Hiç kimse bize darağacını göstererek siyaset yapmasın
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Gezi Parkı konusunda halk oylamasına karşı çıkmasını eleştirerek, "Hani siz halka inanıyordunuz, han...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Gezi Parkı konusunda halk
oylamasına karşı çıkmasını eleştirerek, "Hani siz halka
inanıyordunuz, hani halka güveniyordunuz, niye olmaz diyorsunuz?
Kardeşim yargıya inanmazsın, halkın verdiği, vereceği karara
inanmazsın, neye inanırsın? Herhalde sonunda bizim vereceğimiz
karara inanacaklar, başka çare yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları
Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin büyüme oranlarından bahseden ve yüzde 3’lük büyüme ile
Avrupa’nın en çok büyüyen ülkesi olduğunu belirten Erdoğan,
örnekler vererek Türkiye’nin büyüme oranını diğer ülkeler ile
kıyasladı. Mayıs ayının Türkiye için bir bahar ayı olduğunu, çok
güzel gelişmelere sahne olduğunu belirten Erdoğan, bu ayda çözüm
sürecinin ivme kazanarak sonuca doğru ilerlediğini kaydetti. Fakat
böyle bir ortamda önce Reyhanlı saldırısının gerçekleştiğini ve
onun ardından da Taksim olaylarının başladığına dikkat çeken
Erdoğan, "Reyhanlı olayları sıradan bir olay değildir. Reyhanlı’da
dikkat edilirse 53 Sünni vatandaşımız ne yazık ki şehit edildi.
Peki bu tezgahın arkasında kimler bulunuyor. Durup dururken olmadı.
İşte en son yakalanan bu işin adeta bir numarası durumunda olan
kişi ortaya çıktı. Yakalandı bu kişi malum, Beşar Esad ile adeta
kol kola, iç içe olan ve ne yazık ki bu ülkede ana muhalefetin
genel başkanının adamlarının getirip götürülmesinde rol oynayan
kişi gibi bu da onun bir başka versiyonu" diye konuştu.
Erdoğan, "Acaba bu olayların hemen öncesinde CHP’nin Hatay ve diğer
milletvekillerinin orada ne işi vardı? Beşar Esad’la neyi
görüşüyorlardı? Ve ondan sonraki süreç içerisinde CHP Genel Başkanı
bu konularla ilgili tahrik etmekten başka bunların çözümüne yönelik
ağzından bir kelime çıktı mı? Buna yönelik bir şey söyledi mi bize
hakaretten başka?" şeklinde konuştu.
CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Başbakan Erdoğan, şunları
söyledi:
"Adeta mezhebi bir tahassür içerisinde, tahrik edercesine çok
çirkin, çok tehlikeli bir oyun içerisine girdi. Beşşar Esed’in
durumu bellidir. Şu anda Suriye’de bir mezhep savaşı başlamıştır.
Türkiye’yi bu oyunun içerisine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi bu
işin içerisine evelallah sokmayacağız. Ama Kılıçdaroğlu gibi
adamlara rağmen sokmayacağız. Sokmayacağız. Onlar ne yaparsa
yapsınlar, biz hangi inançtan olursa olsun, hangi mezhepten olursa
olsun hassasiyetimizi, dikkatimizi yola çıkarken söylediğimiz gibi
’bizde dinsel milliyetçilik olmayacak’ dedik. Biz bunu yine aynı
hassasiyetle koruyacağız. ’Bölgesel milliyetçiliği ayaklarımızın
altına aldık’ dedik, aynı şekilde. ’Etnik milliyetçiliği
ayaklarımızın altına aldık’ dedik aynı şekilde. Biz bu yanlışların
içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz.
Burada çok dikkatli olacağız."
"BU ÜLKEDE YÜRÜTME NEREYİ GÖSTERİRSE MİTİNGİ ORADA
YAPABİLİRSİN"
Başbakan Erdoğan, AK Parti hükümetini Beşar Esad yönetimi ile
kıyaslayanlara ve Türkiye’de diktatörlük olduğunu söyleyenlere de
gönderme yaptı. Erdoğan, "Rabbime hamd ediyorum. Niye kimse burada
kalkıp da zamdan falan bahsetmiyor. ’Bize sendika kurdurmuyorsunuz’
diye bahsetmiyor" diyerek Kılıçdaroğlu’na yüklendi. Erdoğan,
"Bunlar zavallı ya, kalkıyor bizi Beşar’la karıştırıyor. Bunun
siyasetteki acemiliği hiçbir şeyle mukayese edilmez. Siz Suriye’de
ikinci bir parti göremezsiniz Baas’tan başka" dedi.
