İnternet Medyası son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la
buluştu.
Sözler aldık:
-Bu yasa çıkacak!
Yani, bizler de "gazeteci" olacağız!
Da...
Nasıl yapacağız bu işi?
Yorumlar mesela...
Türkiye'de haberin altına yorum iliştirmenin yolunu ilk kez biz
açtık.
Rakiplerimizi peşimizden sürükledik.
Ama şimdi kara kara düşünüyoruz.
Bu yorumlarla nasıl başa çıkacağız?
Uğur Dündar'a tam 12 milyar tazminat ödemeye mahkum edildik.
Haksız değildi Uğur Dündar...
O yorumların içinde ağıza alınmayacak küfürler vardı.
***
Cumhurbaşkanı Gül'le görüşüyoruz.
Yorumlardan yana dertli:
-Ağır hakaretler var.
Peki...
Bizi ilgilendirmiyor mu bu yorumlar?
"Özgür düşünce" diyip geçecek miyiz?
Hayır!
Küfür özgürlük değil...
Hakaret özgürlük olamaz...
Biz, bu yorumlar bizi ilgilendirmiyor deyip geçemeyiz.
İP numarası verip, "bana ne" diyemeyiz.
Nihayette, o yorumların yayımlanmasının sebebi biziz...
O halde...
İçinde küfür ve hakaretin olduğu her yorumdan öncelikle biz
sorumluyuz.
***
Başbakan diyor ki:
-Bu yorumlar insanı katil yapar!
Hangi yorumlar?
Erdoğan dışarıda dert yanıyor?
-Hadi Bey, bildiğiniz gibi değil. Anamıza avradımıza küfür
ediliyor yorumlarda.
Utandım!
Başbakan, sınırsız eleştiriye razı...
Ama aileye uzatılan dil onu çileden çıkarmış.
Peki...
O küfürler bize yapılsa...
Ben buna müsade etmem...
Kimsenin anasına avradına küfür ettirmem.
Çözüm ne olacak?
Bu küfürlerin önüne nasıl geçilecek?
Editör takviyesi ile o küfürlerin önüne geçmeye çalışacağız.
Baktık olmuyor!
Hiç kimse kusura bakmayacak...
İsteyen istediği gibi konuşabilecek...
Bana "sansürcü" damgası vuracaklar umurumda değil.
Okur kaybedebiliriz...
Olabilir!
İnternet'in ruhuna ters düşer..
Her şey olabilir...
Ben kimseye küfür ettirmeyeceğim...
Ya bu iş düzelecek, ya da kökten kaldırılacak.
Burası ona buna küfür etme, hakaret etme merkezi olmamalı.
10 yılın emeği üç beş kişinin özel egosuna teslim edilemez.