Hilmi Özkök'ten Balyoz iddiası
Abone olTanıklık yapmaması konusunda eleştirilen eski Genelkurmay Başkanı Özkök Yargıtay'ın kararını eleştirdi.
Balyoz davası kararlarının geçtiğimiz gün açıklanmasının
ardından tepkiler gelmeye başladı. Yorumu en çok merak edilen
isimlerden biri ise Hilmi Özkök. Yargıtay kararı için konuşan Özkök
tanıklık yapması durumunda da esasın değişmeyeceğini söyledi.
KİMSEYİ ŞİKAYET
ETMEDİM
konuşan Özkök “Görevdeyken ve sonrasında hiç kimseyi şikâyet
etmedim. Görevdeyken bu konularda kimsenin burnu kanamadı, dava
açılmadı ve tutuklama olmadı. Hepsinin pırıl pırıl olduğunu
düşündüğümü basın yoluyla kamuoyuna açıkladım” ifadelerini
kullandı
En çok eleştirilen sözlerinden biri de “kasaptaki ete soğan
doğramam” sözüydü. Darbe girişimi iddiasıyla ilgili olarak da “var
da diyemem yok da diyemem” şeklindeki sözleri de dava süresince çok
tartışıldı.
ÜZÜNTÜ DUYUYORUM
“Balyoz davasının Yargıtay safhası sona ermiştir. Hüküm giyen
arkadaşlarım için büyük üzüntü duymaktayım. Beraat edenler için de
sevinçliyim.
Meselenin yargısal yönü kamuoyu önünde tartışılmaktadır. Ben,
benimle ilgili bölüme değinmek istiyorum.
Dava süresince birçok sanık yakını ve medya yorumcusu Hilmi
Özkök’ün ifadesi niçin alınmadı, mahkemeye sanık tanığı olarak
niçin gelmedi diye bana sitem boyutlarını aşan tenkitlerde
bulunmuştur. Bu tenkitleri üzüntüyle fakat saygıyla karşıladım.
Onlara durumu daha iyi anlamaları için şunları açıklamak
istiyorum:
ESASI
ETKİLEMEZDİ
1- Tanıklık yapmam mevcut deliller çerçevesinde davanın esasını
etkilemeyecekti. Yargıtay böyle söylüyor.
2- Ben daha önce muhtelif vesilelerle Balyoz planı diye bir şey
bilmediğimi, elimde bir belge bulunmadığını söyledim. (Sayın Şamil
Tayyar’ın makalesi)
MAKSAT AŞILDI
3- Ergenekon davası sırasında ifade verirken, bir avukat (babası
her iki davada da sanık olan bir bayan avukat) Balyoz davasıyla
ilgili bir soru sordu. Mahkeme Başkanı bakılan davayla ilişkili
olmamakla beraber istersem cevap verebileceğimi söyleyince Balyoz
davasına ilişkin olarak özetle şu ifadeyi verdim:
Balyoz diye bir darbe planı duymadığımı, ancak emrimle rutin olarak
yapılan plan seminerinde Ordu Komutanı’nın (Çetin Doğan
kastediliyor-fb) konuşması olduğunu iddia edilen bir ses kaydının,
bilmediğim kişilerce bana ulaştırıldığını, bunu incelemesi için
Ordu Komutanı’nın ilk amiri olan ve seminerin icrasını sağlayan
Sayın Kara Kuvvetleri Komutanı’na (Aytaç Yalman kastediliyor-fb)
emir verdiğimi, anladığım kadarıyla seminerde en tehlikeli senaryo
bölümünün maksadını aştığını, gerçek yer ve kişi adlarının
kullanılmasının yanlış olduğunu ifade ettim. Bu ifadem resmi olarak
Ergenekon davasına bakan mahkeme tarafından Balyoz davasına bakan
mahkemeye gönderilmiştir.
BÜYÜKANIT VE BAŞBUĞ
ANLATTI
4- Esasen seminer sırasında benim 2. Başkanım olan emekli Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, Balyoz davasında tanık olarak dinlendiğinden ve
benim bilgilerimin onunkiyle örtüşmesi gerektiği düşünülerek
mahkeme beni çağırmamış olabilir. Çünkü o günlerde Irak tezkeresi,
Kıbrıs gibi konularda çok yoğun faaliyetlerim olduğundan bana
çeşitli konulardaki bilgileri derleyip toplayıp sunan 2.
Başkan’dır. Durum KKK için de aynıdır. Onun Kurmay Başkanı Sayın
İlker Paşa da (İlker Başbuğ) ifade vermiştir.
GİTSEYDİM
DİNLENMEZDİM
5- Sanıkların çağrısı üzerine niçin onların tanığı olarak (davanın
veya mahkemenin değil) gitmediğim konusunu işleyenlere cevabım
kısadır.
Sayın emekli Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanları topluca
sanıklar için tanıklık yapmaya gitmişlerdir. Mahkeme kendilerini
dinlemiş midir? Hayır, dinlememiştir. Ben de gitseydim,
dinlenmezdim. Bu yargının tasarrufudur.
ETE SOĞAN DOĞRAMAM
Bir de beni en çok üzen bir başka konuya değinmek istiyorum. 2008
yılı Temmuz ayında tamamen başka bir konuda (henüz olmamış ve fakat
olması muhtemel bir konu) fikrimin sorulması üzerine
“kasaptaki ete soğan doğramam” dedim. Bu yerel bir
deyimdir. “Doğmamış çocuğa don biçmek” gibi.
Bu sözüm Balyoz davası ilgililerince hep aleyhime işlendi. Halbuki
Balyoz davası 2010’da başladı. Hiç alakası olmayan bir konu.
İsteyenler Temmuz 2008 ayında Sayın Yılmaz Özdil’in bu konuda
yazılmış makalesine bakabilir.
BEN GÖREVDEYKEN KİMSENİN BURNU
KANAMADI, TUTUKLANMADI
Özet olarak:
Ben görevdeyken ve sonrasında hiçbir kimseyi şikayet etmedim. Bu
konularda hiç kimse için dava açmadan. Görevdeyken bu konularda
kimsenin burnu kanamadı, dava açılmadı ve tutuklama olmadı. Davalar
açılınca bana iftira atanlar hakkında dahi aleyhlerinde bir şey
söylemedim. Hepsinin pırıl pırıl olduğunu düşündüğümü basın yoluyla
kamuoyuna açıkladım.”