CHP’nin geçmişinin karanlık olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan,
Türkiye’de 76 siyasi parti bulunduğunu ve isteyenin de sendika
kurabildiğine dikkat çekti. Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal
bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Erdoğan, "İşte geçen Bülent
Bey’e geldiklerinde adeta kendilerine göre bir manifesto. Neymiş?
’Her yerde biz gösteri yapabilmeliyiz.’ İşte Taksim’de de, şurada
da, burada da her yerde. Hayır. Bu ülkede yürütme nereleri miting
alanı olarak belirlediyse mitingini orada yapabilirsin. Gösteri ve
yürüyüşlerle ilgili nereye müsaade ederse oraya gidersin, orada
yaparsın" diye konuştu.
Kendilerinin devletin gösterdiği yerde miting yaptıklarını
hatırlatan Erdoğan, “Biz buna kuzu kuzu uyuyoruz da sen niye
uymuyorsun. Karıştırmak, özellikleri bu" dedi.
"HANİ CHP HALKA İNANIYORDU"
Başbakan Erdoğan, kendisini çok sert olmakla eleştirenlere de cevap
verdi. "Her şeyden önce biz insanız" diyen Erdoğan, "Akşam gelen
sanatçılardan bir tanesine onu söyledim, ’Sen Kanuni rolünü
oynuyorsun değil mi? Kanuni hakikaten çok yumuşak. Yavuz hakikaten
o da çok yumuşaktı.’ ’Yok’ dedi, ’Yavuz Kanuni’den daha sertti’
dedi. Ama bak seve seve o rolü oynuyorsun. Biz makineden çıkmış bir
ürün değiliz. Biz her şeyden önce insanız. An gelir güler
yüzlerimizle, müşfik yapımızla insana, çocuklara sarılırız ama an
gelir orada da celalleniriz. Ne karşısında? Haksızlık karşısında.
Bunu da görmemiz lazım. Onu söyledim" diye konuştu.
"Türkiye sesi çok çıkanın değil, demokrasinin hukukun egemen olduğu
bir ülkedir" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin yönetimi üzerinde
kimin hesabı varsa 8 ay sonra sandıkta o hesabın görüleceğini
anlattı. Televizyonda Bülent Ersoy’u izlediğini ifade eden Başbakan
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sabah televizyon kanalında Bülent Ersoy’u dinledim, bir
oturumda, bir hitabı var, çok enteresan. ’Seçimle gelen seçimle
gider’ dedi. ’Sandıkta hesabını sorun’ dedi. ’Ama bu tür şiddetlere
yeltenmeyin’ dedi. Şimdi aklıselimin yolu bir. Gelenlerle oturup
konuştuğumuz zaman bakıyorsunuz bu yönde herhangi bir şey
söyleyemiyorlar. Vaka neyse bu. ’Ama ben imtiyazlıyım, ben
seçkinim, bu ülkenin sahibi benim, benim oyumla çobanın oyu bir mi,
seçim tanımam, referandum tanımam, plebisit tanımam, hukuk tanımam’
diyen varsa, onlar da kusura bakmasın. Şimdi ana muhalefet ve
diğerleri hemen başladılar, ’Hayır, halkoylamasıyla olmaz’ demeye
başladılar. Hani siz halka inanıyordunuz, hani halka
güveniyordunuz, niye olmaz diyorsunuz. Kardeşim yargıya inanmazsın,
halkın verdiği, vereceği karara inanmazsın, neye inanırsın?
Herhalde sonunda bizim vereceğimiz karara inanacaklar, başka çare
yok."
