Yenidoğan çetesi davasında çete üyeleri ilk kez hâkim
karşısında: 47 sanık için hesap günü!
Yenidoğan çetesi davası başladı. Para uğruna bebeklerin
yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan çete üyeleri ilk
kez hâkim karşısına çıktı. Davada 22’si tutuklu 47 sanık bulunuyor.
Sanıkların 17 bin yıl hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Az
bile…
Soğur mu yüreklerdeki acı soğumaz
İddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı
hakkında sanık hemşir Hakan Doğukan Taşçı utanmadan kendini
savundu.
Hakan Doğukan Taşçı; yoğun bakım boşalınca Fırat
Sarı'nın sitem ettiğini ve "Hasta yok doldur" diyerek bir günde
doldurulmasını istediğini, "Yoğun bakım ne kadar dolu olursa o
kadar para kazanılıyor"
Durumu kritik bir bebek için yardım istenen doktorun
"Çek fişi gitsin"
Şafak hastanesinin yöneticisinin ise Fırat Sarı'ya oraya
sevk edilen her bebek başına 10 bin TL verdiğini ifade etti.
Taşçı, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir için
"Kendi anlaştığı yerlerden hastaları gönderiyordu ama nasıl
yaptığını bilmiyorum. Karşılığında para alıyordur, almaması mümkün
değil" ifadelerini kullandı.
Sanık hemşir Hakan Doğukan Taşçı, "4-5 hasta taburcu
olacaktı. Fırat Sarı'nın haberi olmuş, 'Biraz daha taburcu etmeyin'
SGK'dan daha fazla para alabilmek için yaptı" sözleriyle
savunmasına devam etti.
"HASTAYI ENTÜBE GÖSTERİRSENİZ, SGK'DAN DAHA FAZLA PARA
ALIRSINIZ"
Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz, doktor karar
verir. Hasta 5 gün entübeyse, hastanın 10 gün entübe olduğunu
görmek zaten gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.
Ama biz sadece çarşaflarla ilgili bilgiyi yazıyorduk. Hastayı
entübe gösterirseniz hasta '3. basamak' olur. SGK'dan daha fazla
para alırsınız. Onun için bu yapılıyordu.
Bebeklerin akciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaç var
bu ilacın fazlası imha oluyordu. SGK bu ilaç için 9 bin tl veriyor.
Toplu olarak ilacı alırsak 7-8 bin tl ye alıyorsunuz ve kar
ediyorsunuz. İlaçlar dolapta birikiyor, hastaya verilmiyordu.
İlaçları çöpe atmak yerine satılması konusunda Fırat Sarı ile
konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu biz de satışları
yapıyorduk. SGK’yı dolandırmak gibi bir amacım yoktu dedi.
Böylesi kan dolduran ifadeler karşısında suçlular en ağır
şekilde cezalandırılmalıdır.
Suçu kesinleşenler meslekten ihraç edilmedir.
Suça karışan hastaneleri de kapatmak yetmez, o hastane
sahiplerinin mal varlıklarına el konulmalıdır. O hastane sahipleri
masum çocukların hayatlarına nasıl el koydularsa onların da
hayatlarına el konulmalıdır.
Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık
kürsüsüne başındaki peruğunu cezaevinde çıkararak geldi.
Sarı konuşmasında, bekar olduğunu belirtti.
Aylık ortalama gelirinin ise 400 bin lira olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise evli ve üç çocuğu olduğunu
belirtti. Sen nasıl bir babasın ki, hiç mi empati yapmadın,
yapamadın.
Sanıklar hakkındaki suçlamalar;
Günlük 8 bin liralık SGK primini paylaşabilmek adına yenidoğan
bebeklerin sağlığının hiçe sayılması,
Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi
bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun
bakımda tutmaları,
Bebeklerin çetenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere uygunsuz
olarak sevk etmeleri,
Ne solunum desteği ne ameliyat ne de ilaç… Bebeklere çetenin
istediği kadar ömür biçerek, hayatta tutması,
Çete birçok suçlamayla karşı karşıya…
Soruşturmayı yürüten savcının ve ailesinin ölümle tehdit
edilmesi de bunlar arasında yer alıyor. Savcıyı tehdit eden çete
liderlerinden Mustafa Kemal Zengin’in kayıt altındaki görüntüleri
bu defa nasıl inkâr konusu olabilir hep beraber takipteyiz…
Bu çete bebekleri öldürürken bir kıyım gerçekleştirdi. Bu davanın
dikey ve yatay tüm bileşenlerine ulaşılmalı, eli kanlı bebek
katillerinin suçları kesinleştiğinde uygulanabilir en ağır ceza
verilmelidir. O masum melekleri geri getiremeyiz fakat bir daha hiç
kimsenin böyle bir çeteyi kurmaya cesaret etmesini bırakın aklından
dahi geçiremeyeceğini bilmesi sağlanmalıdır. Verilen ceza hukuk
eliyle gerçekleşmelidir.
Bebeklere ötenazi uygulayanlar gerçek hayatlarında bunu hakkıyla
yaşamalıdır.