Herkes ölene üzülüyor peki ya yaralı kurtulan...
Abone olYaşanan faciaların ardından akılda hep ölenlerin olduğunu, yaralıların hemen unutulduğunu belirten Hürriyet yazarı Melis Alphan, doğalgaz patlaması sonrası hayatı cehenneme dönen taksi şoförü Veysi Bulut'un yaşadıklarını yazdı.
Yaşanan patlamalarda, facialarda, terör olaylarında akılda hep ölenler kalır, peki ya derin yaralar alıp sağ kalanlar... Cihangir'deki bir doğalgaz patlamasından derin yaralar alarak kurtulan taksi şoförü Veysi Bulut'un acı dolu hikayesi hepinizin içini parçalayacak.
Hürriyet yazarı Melis Alphan bugünkü köşesine 'yaşarken cehennemi yaşayan' taksi şoförü Veysi Bulut'u taşıdı ve drama dönüşen yaşan savaşını anlattı...
İşte Melis Alphan'ın yazısından öne çıkan bölümler...
İSTER terör saldırısı olsun, ister maden faciası, isterse trafik kazası, ölümlü bir hadise olduğunda hep ölenler üzerinde duruyoruz. Kaç kişi ölmüş diye bakıyor, yaralananların ucuz kurtulduğunu düşünüyoruz.
Oysa çoğu zaman yaralıların hali ölmekten beter. Biz birkaç sıyrıkla atlattıklarını varsayarken, onlar uzuvlarını kaybederek yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor, kimisi komadan çıkamıyor bile. Ama biz niyeyse dönüp o tarafa pek bakmıyoruz.
Bulut, hafta içi şehir içinde nakliyecilik yapıyordu; iki kamyoneti vardı. Taksisinin sahibiydi ama plakası kiralıktı. Hafta sonları taksisinin şoförü dinlensin, ailesiyle, çocuklarıyla vakit geçirebilsin diye taksiyle kendisi işe çıkıyordu. Patlamanın olduğu gün de durakta, sırasını bekliyordu. İşte tam o sırada binadan kopan moloz parçaları aracının üzerine düştü ve Bulut altında kaldı.
BOĞAZI DELİNMİŞ, BİLİNCİ KAPALI...
Veysi Bulut devlet hastanesinde kalıyor ama eldeki para masraflara yetmiyor. İlaçlarını ailesi ödüyor. Hatta ilaçlardan biri Türkiye’de olmadığı için zor bela Almanya’dan getirttiler. Taburcu olacak diye evi elden geçirildi, oksijen makinesinden tutun da yatağa kadar pek çok şey alındı.
En son kaymakamlık bir kereye mahsus olmak üzere 2 bin TL yatak parası verdi; 200’er TL de mutfak masrafları ve çocuklara kıyafet parası için ödedi.
Kolları, bacakları kasılmış, boğazı delinmiş, bilinci kapalı, yatalak bir hastadan söz ediyoruz.
Bahçelievler’deki devlet hastanesi “Artık bizim yapabileceğimiz bir şey yok” diyerek Bulut’u taburcu etmek istiyor, ailesi ise çok ağrısı olduğu için ve iyileşebilmesi için daha iyi bir tedavi görmesi gerektiğini düşündüklerinden onun Çapa veya Cerrahpaşa gibi bir üniversite hastanesine nakledilmesini istiyor ama yer bulamıyorlar. Kimse de yardımcı olmuyor.
"BABA BİZ BURADAYIZ, SEN ÇOK GÜÇLÜSÜN"
Çocukları perişan. Kendilerini derslerine veremiyorlar. Aile, çocuklara okusunlar diye yalvarıyor; “Babam bu haldeyken ben nasıl sınava gireyim?” diyen çocuğu zar zor TEOG sınavına girmeye ikna ettiler. Çocuklar babalarını görmeye gittiklerinde kendilerini zor tutuyor; onları duymadığını bilseler de “Baba biz buradayız, yanındayız, sen çok güçlüsün, atlatacaksın” diyor.
Anneleri deseniz, çocuklarla mı ilgilensin, kocasını mı düşünsün? Çocuklarla ilgilenmekten 1.5 aydır hastaneye kocasını görmeye gidemedi.
Bulut’un babası en büyük oğlunun başına gelenler nedeniyle bitap düştü; kardeşlerinden biri 1.5 ay önce doğan bebeğini daha bir kere kucağına aldı.
GERÇEK SUÇLULAR ORTADA GEZİYOR!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, patlamanın meydana geldiği evin sahibi ile iki İGDAŞ görevlisi ve bir teknik servis elemanı hakkında ‘Taksirle bir kişinin ölümü, bir kişinin de yaralanmasına neden olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ev sahibi mutfak ocağı ve kombi değişikliğini İGDAŞ’a bildirmemiş. Olaydan birkaç gün önce alt kattakiler “Gaz kokusu geliyor” diye İGDAŞ’ı aramış. İGDAŞ’tan gelen elemanlar ise “Bizim yapacağımız bir şey yok. Elektrikçi çağırın” demiş.
Dava şubatta görülmeye başlanacak.
Ama ülkemizde adaletin kağnı hızıyla yürüdüğünü ve bu davanın da yıllar süreceğini düşünürsek, Veysi Bulut’a ve ailesine ne olacak? Onlara kim yardım edecek?