-"Tabiki Sivasspor canım... Fener'in onca kupası var...
Ha bir eksik, ha bir fazla ne çıkar. Oysa memleketimin morale
ihtiyacı var" deyip oturdum ekran başına...
O esnada spiker kadroları sayıyor...
-"Uğur Boral, Roberto Carlos, Deivid..."
-"Aman yine mi bu Deivid... Ne buluyor şu Deivid'de Zico
anlamıyorum..."" diye söylenmeye başladım...
Yanımdaki yeğenim dürttü;
-"Teyze hani sen Sivassporluydun, bu Fener'in
kadrosu..."
Fena halde bozuldum;
-"Pardon ya... Alışkanlık işte" dedim...
Dudaklarımı ısırıp sustum...
Nasıl susmayayım...
Maçtan önce 2 yeğenim, ablam ve enişteme Sivasspor lehinde
onca propaganda yapmışım...
Sonunda ablam ve eniştem Sivassporlu olmuş, bir yeğenim de ;
-"Galatasaray'ı sahalarında yensinler, Sivas'ı
destekleyeceğim" diye söz vermiş...
Oysa benim yaptığıma bak!
-"Sen Sivassporlusun kızım, unutma" diye kendime
tembihledim.
Neyse maç başladı...
Gözümü kırmızı-beyazlı futbolculara diktim, ayırmamaya
çalışıyorum...
Böylece Sivasspor'u desteklemeye konsantre oluyorum...
Tam o sırada Semih bir kafa attı, top dışarı gitti...
Benim iki yeğen ayağa fırladı...
-"Bomboş pozisyonda o kafa kaçar mı" diye
söyleniyorlar...
Ben de boş bulundum ve;
-"Sevilla bizim canımıza okur ya... Bu forvetle hayatta
olmaz valla" derken buldum kendimi...
Neyseki yeğenlerim kibar çocuklar, sadece alaycı gözlerle bakıp,
bir şey demediler...
Ama ben içimden kendi kendime
verip-veriştiriyorum...
İnsan Sivasspor'un futbolcularını öğrenir biraz...
Geçmişlerini, teknik özelliklerini...
Böylece maça daha iyi konsantre olurdun...
Hadi bunları yapmadın, şu çeneni tut bari...
Neyse...
Maç devam ediyor ve işte ilk
gol...
-"Kafa golü böyle atılır... Bak Semih
atamadı, iki karışlık Alex attı..." diye yeğenler sevinçle
yorum yapıyorlar...
O an dondum kaldım...
Üzüldüm mü?
Yok
Sevindim mi?
O da değil...
Eee... Ben ne hissediyorum?
Yeğenim üstelemeye başladı;
-"Hadi teyze söyle... Şimdi sevinmedin mi bu
gole... "
-"Yok sevinmedim..."
-"Yapma teyze ya... Üzüldün mü yani..."
-"Yok üzülmedim de ama sevinmedim de...
Boşlukta kaldım ya..."
Yeminle dostlar, Fener'in ilk 2 golünde durumum
buydu...
Ama son 3 gol varya...
Biri Sivas, diğer 2'si Kezman'ın
attıkları...
Onlarda dağıldım gitti...
Sivas'ın attığı o golde yerimden fırladım...
-"Goolll be... Aferim işte böyle... " diyerek
coştum...
Yeğenlerim şaşkın bana bakıyor;
-"Teyze gerçekten sevindin mi bu gole? Senin gibi bir
Fenerli..."
Evet benim gibi sıkı bir Fenerli, yediği gole sevinecek...
Olacak iş değil...
Ne yalan söyleyeyim ben de biraz şaşkındım...
-"Vay be gerçekten Sivassporlu oldum galiba"
dedim..
-"Şaka yapıyorsun herhalde teyze... Başka maç olsa tamam
Sivassporlu olursun da Fener maçında mümkün değil..." diye
ısrar ettiler...
Kendimi şöyle bir yokladım...
-"Valla çocuklar gerçekten bu gole sevindim..."
dedim...
Öyleydi de...
Ta ki Kezman oyuna girene kadar...
Beni onun attığı o 2 gol yaktı dostlar...
İlk golde gayriihtiyari ayağa fırladım...
İkinci golde de kendimi tutamayıp,
-"Aferim, sonunda adam oldun" diye
alkışlayınca,
Yeğen lafı yapıştırdı;
-"Senden Sivassporlu-mivassporlu olmaz teyze... Boşuna
zorlama kendini..."
Halime baktım, ne diyeyim, haklı çocuk...
Ama ben de haklıyım dostlar...
Bunca zaman
Kezman'dan umudu kesmemişim...
Sırf gol atıp, kendini bulsun diye her maça çıkışında dua
etmişim...
Ve o dualar tutmuş bu maçta kabul
olmuş...
Onca zaman yatan Kezman, coşmak için
bula bula bu maçı bulmuş...
Olacak iş mi bu...
İşin özü şu dostlar;
Benim Sivassporlu taraftarlığımı bu Kezman
sulandırdı...
Ama pes etmedim...
Kararlıyım, sıkı bir Sivasspor taraftarı
olacağım...
Bir çılgın 58 adayıyım...