Hilal Kaplan'ın sorusu Habertürk'ü karıştırdı
Abone olHilal Kaplan'ın Trump'a sorduğu soru üzerinden başlayan tartışma bu kez de Habertürk'ü karıştırdı. Trump'ın verdiği cevabın Türkiye'yi rencide ettiğini söyleyen İsmail Saymaz'a itiraz eden Hadi Özışık, Saymaz'ı vicdansızlık yapmakla suçladı.
Gazeteci Hilal Kaplan'ın ABD Başkanı Donald Trump'a sorduğu soru üzerinden başlayan tartışma bu kez de Habertürk ekranlarına taşındı. Trump'ın verdiği cevabın Türkiye'yi rencide ettiğini söyleyen İsmail Saymaz'a, İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık'tan itiraz geldi.
Hadi Özışık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'de ziyaretinin tarihi bir an olduğunu söyleyerek, Gazeteci Hilal Kaplan'ın Trump'a sorduğu soru nedeniyle linç edildiğini ifade etti. Sorunun doğru olduğunu ve Trump'ın cevap vermekten kaçtığını söyleyen Özışık'a İsmail Saymaz'dan itiraz geldi.
İşte moderatörlüğünü Mehmet Akif Ersoy'un yaptığı programda Hilal Kaplan'ın sorusuyla başlayan o tartışma;
Hadi Özışık: Bu tarihi bir andı ben şunu söyleyeyim. Bir gazeteci arkadaşımızı linç ettiler. O sorunun sorulmasını bile farklı biçimde işte "Trump, Hilal Kaplan'ı rezil etti" gibi ifadeler kullandılar. Çok yerinde, doğru, en doğru şekilde sorulan bir soruydu. Ve Trump o soruya cevap vermek yerine başka bir bir ifade kullandı.
İsmail Saymaz: Sorunun gölgesinde kaldı. Soruyu soranın gölgesinde kaldı. Halbuki sorunun cevabı skandal bir cevaptı. Ben Kürtler ile de görüşüyorum senin kahraman başkanınla da görüşüyorum dedi.
Nihal Bengisu Karaca: Rencide edici bir cevaptı.
H.Ö: Kimi rencide etti?
İ.S: Türkiye'yi...
H.Ö: Ne alakası var? İstediği kadar söylesin. Eğer rencide eden birisi varsa, istediği kadar söylesin. Sen rencide oldun mu?
İ.S: Tabii ki hem de kaç defa? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğum için rencide oldum. Her fırsatta beni, mensubu olduğum ulusu Kürt düşmanı ilan etti, rencide ettim. Sizin ekonominizi yerle bir ederim dedi, rencide oldum.
H.Ö: Keşke Türkiye'de senin cumhurbaşkanına ağır sözler kullanıldığında da rencide olabilseydin. Keşke sürekli HDP'lilerin bilmem kimlerin gönderdiği mektuplardan rencide olsaydın.
İ.S: Bakın Türkiye'de siyasi kamplaşmanın tarafı olmak başka, bir başka ülkenin benim vatandaşı olduğum ülkeyi aşağılaması başka şey! Bunlar siyasi demeçler.
H.Ö: Bir başka ülkenin cumhurbaşkanı olsun, başkanı olsun...
İ.S: Yanlış, Trump'ın mektubunu Kılıçdaroğlu'nun demeci hakkında konuştuğun kadar konuşmuyorsun.
H.Ö: Emin misin? Sen ne zamandan beri bu kadar vicdansız oldun İsmail? Seninle yapmış olduğum programlarda bin defa söyledim. Sen nasıl iki dakikada vicdansızlık yapıyorsun yav! Yapma böyle? Trump'ın bu aşağılık mektubu üzerinden burada kavga çıktı kavga. Defalarca konuştuk. Hiçbir şekilde kabul edilmeyecek bir mektuptu ama ben sizinle şu anlamda aynı fikirde değilim. Erdoğan'ın aşağılık mektubu muhatap almaması doğruydu.
İ.S: O mektubu iade etti.
H.Ö: Ne yapacaktı? Kardeşim iade nedir biliyor musun? Diplomasi de iade diye bir şey yok. Diplomasi de mektubu alıp gözüne sokmak diye bir şey yok! Anlatabiliyor muyum? O mektuba anında cevap verildi. Operasyon kararı bizim Türkiye'de, operasyon tarihini söylemiyorum. O mektup gelmesine rağmen operasyon yapıldı mı? Bitti... Oraya girdi mi, girdi. Sonucu aldı mı aldı. ABD'nin ikinci adamını ayağına getirdi mi? Getirdi... Şimdi gitti ABD'de adamın gözünün içine baka baka...