Hilmi Güler'e gazetecilerden tam not
Abone olEnerji Bakanlığı'ndaki ihalelerle ilgili yolsuzluk operasyonunu bizzat düğmeye basarak yönlendiren Bakan Hilmi Güler, Fatih Altaylı ve Nuray Başaran'dan tam not aldı.
Enerji Bakanlığı'ndaki ihalelerdeki usülsüzlüğün üstüne giderek
düğmeye basan Enerji Bakanı Hilmi Güler'e gazetecilerden tam not.
Hürriyet Gazetesi yazarı Fatih Altaylı, "Helal olsun
Enerji Bakanı'na" diye yazarken, Akşam Gazetesi'nden Nuray
Başaran ise köşe yazısına, diye başlık attı.
İşte Fatih Altaylı ve Nuray Başaran'ın, Enerji Bakanı Hilmi Güler'e
'tam not' verdikleri yazılarından ilgili bölümler:
Helal olsun Enerji Bakanı’na
ENERJİ Bakanı Hilmi Güler, ‘örnek bir bakan’ tavrı sergiliyor.
AKP iktidar olduktan sonra Enerji Bakanlığı kadrolarında önemli
değişiklikler yaptı.
Kritik noktalara ‘kendi adamlarını’ getirdi.
Bunu normal buluyorum. Türkiye’de her iktidar bunu yapıyor.
Kimi Batı demokrasilerinde de benzer uygulamalar var.
ABD’de başkan değişince, yüz bine yakın kadro el değiştiriyor.
Almanya’da da benzer bir durum var.
Türkiye’de bu liyakat göz önüne alınmadan ‘hoyratça’ yapıldığı için
tepki topluyor ama herkesin yaptığı bu.
Ve bakanlar kendi getirdikleri bürokratları korumayı da bir adet
haline getiriyorlar.
Bir anlamda bunlar siyasi kadroların işbirlikçisi gibi
çalışıyorlar. Geçmişte bunun dışında gördüğüm tek bakan Enis
Öksüz’dü.
Ancak Hilmi Güler bir adım öne geçti.
Kendi kurduğu kadrolar hakkında birtakım ‘iddia ve isnatlar’
olduğunu görüp, bunların ‘doğru olabileceğini’ hissedince hemen
soruşturmayı başlattı.
ANAP döneminin aynı koltuğu işgal eden bakanları gibi ‘beklemedi’,
‘korumadı’, olayın ‘Jandarma marifetiyle ortaya çıkarılmasını’
beklemedi.
Ve hiçbir ‘komplekse kapılmadan’ kendi getirdiği adamların ipini
kendi eliyle çekti.
Bu durumun partisine, hükümetine zarar verebileceğini bilmesine
rağmen çekinmedi.
Hilmi Güler’i kutluyorum.
Darısı diğer bakanların ve ‘bazı’ bakanlarını koruyan Başbakan’ın
başına.
Yazı: Fatih Altaylı
Tebrikler Hilmi Bey
'Bakanlığımız bilgisinde' diye başlayarak kamuoyuna duyurulan ve
Bakanlığa bağlı iki şirketin üst düzey bürokratlarının aralarında
bulunduğu büyük bir yolsuzluk operasyonu açığa çıkınca, bazı
açılardan faydalı ve önemli bir sürecin başlamış olduğunu
düşündüm.
Geçen yazın başlarında, Teftiş Kurulu'nun Bakan emriyle alınan
duyumlar hakkında bir rapor düzenlemesi ve raporun ciddi emareler
taşıyan bir yolsuzluk kokusunu ortaya çıkarması üzerine, yine
Bakan'ın girişimi ile Genişletilmiş Ağır Ceza Mahkemesi
Savcılığı'nın gözetiminde ve Kaçakçılık Organize Suçlar Daire
Başkanlığı ile Başkanlığa bağlı Ankara Şubesi tarafından oldukça
geniş ve derin bir teknik takibin sonucunda delilleri ile birlikte
mahkemeye intikal ettirilmiş. Şimdi sorgulama ve soruşturmayı
detaylandırma ile birlikte yürüyen bir yargılama süreci
başlıyor.
