Herkesin cevabını beklediği soru
Abone olHerkesin cevabını beklediği soru bu kez Merkez Bankası Başkanına soruldu. Bakın Yılmaz bu konuda neler söyledi?
İstanbul Sanayi Odasının (İSO) Aralık ayı Meclis toplantısına
katılan Yılmaz, uluslararası ekonomideki gelişmeler ve Türkiye'ye
etkileri, Türkiye'de finansal istikrar ve para politikasına ilişkin
bir sunum yaptı.
HERKESİN YANITLANMASINI BEKLEDİĞİ SORU-
Herkesin yanıtlanmasını beklediği ortak bir soru olduğunu dile getiren Yılmaz, bu soruyu, ''Hemen hemen her ülke harcama artırıcı bütçe paketi hazırlıyor. Türkiye'nin de aynı uygulamalara bir an önce gitmemesi hatalı değil mi?'' diyerek dile getirdi.
Yılmaz, gelişmiş ülkelerde açıklanan paketlerin iki gruba ayrılabileceğini aktararak, birinci gruptaki paketlerin krizin ilk aşamasında finansal dalgalanmaları önlemeye yönelik olarak bankacılık sistemine yardımı içeren paketler olduğunu, ikinci gruptaki paketlerin ise daha sonraki aşamada ortaya çıkmaya başladığını, bunların, kriz finansal sektörden reel sektöre yaygınlaştıkça ekonomik küçülmeyi azaltmaya yönelik olarak kamunun harcamalarını artırmasına ya da reel sektöre kredi desteği vermesine ilişkin olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin bankacılık sistemi ile ilgili olarak, destek
paketini 2001 yılında uyguladığını hatırlatan Yılmaz, ''Türkiye
daha sonraki yıllarda ödevini iyi yapmış, bankacılık sistemini çok
sağlıklı bir hale getirmiştir. Dolayısıyla Türkiye'de nakit
önlemler içeren birinci gruptaki gibi mali yük getirecek bir destek
paketine ihtiyaç yoktur ve duyulmamıştır. Biz bunu çünkü 2001'de
yaptık'' dedi.
''BİZ PEYGAMBER DEĞİLİZ''
Brezilya ve Türkiye'de faiz oranlarının yüksekliğinin de risk priminden kaynaklandığını dile getiren Yılmaz, bir soru üzerine de şunları kaydetti:
''Bir Merkez Bankası Başkanı özeleştiri yaptı. Siz de bir özeleştiri yaparak, 'acaba faizle ilgili uygulamalarda bir yanlış yaptınız mı' sorusunu soruyorsanız... Özeleştiri çok kutsal bir şey, herkes yapmalıdır. Biz de insanız, biz de yanlış yaparız, yapabiliriz. Biz peygamber değiliz. Burada birtakım gerçekler var. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki eğer Merkez Bankası faiz indirebiliyorsa, bu, 2006 yılında ve takip edilen dönemde uyguladığımız sıkı para politikasının gereğidir. Eğer bunu yapmasaydık, bu faizleri indiremezdik ve bugünkü uluslararası gelişmelere de şu anda verdiğimiz tepkiyi veremezdik.''
Durmuş Yılmaz, bir soru üzerine de sanayicilere hitaben, ''Ne sizin yaşadıklarınız yalan ne de bizim gördüklerimiz yalan. Sizin yaşadıklarınızı biliyoruz. İkisi de yalan değil'' dedi.
BANKALARA ÇAĞRI-
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, bankalar ile reel sektör ilişkisine değinirken de ''Bankalara söyleceğim şu; TCMB olarak sisteme ihtiyaç duyduğu likiditeyi vermeyi taahhüt ediyoruz. Bununla ilgili tedbirler aldık. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyulduğunda bu likiditeyi vermeye devam edeceğiz. Sizler orta ve uzun vadeli ilişkileri düşünerek, müşterilerinize bizden aldığınızı mümkün olduğu kadar yansıtmaya çalışın'' diye konuştu.
Uluslararası piyasalarda bolluk döneminin bitmesi nedeniyle maliyetlerin yükseldiğine dikkati çeken Yılmaz, şu anda kıtlık döneminde bulunulduğunu ve bu çerçevenin bir müddet daha devam edeceğinin kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Durmuş Yılmaz, ''krizin ne zaman sona ereceği'' konusundaki beklentisine ilişkin de ''Çıkarsamam şu; ABD'de konut fiyatlarındaki düşüşlerin durduğu, yavaş yavaş konut fiyatı enflasyonunun başladığı an 'bu sorun sona ermiştir' diyeceğiz'' diye konuştu.