Her zaman Hüseyin’lerin tarafında durduk
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz millet olarak hiçbir zaman Yezid’in ve Yezid’lerin tarafında durmadık. Her zaman Hüseyin’lerin tarafınd...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz millet olarak hiçbir zaman
Yezid’in ve Yezid’lerin tarafında durmadık. Her zaman Hüseyin’lerin
tarafında durduk. Kerbela faciası Yezid’in iktidar hırsının bir
hedefiydi. Şu anda coğrafyamızda Kerbela üzerinden ayrışanların
birbiriyle kanlı mücadelesi de tamamen birilerinin iktidar hırsının
hedefidir" dedi.
Başbakan Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada, yaşanan
tayfun felaketi nedeniyle çok zor günler geçiren Filipinler halkına
bir kez daha başsağlığı ve geçmiş olsun temennisinde bulunduğunu
belirterek, "Filinpinler’de 4,5 milyon kişinin etkilendiğini ve 330
bin kişinin evsiz kaldığını Birleşmiş Milletler açıkladı. Can kaybı
konusunda henüz sağlıklı rakamlar alınamıyor ancak can kaybının da
10 binli rakamlara ulaşılabileceği ifade ediliyor. Önceki gün
Filinpinler devlet başkanına taziye telgrafı göndererek
üzüntülerimizi ifade ettik ve dayanışma mesajımızı ilettik. Tabii
Filipinler’deki büyük afet karşısında sadece mesaj ve
temennilerimizi iletmekle kalmadık. Dün, Başbakan Yardımcımız Sayın
Beşir Atalay’ın refakatiyle içinde battaniyeler, barınma çadırları,
mutfak setleri bulunan 65 tonluk kargo uçağı dolusu yardım
malzemesini Filipinler’e ulaştırdık. Başbakan Yardımcımızla
birlikte AFAD Başkanı ve ekibi de Filipinler’e ulaştılar ve orada
yardım çalışmalarını başlattılar. Türkiye’nin her aşamada
Filinpinliler’in yanında olacağını belirtmek istiyorum" dedi.
Bugün 1999 yılında Düzce’de yaşanan depremin 14. senesi
devriyesinin olduğunu hatırlatan Erdoğan, 782 vatandaşın hayatını
kaybettiğini, 2 bin 700 vatandaşın da yaralandığını hatırlatarak,
hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Başbakan Erdoğan, "Cumartesi
günü hem değerli dostumuz hem de Türkiye’nin yetiştirdiği değerli
gazeteci arkadaşımız Savaş Ay ruhunu Hakk’a teslim etti. Dün Savaş
Ay, sevenlerinin yoğun katılımıyla düzenlenen cenaze merasimiyle
Hakk’a uğurlandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan
itibaren birlikte çalıştığımız değerli dostumuz Savaş Ay’a
Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve medya camiasına sabır
ve başsağlığı diliyorum" diye konuştu.
"MEZHEPLER ARASINDA BİR YORUM OLARAK KALMALI"
Yarın Türkiye ve tüm İslam coğrafyası olarak Muharrem ayının 10.
