedecek öyle değil mi?.. Barlara, birahanelere, lüks otel
lobilerine konuşlandırılan dev ekranları izleyen kalabalıklar
formaları bayrakları kapıp gitmiyor mu oralara. Tribün
tezahüratlarının minyatürü bu dediğim yerlerde hatta evlerde bile
yapılmıyor mu? Sahadaki futbolu tribünden seyreden sadece maçın
oynandığı yere mi bakar? Basın tribününde kimler var? Şeref
tribününe başbakan mı gelmiş? Kulüp başkanı ne yaptı, amigo nasıl
coşturdu, polis olaya nasıl müdahale etti, ambulans nerede
duruyor.. falan falan. Bütün bunları çıplak göz görüyorsa ekran
karşısındaki de görecek elbette. En iyi yönetmen insanı gerçek
atmosfere en yakın taşıyandır ve bu, yayıncılığın altın kuralıdır
değil mi Hıncal ağabeycim?..
Song'un tekmesi
Musa, derbi maçtaki tek golü ıskaladı ve büyük hata yaptı evet. Ama
o sinirle gözünden kaçmış olabilecek ve Musa'nın gerçekten de dünya
çapında bir yönetmen olduğunu bir daha kanıtlayacak hangi detayları
geldi ekrana:
* Ribery sakatlanıyor aynı karede eşi endişeyle izliyor.
* İki Galatasaraylı aynı anda iki ayrı taç atışı yapıyor.
* Thomas yan hakeme tükürüyor.
* Necati atıldığı halde saha kenarına gizlenmiş maç izliyor, Musa
yakalıyor.
* Song'un tekmesini hakem atlıyor, Musa görüyor.
YAZI:Savaş AY
SABAH