AK Parti iktidarında kendi bakanlığı içinde ortaya çıkan ve hatta
kendi iktidarları döneminde atanmış bürokratları kapsayan bu kadar
büyük çaplı bir yolsuzluk iddiası ile ilgili olarak Bakan Güler'in
açık yüreklilik, cesaret ve dürüst yönetim ilkeleri doğrultusunda
verdiği bu karar çok büyük önem taşıyor. Umarız Hilmi Bey'in
göstermiş olduğu bu kararlılık, dürüstlük ve cesaret diğer
Bakanlıklar için de, hatta Belediyeler için de geçerli olsun.
Son altı-yedi aydan beri giderek Ankara kulislerinde yüzlerce
yolsuzluk, vurgun ve usulsüz işlemler dedikoduları kol geziyor.
Atalarımızın dediği gibi ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama illa
da orada bir ateşin olması da gerekmez. Fakat gerçekten bu dumanı
tüten şeylerin altında bir ateş olup olmadığının öğrenilebilmesi,
ancak gerçekten bunların üzerine dürüstlük ve cesaretle gidilerek
sağlanır.
AK Parti, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele adına çok geniş
kesimlerin oylarını alarak iktidara geldi. Bu yüzden, hem
yoksullukla mücadele konusunda hem de yolsuzluğu önleme ve onunla
mücadele etme konusunda herkesten daha fazla efor sarfetmek
zorundadır. Bu işler yapılırken, bazen teknik detaylara da dikkat
etmekte yarar vardır diye düşünüyorum.
Bir konuda usulsüzlük veya yolsuzluk şüphesi ortaya çıktığında, bir
soruşturma süreci başlıyor. Ve bu soruşturma süreci ile birlikte de
onlarca, yüzlerce insan bildiklerini, gördüklerini, duydukları ve
bazen de olduğunu düşündükleri şeyleri anlatmaya başlıyorlar. İster
bürokrat olsun ister siyasetçi isterse işadamı veya ara elemanlar
olsun, hepsinin geniş bir çevre içerisinde ve tek bir konu ile
sınırlı olmayan çok sayıda telefon görüşmeleri, yazışmaları ve
ilişkileri oluyor. Bunların hangisinin gerçekten takip edilen
konuyla ilgili olduğu, hangisinin gerçekten o yolsuzluğu
gerçekleştirmek üzerine rol aldığı çok kritik bir sorudur.
Bu soruyu çözmek için çalışan, yani teknik takip yoluyla bu işi
çözümlemeye çalışan Emniyet veya Jandarma birimlerinin de dosyaları
çok iyi tasnif ve tanzim etmesi gerekiyor. Ki, gerçek suç ve
suçlular ile bilerek veya bilmeyerek bu işi yapanlarla diyalogda
bulunanlar birbirinden ayırt edilebilsin. Mesela sadece bu son
Bakanlık Operasyonu'nda, Başbakan danışmanından bakanlara,
milletvekilinden çok sayıda bürokrat ve işadamına kadar, onlarca
insanın adı ve kaydı geçiyor kulaklarımıza gelen bilgilerde. Biz de
mahkeme sonucu ile kesinleşinceye kadar bunların hangilerinin
gerçekten bu işte olup olmadığını görmeyi ve ondan sonra yazmayı
doğru buluyoruz.
Sözün özü, AK Parti iktidarı açısından, yolsuzlukla mücadele
bağlamında 'kendinden başlayarak geniş bir yolsuzluk mücadelesi
yapmak', başka bir ifade ile 'iğneyi kendine batırarak çuvaldızı
diğerlerine' anlayışının iyi ve başarılı bir örneği olmasını
dilediğimiz bu operasyon için tekrar Hilmi Bey'i tebrik
ediyoruz.
Yazı: Nuray Başaran