Herkesi etkilemişti siyah pantolon hikayesi film oluyor
Abone olRadyo Viva’dan Adem Metan, “Siyah Pantolon” isimli kitabıyla binlerce okurun gönlüne ulaşan Eğitmen ve Yazar Alişan Kapaklıkaya’yı ağırladı. Kapaklıkaya, yönetmen ve yapımcıların, yaşadığı anılarını kaleme aldığı “Siyah Pantolon” adlı hikayesini film yapmak istediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, millet için 2023
gibi önemli hedefler çizdiğini de hatırlatan Kapaklıkaya, bunun
insanları motive ettiğini anlattı. Kapaklıkaya, “Bizleri bir hedefe
yönlendiriyor. Örneğin, ben de hayal kuruyorum. Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu’nda tüm devlet başkanlarına barış ve sevgi konulu bir
konuşma yapmak isterim” dedi.
Kapaklıkaya, “Siyah Pantolon” adlı kitabı ile ilgili olarak bir yüksek lisans öğrencisi ile senarist ve yapımcıların kendilerini aradığını kaydetti.
“ÖĞRENCİLER SEVGİ VE İLGİ İSTİYOR”
Öğrencilerden binlerce mektup aldığını, okuduğunu ve cevapladığını da anlatan Kapaklıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir gün okul bahçesindeydim. Bir anne ile oğlunu tartışırken gördüm. Yanlarına gittim, niçin tartıştıklarını sordum. Anne, ‘oğlum haylazlık yapıyor. Derslerini çalışmıyor’ dedi. Bu sırada öğrenci de ‘annem ve babam beni aşağılıyor. Başkalarıyla kıyaslıyor. Beni küçük görüyorlar’ Ben de kızıyorum ders çalışmıyorum. Çok zayıf alarak intikam alıyorum’ diye konuştu. Bunun üzerine çocukla ilgilendim. ‘Gel seninle güzel şeyler yapalım’ dedim. Haylaz arkadaşlarıyla da bir araya geldim. Onlara, ‘gelin hep birlikte hareket edelim’ dedim. Bolca konuşunca onların sevgiye ihtiyaçları olduğunu fark ettim. Yani inatlaşmaları bu yüzdenmiş. Okula devam ettiler ve derslerini çalıştılar. 1 yıl sonra derslerinde başarılı oldular. Takdir aldılar”
“ANADOLUYU DOLAŞTIM, SEVGİLERİ TOPLADIM, BUKET
YAPTIM”
Programın ilerleyen anlarında “Sevgi Bahçesi Bahçıvanı” adlı kitabından da bahseden Kapaklıkaya, ülkenin 680 bin kilometresini gezerek öğrencilere ve ailelere seminerler verdiğini anlattı. Şırnak’ta yaşadığı anısını da paylaşan Kapaklıkaya, bir kız öğrencinin daha sonra kendisine mektup gönderdiğini anlattı. Öğrencinin, mektubunda, babasının 3 eşli kendisinin de çok sayıda kardeşi olduğunu yazdığını kaydeden Kapaklıkaya, şunları söyledi:
“Benim için, ‘terörle kararan Şırnak’ta bir yıldız gibi açtınız’ diye yazıyordu. Okumak istiyordu. Kendisine sahip çıkılmasını istiyordu. Bunun üzerine babasına ulaştım. Kızını benim yanıma gönderir misiniz?, diye sordum. ‘Tamam’ dedi. Daha sonra beni telefonla aradı. Ona dedim ki; ‘sen bir telefonla bana güvenip nasıl 20 yaşındaki kızını gönderiyorsun?” diye sordum. O da, ‘Ben korucuyum. Sesinden güvenilir birisi olduğunu anladım’ dedi. Daha sonra o kıza yardım ettik. Okudu ve öğretmen oldu. Onun gibi birçok kızımız üniversite eğitimi aldı”
“ÖĞRETMENLER MUTLAKA GARSONLUK YAPMALI”
Garsonluk mesleğinin iletişim gücü olduğunun da altını çizen Kapaklıkaya, müşterilerle çok iyi diyalog kurduklarını ifade etti. Kapaklıkaya, “Öğretmenler mutlaka garsonluk yapmalı. Bu mesleği öğrenmeli. Garsonlar ilgi çekmesini ve müşterisini iyi ağırlamayı biliyor. İşyerini sevdiriyor. Öğretmenler de öğrencilerine çocuklara dersi sevdirmelidir” dedi. İnönü Üniversitesi’ndeki konferansında yaşlı bir okuyucusunun kendisine dua yaptığını anlatan Kapaklıkaya, bir genç okuyucusunun da kitabını okuduktan sonra psikolojik ilaç kullanmayı bıraktığını söylediğini aktardı.
“KİTAPLARIM YAŞADIKLARIMDIR”
“Kitaplarım yaşadıklarımdır” diyen Kapaklıkaya, kitaplarındaki olayların yaşadığı hatırlalar olduğunu söyledi. “Yüreğime Dokunan Eller” adlı kitabının bunlardan birisi olduğunu aktaran Kapaklıkaya, köydeki imam, öğretmen, öğrenciler ile ilgili yaşadığı anılarına yer verdiğini ifade etti.
“ÇOCUKLAR SEVGİYİ DEDE VE NİNELERİNDEN ÖĞRENİR”
Kendisine yöneltilen bir soru üzerine çocukların merhamet ve sevgiyi nine ve dedelerinin yanında öğrendiklerini de vurgulayan Kapaklıkaya, kendi çocuklarına da her zaman bu duyguyu aşılamaya çalıştığını söyledi. Üniversite eğimi alan çocuklarının, ‘haram bilgiyle bilim öğrenilir mi” diyerek kopyaya karşı çıktığını da belirten Kapaklıkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kızım, okulda fazla not veren öğrencisine itiraz ederek, notu geri almasını istemişti. Öğretmen de ‘benden olsun’ demişti. Babaannem, bahçemize giren tavukların yumurtasını yememize izin vermezdi. Geçmişte maalesef TRT’de yayınlanan Aşk Gemisi gibi filmlerden çocuklarımız olumsuz etkilendi. Bugün bakıyorsunuz, boşanmalar artıyor. Evlatlarımıza sevgi ve saygı içerikli filmler sunmalıyız. Güzel değerler vermeliyiz. Saygılı ve vizyon sahibi gençler yetiştirmeliyiz. İyi çocuklar yetiştirmenin tek şartı iyi bilgiler vermektir. Peygamberimiz, ‘beşikten mezara kadar ilim oku’ diye emrediyor. Ülkeyi karış karış geziyorum. Konferanslarımda dinleyicilerime, ‘kalbime girmeden beynimde ne işin var?” diyorum.”