gününün idrak edileceğini belirten Erdoğan, "Aşure adını verdiğimiz
bu gün insanlık tarihindeki birçok önemli hadisenin yıldönümü
olarak biliniyor. Birçok hadisenin 10 Muharrem’de gerçekleştiği
rivayet ediliyor. 10 Muharrem sadece İslam’da değil, Hristiyanlık
ve Musevilik’te de önemli gün olarak kabul ediliyor. Bizim için 10
Muharrem’in acı bir hatırası var. Hz. Peygamberi’n mübarek torunu
Hz. Hüseyin efendimiz, 10 Muharrem gününde Kerbela’da ailesiyle
birlikte şehit edilmişlerdir. Bu vesileyle Hz. Hüseyin efendimiz ve
Ehli Beyd’i bir kez daha hürmetle yad ediyor, Allah’ın selamı ve
rahmeti üzerlerine olsun diyorum. Hz. Peygamber, Muharrem ayında
tutulan orucun Ramazan’dan sonra tutulan en faziletli oruç olduğunu
buyurmuştur. Peygamber efendimizin bu sünneti hem Türkiye’de hem
İslam dünyasında, hem Sünniler hem Şiiler arasında çok güçlü
şekilde yaşatılıyor. Dün de Türkiye Uzlaşı ve Toplumsal Kalkınma
Vakfı’nın davetine icabetle bir Muharrem iftarına katıldık, Alevi
kardeşlerimizin bulunduğu bir sofrada orucumuzu açtık. Kerbela’nın,
özellikle de Hz. Hüseyin efendimizin şahadetinin bir tefrikanın,
bir ayrışmanın aracı olamayacağını biz her fırsatta ifade ettik,
ediyoruz. Bu, sadece Türkiye içinde değil, bu noktada büyük
ıstıraplar çeken bölge ülkelere de defaatle vurguladık. 13 asırdan
fazla bir süredir üzerinde konuşulan bu meselenin bir anda
çözüleceği umudunda değiliz. Bu meselenin mezhepler arasında bir
yorum farkı olarak kalmasını, sadece fikir düzeyinde bir
farklılaşmayla sınırlı olmasını her zaman arzuladık ve bunun için
de tavsiyelerimizi her fırsatta dile getirdik" ifadelerini
kullandı.
"BİZ HİÇBİR ZAMAN YEZİD’İN TARAFINDA DURMADIK"
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Kerbela’dan, 1374 yıl önce yaşanmış acı hadiseden yola çıkılarak
kardeşin kardeşini katletmesini, kardeşlerin birbirlerine hasım
olmasını, Kerbela üzerinden bir kutuplaşmanın yaşanmasını biz en
başta Hz. Hüseyin efendimizin mübarek hatıralarına haksızlık olarak
görüyoruz. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde kendisini Müslüman
olarak tanımlayan bir şahıs ya da bir grup çıkıyor üzerine
bombaları sarıyor, giriyor bir camide, ibadethanede, kutsal mekanda
bu bombaları patlatıyor. Böyle bir vahşetin, böyle bir gaddarlığın
bırakınız Sünniliği, bırakınız Şiiliği, insanlıkla da alakası
yoktur. İslam’la da uzaktan yakından alakası yoktur, olamaz.
Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, ibadet eden masum insanlar
ölüyor. Kerbela’dan ders çıkarılması gerekirken hemen her gün yeni
Kerbela’lar yaşanıyor. Hemen her gün çağın Yezid’leri, çağın
Hüseyin’lerini katlediyor. Biz millet olarak hiçbir zaman Yezid’in
ve Yezid’lerin tarafında durmadık. Her zaman Hüseyin’lerin
tarafında durduk. Kerbela faciası Yezid’in iktidar hırsının bir
hedefiydi. Şu anda coğrafyamızda Kerbela üzerinden ayrışanların
birbiriyle kanlı mücadelesi de tamamen birilerinin iktidar hırsının
hedefidir."
Hz. Hüseyin’in Şii ya da Sünni olmadığını, Hz. Peygamber’in torunu
olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bütün varlığıyla sadece Müslüman’dı, o
zaman ne Şii ne de Sünni vardı. Bugün de Irak’ta, Suriye’de,
Yemen’de mazlumu katledenin sıfatı Yezid’tir, mazlumun sıfatı da
Hüseyin’dir. Biz, bu geniş coğrafyada öldürerek ayakta kalmaya
çalışan iktidarlara aynı nazarla bakıyoruz. Hem İslam
coğrafyasında, hem Türkiye’de bizim ortak medeniyetimizin
mensuplarının artık bu güç savaşlarının daha samimi şekilde
reddedilmesini, sorgulamasını, vicdanlarıyla bu konuda karar
vermelerini bütün Müslümanlardan özellikle istiyoruz. Bizim aramıza
başkaları girmezse, bizim aramıza yabancı fitne odakları girmezse
eğer özümüzle bizi biz yapan değerlerle konuşabilirse, inanın
aramızda hiçbir mesele kalmayacak. Alevi ve Sünni kardeşim arasında
ortak değerlerin yanında farklılıklar çok cüzi seviyededir. Biz
aynı toprakların insanıyız, aynı medeniyetin ortak mimarlarıyız.