"AH KARŞIMIZDA GÜÇLÜ MUHALEFET OLSA NE GÜZEL OLURDU"
Başbakan Erdoğan, "Türkiye’de huzursuzluk dönemi, müdahale dönemi,
çete ve cunta dönemi artık kapanmıştır. Sokağa çıkarak, yakıp
yıkarak, birilerini müdahaleye çağırarak, bize darağacını
göstererek hiç kimse siyaset yapmasın. Biz muhalefette çok büyük
bir tıkanma yaşandığını biliyoruz. Bunu tekrar tekrar ifade ettik.
Ah karşımızda şöyle güçlü bir muhalefet olsa ne kadar güzel olurdu.
Bu ülkede demokrasinin inanın lezzetini çok daha güzel iyi tadardı.
Ama yok" diye konuştu.
"Mevcut yönetimiyle ana muhalefet partisi CHP ortaya tatmin edici
bir muhalefet koyamadı" diyen Başbakan Erdoğan, "Meclis’te
muhalefet edemeyen, muhalefet görevini yerine getiremeyen CHP,
sokak sokak direniş çağrısı yaparak, milleti sokağa dökerek,
sokaktaki militanın arkasına saklanarak görevini ifa ettiğini
zannediyor. Şu son olaylar, ya bir milletvekili utanmaz mı ya.
Orada eylem yapanlara gidiyor para dağıtıyor. Bunlar ne dilenci mi
onlar ya, sadaka mı dağıtıyorsun, ne yapıyorsun? Ne hal bu. Al
birini vur ötekine" ifadelerini kullandı.
"MİTİNGLER TAKSİM’E ALTERNATİF BİR MİTİNG DEĞİL"
Başbakan Erdoğan, hafta sonu yapılacak olan mitinglere de değindi.
"Bunlar artık Taksim’e alternatif mitingler olmaktan çıkmıştır"
diyen Başbakan Erdoğan, "Bu artık Mart 2014 seçimlerinin bir
kampanyasıdır. Hem Ankara’da hem İstanbul’da halkımızı bu
mitinglere bekliyoruz" dedi.
Sadece AK Partilileri değil, demokrasiye inanan herkesi bu
mitinglere beklediklerini ifade eden Erdoğan, Büyük Birlik
Partilileri, Saadet Partilileri ve hatta BDP’lileri bu mitinglere
beklediklerini söyledi. Kendisini sert olmakla eleştirenlere cevap
veren Erdoğan, "Bu ülkede merhum Menderes çok yumuşaktı, çok
muhlisti. Hatta o muhlis haliyle savunmasını bile yaparken, ondan
öncesinde bile o şekilde konuşurken nereye götürdüler? İpe
götürdüler. Dert o değil. Dert başka" diye konuştu.
"Türkiye üzerinde hesapları olan varsa, bu hesapların karşısında
nasıl büyük bir millet olduğunu göstermek amacıyla meydanlara
çıkıyoruz" diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi birbirimize düşürmek, bizi birbirimize düşman etmek
isteyenlere karşı tarihte olduğu gibi bugün de, yarın da tek yürek
olacağız. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahalenin olmadığı ama
herkesin birbirinin yaşam tarzına saygı duyduğu bir Türkiye inşa
edeceğiz. Hiç kimseyi kıyafetine karışılmayan, hiçbir kıyafetin
yasaklanmadığı bir Türkiye ile buluşacağız; er veya geç. Herkesin
kendisini ifade ettiği, ama kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir
Türkiye imar edeceğiz. Seçim sonuçları her ne olursa olsun
sandıktan çıkana saygı duyulan, kazananın kaybedeni kucakladığı,
kaybedenin kazanını takdir ettiği bir Türkiye’de yaşayacağız.
Ekonomiyi büyütürken, demokrasinin standartlarını yükseltirken,
hoşgörünün de dayanışmanın da, kardeşliğin de büyümesine hep
birlikte özen göstereceğiz. Nefreti dışlayacağız. Öfkeyi
dışlayacağız. Husumetleri unutacağız ve kardeşçe geleceğe
bakacağız. Kimin ne itirazı varsa dinledik, dinleyeceğiz. Kimin ne
talebi varsa onun üzerine hassasiyetle eğileceğiz. Allah’ın izniyle
bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bir olacağız, beraber
olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve birlikte Türkiye
olacağız."