Hidayet Karaca'dan AİHM kararı!
Abone olTutuklu Hidayet Karaca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
Karaca'nın ivedilikle tahliyesini talep eden avukatları,
500 bin Euro (1 buçuk milyon TL) da tazminat talebinde
bulundu.
5 aydır tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı
Hidayet Karaca'nın avukatları, ağır hak ihlalleri ve telafisi
imkansız mağduriyeti gerekçe göstererek, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
14 Aralık Operasyonu kapsamında "Terör örgütü yöneticiliği"
gerekçesiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan Samanyolu
Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, avukatları aracılığıyla Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Karaca'nın ivedilikle
tahliyesini talep eden avukatları, 500 bin Euro da tazminat
talebinde bulundu.
"KEYFİ OLARAK TUTUKLANDI"
Hidayet Karaca'nın çalışma dönemi ile tutuklanma sürecinin detaylı
şekilde anlatıldığı başvuru dilekçesinde, geçen hafta tahliye
kararı veren İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararına da yer
verildi. AİHM'in iç tüzüğüne değinilen dilekçede, Hidayet
Karaca'nın keyfi olarak tutuklandığı ve hakkında verilen tahliye
kararının uygulanmadığı öne sürüldü.
"TELAFİSİ İMKANSIZ MANEVİ ZARAR GÜN GEÇTİKÇE
ARTMAKTADIR"
Karaca'nın tutukluluğunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
(AİHS) de ağır şekilde ihlal edildiği savunulan dilekçede, "Bu
konulara ilişkin olarak farklı tarihlerde Anayasa Mahkemesi'ne
bireysel başvuru yapılmıştır. Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi'nin
bugüne kadar karar vermemesi ve bireysel başvurunun müvekkil
bakımından etkisizliği sebebiyle sayın Mahkemenize ayrı bir başvuru
da yapılacaktır. Müvekkil adına yaptığımız tahliye talepleri de
gerekçesiz bir şekilde reddedildiği için bu tutukluluk sebebiyle
uğranılan telafisi imkansız manevi zarar gün geçtikçe artmaktadır.
Ancak işbu başvuruyu yapmamıza sebep olan son olaylar sebebiyle
müvekkilin hakları hiçbir şekilde tamir edilemez ve telafisi
imkansız şekilde ihlal edilmiştir. Her ne kadar daha sonraki bir
aşamada haksız tutukluluk sebebiyle maddi gideri talep etme imkanı
olsa da, somut olayda maddi olarak giderilemeyecek ve telafisi
imkansız bir zarar bulunmaktadır" denildi.
"TEK TELAFİ TAHLİYESİDİR"
Dilekçede, "Müvekkil artık keyfi olarak tutukluluk statüsünden, ne
yazık ki, "rehin" statüsüne geçmiştir. Çünkü müvekkilimiz hakkında
hukuk ve kanuna uygun bir tahliye kararı olduğu halde, mahkemenin
bu tahliye kararı hiçbir surette uygulanmamaktadır.
Hukuk devleti olması gereken bir ülkede bu durumun ne maddi ne de
manevi telafisi bulunmamaktadır. Tek telafisi, sayın Mahkemenizin
vereceği tedbir kararı ile müvekkilin tahliyesidir" ifadesi yer
aldı.
SONUÇ
Dilekçenin sonuç kısmında ise, "Yukarıda geniş şekilde açıklanan
ağır hak ihlalleri ve telafisi imkansız mağduriyet sebebiyle
öncelikle AİHM içtüzüğünün 39. maddesinin uygulanması suretiyle
müvekkilin derhal tahliye edilmesi yönünde tedbir kararı
verilmesini; bu mümkün olmadığı takdirde, başvurumuzun kayda
alınarak AİHS İçtüzüğü'nün 40. maddesi uyarınca acil olarak
Hükümete bildirilmesine karar verilmesini; vekalet ücreti ve
yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini; müvekkilin
uluslararası bir medya grubunda en üst düzey yönetici olması hususu
da göz önünde tutularak 500.000 Avro (beş yüz bin avro) tazminata
hükmedilmesini; ve yukarıda açıklanan hak ihlallerinin tespiti ile
müvekkilin derhal salıverilmesi yönünde karar tesis edilmesini
saygıyla vekaleten talep ederiz" denildi.