Hilal Kaplan'dan dikkat çeken tarikat ve cemaat yazısı
Abone olSabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, FETÖ ve Adnan Oktar'a yönelik operasyon üzerinden 'tüm tarikatlara operasyon geliyor' iddiasıyla ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Adnan Oktar grubuna yönelik operasyon sonrası kamuoyunda
tarikatlar ve cemaatlere yönelik operasyon hazırlığı söylentisi
yayıldı. Gazeteci Nevzat Çiçek, geçtimiz günlerde Habertürk'teki
röportajında "devletin istihbarat birimleri bu noktada çok ciddi
çalışıyorlar." ifadelerini kullanmıştı.
'Diğer cemaatlere yönelik çalışma olacak mı?' sorusu gündemdeki yerini korurken, tartışmalara katılan Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, "Laikçi ve dinci istismara karşı mücadele" başlıklı bugünkü yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Siyonizm Kur'an'da var" diyen Oktar'la, "Haçlıların ülkenizi işgal etmesi tehlikeli değildir" diyen Feto'yla, 15 Temmuz darbesini haber aldığında "İslâmî faaliyetlerin darbeden hayırlı şekilde etkilenmesini umuyoruz" diyen Kuytul ile darbe günü çoğunluğu sokaklara akan tarikat ve cemaat mensuplarını aynı kefeye koymak akıl, vicdan, izan sahibi kimsenin haddi değildir.
'KAPALI KUTU' KALMA LÜKSÜ YOKTUR: Tarikat ve cemaatler, aynı zamanda toplumun vazgeçilmez bir parçası olmaları hasebiyle, diğer oluşumlar gibi devlet denetimine tabidirler. İster seküler ister İslâmî hususiyeti olsun, her devlet, vatandaşlarını mobilize etme kabiliyetine sahip oluşumlarla iletişim halinde olmaya mecburdur. Zaten dini ticari ve siyasi güç için kullanmayan her yapı da bu şeffaflık talebine olumlu karşılık verecektir. Bu ister dernek ister cemaat olsun, bağlının kimle evleneceğinden hangi okula gideceğine, izleyeceği televizyondan okuyacağı gazeteye kadar her alanını denetleyip belirleme potansiyeline sahip yapıların 'kapalı kutu' kalma lüksü yoktur.
81 İLİMİZDE DİN İSTİSMARIYLA MÜCADELE KOMİSYONLARI
KURULDU: Darbe ertesinde, Diyânet İşleri Başkanlığı çatısı
altındaki Din İşleri Yüksek Kurulu'nun otuz kadar tarikat ve cemaat
üst düzey temsilcisi ile toplantıları olmuştu. Ağustos 2016'da
toplanan Olağanüstü Din Şûrası'nda da din istismarı ile mücadele
konusunda ortak kararlar alındı. Allah rızası için çalışan samimi
yapılara destek olunması, ilgisizlikten kaynaklı bazı hurafelerin
ayıklanması ve dini istismar eden oluşumlarla etkin mücadele
konusunda inisiyatif alınan bu istişare ve icraatlar oldukça
önemliydi. Buna binaen hem Diyânet İşleri merkez yapısında hem de
81 ilimizde Din İstismarıyla Mücadele Komisyonları kuruldu. Bu
yapıların etkin biçimde çalıştırılması ve benzer buluşmaların
artarak sürmesi, hem bazı kötü niyetli dedikoducuların önünü
kesecek hem de toplumun şeffaflaşmasının önünü açacaktır.
Bu mücadele, aileden devlete kadar, aşağıdan yukarıya toplumun her
kesimini ilgilendiren bir vazife ve sorumluluktur."