Her otuz kişiden biri takıntılı
Abone olS.Ü, Meram Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Rahim Kucur, konuyla ilgili şunları söyledi:
Eşyaları sürekli düzeltme, kapı ve pencereleri kontrol etme,
bazı eşyaları sabitlemek gibi takıntı halini alan, ''Saplantı ve
Zorlantı Bozukluğu'' adı verilen uygunsuz davranışların yaklaşık
her 30 kişiden birinde görüldüğü bildirildi. Selçuk Üniversitesi
Meram Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Rahim Kucur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Genellikle
genetik ve çevresel faktörlerden ortaya çıkan psikiyatrik
rahatsızlığın ilerlemesi durumunda kişinin hayatı son derece
olumsuz yönde etkileniyor'' dedi. Psikiyatrik hastalıklar arasında
yer alan ve genetik, biyolojik, çevresel etkenler ile ailenin ve
kişinin değer yargıları, ahlak kuralları, inanç ve yaşam
şekillerine bağlı olarak ortaya çıkan saplantı ve zorlantı
bozukluklarının kişinin her dönemde karşısına çıkabildiğini ifade
eden Kucur, şunları söyledi: ''Bu hastalığa yakalananlar belli
şeylere takıntılı yaşarlar. Evlerinde bulunan tüm eşyaların düzenli
durmasını isterler. Eşyalarda görülen küçük bir düzensizlik onlarda
stres yükünü artırır. Örneğin bazı kişiler, sabitlemek için
evindeki televizyonu üzerinde durduğu sehpaya, sehpayı yere,
tabloları duvara, telefonu masanın üzerine yapıştırır. Bazıları
mikrop korkusu yüzünden bir yere dokunmaktan çekinir, sürekli
ellerini yıkar ve banyo yapar.'' Kucur, kapı, pencere, tüp, ocak
kontrolünün sık aralıklarla yapılması, sahip olunan nesnelerin
belli aralıklarla sayılması, düzenlenmesi, sıralanması,
birleştirilmesi olarak da görülen saplantı bozukluğuna
yakalananların, bazı böceklerden kaygı duyduğunu, başkalarına
hastalık bulaştırmaktan korktuğunu ve sapıklık derecesinde cinsel
düşünceler içinde olabildiğini bildirdi. Saçma olduğu bilindiği
halde akıldan bir türlü atılamayan düşüncelerin de saplantı
bozukluğunun bir belirtisi olduğunu ifade eden Kucur, ''Halk
arasında takıntı-titizlik olarak da bilinen bu rahatsızlık
Türkiye'de her 30 kişiden birinde görülmektedir. Konya'da
yaptığımız bir araştırmada ise bu oran yüzde 5 civarında çıktı''
dedi. Kucur, bu tür davranışların daha da tehlikeli duruma ulaşması
durumunda kişinin özellikle işinde başarısız olacağını dile
getirerek, ''Hayat tamamen saplantılı hale gelebilir. Arkadaş
çevresi azalır ve alay konusu olabilir. Böyle bir durumda kişi
depresyona girebilir. Bu yüzden saplantı ve zorlantı davranışları
içinde olan biri mutlaka bir psikiyatra gitmeli ve tedavi
olmalıdır'' diye konuştu.