Nasıl ki Mevlana ismi silindiğinde bu topraklardan hiçbir şey
kalmazsa, Hacı Bektaşi ismi silindiğinde de bu topraklarda hiçbir
şey kalmaz. Çok daha öncesinde bu topraklar üzerindeki medeniyeti
hep birlikte inşa ettik. Hüzünleri, kederleri birlikte yaşadık.
Sevinçleri birlikte paylaştık. Yakın tarihte yaşanmış Dersim,
Çorum, Kahramanmaraş gibi acı hadiseler bizim bin yıllık
kardeşliğimizi bozamaz. İktidar hırsı içindeki Yezid’in izindeki
birtakım nifak odakları bizim aramızı açamaz. Bazı ülkelerin, bazı
partilerin, bazı milletvekillerinin, özellikle de birtakım kanlı
terör örgütlerinin kışkırtmaları bizim kadim kardeşliğimizi
sarsamaz. Biz aracılarla konuşmayacağız. Biz yüz yüze, gönül
diliyle konuşacağız. Aramıza birileri girdiği ve gönül dili
zedelendiği müddetçe biz sorunlarımızı aşamayız" şeklinde
konuştu.
"GÜÇ DEVŞİRME PEŞİNDEKİ ODAKLARI ARAMIZA ALMAYALIM"
Erdoğan, "11 yıllık süreçte Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çok
samimi şekilde ele aldık. Bugüne kadar hiçbir hükümetin
sergilemediği samimiyet sergiledik. Yaptığımız çalıştaylarla çözüm
yollarını belirledik. En son Nevşehir’deki üniversitemizin adını
Hacı Bektaşi Üniversitesi yaparak bu noktada adım attık. İnşallah
çok daha fazlasını yaparız, yapacağız. Güç devşirme peşindeki
odakları aramıza almayalım. Militan devşirme peşindeki terör
örgütlerini, Alevilere sadece birer oy deposu olarak bakan istismar
siyasetini aramıza almayalım" dedi.
"YARIN İTİBARIYLA EMLAK KONUT’A YAKLAŞIK 3,3 MİLYAR LİRA NAKİT
GİRDİSİ GERÇEKLEŞECEK"
Geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisinde özellikle de ulaştığı güven
ve istikrar seviyesini gösteren dikkat çekici bir gelişmenin
yaşandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyada nereden nereye geldiğimiz, nereye gitmekte olduğumuzu,
güven ve istikrarın ne denli önemli olduğunu hep vurguluyoruz.
Emlak Konut kuruluşumuzun toplam büyüklüğü 3,5 milyar lira, yani
1,6 milyar dolarlık bir halka arz gerçekleşti. Bu arzın 2,6 milyar
liralık kısmı uluslararası yatırımcılara, 650 milyar liralık kısmı
da yerli yatırımcılara tahsis edilmiştir. Emlak Konut’un
uluslararası yatırımcılara tahsis edilen kısmına 80 değişik
yatırımcıdan toplam 5 milyar liralık talep geldi. Dolar olarak
ifade edersek biz 1,3 milyar dolar arz ettik, 2,5 milyar dolar
talep geldi. Yerli kısmındaysa 650 milyon liralık arza 3.5 katı
fazlasıyla 2,4 milyar lira talep geldi. Böylece toplamda 3,25
milyar liralık arza 7,5 milyar lira talep geldi. Emlak Konut’un arz
işlemi 2013 yılında yapılan en büyük arz işlemi olurken, Türkiye’de
bugüne kadar yapılmış Halkbank ve Türk Telekom’dan sonraki en büyük
üçüncü arz işlemi oldu dünyadaki ekonomik krize rağmen. Ayrıca
Emlak Konut’un arzı 2013 yılında Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika
bölgesindeki en büyük halka arz işlemi, Avrupa’da ise en büyük 3.
halka arz işlemi oldu. Yarın itibarıyla Emlak Konut’a yaklaşık 3,3
milyar lira nakit girdisi gerçekleşecek. Bu işlem Türkiye
ekonomisinin ulaştığı güven ve istikrar seviyesini göstermesi
bakımından son derece önemli."
(İHA)