HES projelerine durdurma kararı
Abone olArtvin ve Yusufeli'nde yapılması planlanan HES projeleri için Rize İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu üyesi avukat
Yakup Şekip Okumuşoğlu, Rize İdare Mahkemesi'nin Artvin'in Macahel
Mevkii ile Yusufeli İlçesi'nde yapımı planlanan 2 hidroelektrik
santral (HES) projesi ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı
verdiğini açıkladı.
Okumuşoğlu, yaptığı yazılı açıklamada yasalar ve kamuoyunun tepkisi
hiçe sayılarak Türkiye'nin dört bir yanında yapılmak istenen
HES'lerin mahkemeler tarafından birer birer durdurulduğunu
belirtti. Son olarak Rize İdare Mahkemesi'nin, Artvin
Yusufeli’ndeki Damla Regülatörü ve HES ile Artvin Macahel'deki
Düzenli HES projelerinde yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ifade
eden Okumuşoğlu, şöyle devam etti:
“UNESCO tarafından biyosfer rezerv alanı içine alınan Macahel, pek
çok endemik bitkiye ev sahipliği yapan çok özel bir yer. Bölgede
inşaatı başlayan HES nedeniyle doğal güzellikler yok olacak.
Ormanlar tahrip edilecek. Bu nedenle projenin durdurulması ve
iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne başvurduk. Mahkeme,
çalışmaların devam etmesinin telafisi imkansız zararlar
doğurabileceği nedeniyle bu konuda bilirkişi heyetinin yapacağı
inceleme ve hazırlayacağı rapor sonrası yeni bir karar verilinceye
kadar yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Davanın devamında
projenin iptal edileceğine inanıyoruz.”
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 20’ye yakın HES projesinin çeşitli
aşamalarında durdurulduğunu veya iptal edildiğini vurgulayan
Okumuşoğlu'nun açıklaması şöyle:
“İptal edilen her bir HES projesi, kamu kaynaklarının kaybına,
doğal mirasın tahribatına ve yapılan bölgelerde pek çok toplumsal
soruna neden oluyor. Alınan kararlar, Türkiye’nin hidroelektrik
enerji politikasının yanlışlığını ortaya koymuştur. Yürürlükteki
politika, yasal ve sosyal dayanakları zayıf ve yerel halkların
görüşlerini inkar eden bir düşüncenin meyvesidir. Bu politika,
alelacele ve acemice hazırlandığı için tüm tarafları her gün yeni
bir sorunla başbaşa bırakmaktadır. Kamu kurumlarını ve halkı karşı
karşıya getirerek sosyal parçalanmalara ve doğanın yok edilmesine
neden olmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin su politikasının
ivediklikle değiştirilmesi gerekmektedir. Alnan makheme kararları,
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın dayattığı bu yanlış politikanın ne
kadar yıkıcı olduğunun bir belgesi niteliğindedir.”