Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Milâdî bir senenin daha sonuna geldik. Müslüman’ın hızla akıp
giden zaman karşısında takınması gereken tavır, kendini yeni bir
yıla kendi muhasebe etmesiyken ne yazık ki bakıyoruz, toplumumuz
yanlış bir yola girmiş, Noel ve yılbaşı kutlamanın hazırlığını
yapıyor.
Alışveriş merkezlerinde, merkezi sokaklarda, kafe ve restoranlarda
Noel süslemeleri, her yerde Christmas yani Hristiyan
bayram müzikleri çalıyor. Tüm televizyonlarda yılbaşı reklamları o
kadar ince işlenmiş ki insana büyük bir teşvik sağlıyor. Medyada
etkili olarak yılbaşı programları düzenleniyor.
Hangi Hristiyan ülkesinde Peygamber’imizin doğum günü
olarak kabul edilen Mevlid-i Şerif gününde, Alış veriş
merkezlerinde ve sokaklarda İlahiler çalıyor?
Maalesef Ülkemizde yaşanan bu durumun bundan bir farkı yok!
Soruyorum sizlere değerli dostlar; bunlar Müslüman’a, Müslüman bir
topluma yakışıyor mu sizce? Yapılan bu kutlamaların gerçeğinde
neler yattığını bilip, neyi kutladıklarını biliyorlar mı? Elbette
ki hayır!
Bu sebeple yılbaşı kutlamalarının arka planına bakmakta ziyadesiyle
fayda var.
Öncelikle Noel nedir?
Türkçe’de yanlış olarak yılbaşı kutlamasıyla birleştirilen Noel,
Latince’de “Tanrı’nın Doğum Günü” Anlamına gelen ve Hz.
İsâ’nın doğum günü kutlamasını ifade eden “Dies
Natalis” kelimesinin Fransızca karşılığıdır.
Köken olarak, Batı Hristiyanlığı tarafından 25 Aralıkta kutlanan
Christmas’ın eski Roma tarafından benimsenen güneş tanrısı
Mithra’nın doğum gününe değin dayandırılır. Hazreti İsâ’nın Doğum
günü kesin olarak bilinmediğinden dolayı eski tarihlerde 6 Ocak
Tarihi benimsenmişti. İlk olarak Aziz
Hippoltytus’un 25 Aralık tarihini ortaya attığı bilinir.
4. Yüzyılın başlarında Bizans İmparatoru
Konstantinos’un Hristiyanlığa girişinin ardından,
Hippoltytus’un iddia ettiği bu gün, Hazreti
İsâ’nın resmî doğum günü ilan edilmiştir.
Bilinene göre, bu günün kutlanması da ilk olarak 354’te
Papa Liberius tarafından gerçekleştirilmiş ve
buradan da Doğuya geçmiştir. Görülüyor ki, aslından uzaklaşmış ve
fazlasıyla tahrif edilmiş Hristiyanlık, Peygamberinin doğum gününde
bile bir kesinlik ve açıklık getirmekten uzaktır.
Günümüzde ise Christmas, Hristiyanlar tarafından 25
Aralıkta kutlanmakta ve 1 Ocak’taki yılbaşı eğlenceleriyle
birleştirilmektedir. Hal böyle olunca Noel ve yılbaşı eğlenceleri
arasında fark kalmamakla beraber, aslında iki kutlamanın da
kaynağının batı ve Hristiyanlık olduğu anlaşılıyor. Ülkemizde bu
durum ise biraz daha garip cinsten. Türkiye’nin yaklaşık yüzde 8’i
inanç sahibi değilken, Yüzde 25’i ila 30’u mütedeyyin değil. Buna
rağmen yılbaşı eğlencelerine son 5 yılda ciddi bir talep oluştuğu
gözden kaçmıyor. Her ne kadar nüfusun kalan yüzde 70’lik bölümüne
İslam damgası verilse de, kutlama merakı ve yapılanlar bu
yüzdeliğin gerçek mahiyetinde daha düşük olduğunu gösteriyor.
Müslüman’a: “Neden Noel’i kutluyorsun?”
denildiğinde, “Ben Hz.İsâ’nın doğum gününü değil, yeni
yılın sevincini paylaşıyorum.” Cevaplarıyla
karşılaşıyoruz.
Öncelikle Hazreti İsâ’nın doğum günü belirli değil. Belirli olsa
bile bir Peygamber’in doğum günü, İçki, kumar, şehvetsel eğlenceler
ve israfla mı kutlanır? Yoksa İbadet, tesbihat, nefis muhasebesiyle
mi ihya edilir?
Gel gelelim diğer cevap olan yılbaşı sevincine. Yukarda bahsettiğim
üzere yüzyıllardır Hristiyan toplumu, Noel’i yılbaşıyla birleştirip
beraber kutluyorlar. Bir Müslüman’ın yılbaşını bile kutlaması, Aziz
Peygamberimiz’in “Kim bir kavme benzerse
onlardandır.” Hadis-i Şeriflerine binaen, Hristiyan
adeti olduğundan dolayı yasaktır.
İslam alimleri bu Hadis üzerine, “Diğer din mensuplarının
veya dinden uzak kesimlerin kendileri açısından bir din gibi
geliştirdikleri davranışları, sözleri ve uygulamaları
yasaklanmıştır ve iman tehlikeye düşer.” Üzerinden izah ve
şerh etmişlerdir. Hatta bazı İslam alimleri bu kutlamayı yapanların
dininin üçte ikisinin gittiğini belirtmiştir.
Resulullah Medine’ye geldiğinde, Medine halkının her sene
içerisinde (eğlenip) oynadıkları Noel’e benzer iki günleri vardı.
Resulullah ise şöyle buyurdu: “Muhakkak ki Allah, sizin
için o ikisini, onlardan daha hayırlı olan Kurban bayramı günü ve
Ramazan bayramı günleriyle değiştirdi.”
Resulullah, tevhid akidesini ikame ederken cahiliye müşriklerinin
ve Ehl-i Kitab’ın âdet, gelenek, söz ve inanışlarından şiddetle
uzak durmuş, her hususta muhalefet ederek onlara karşı Peygamberî
tavrını ortaya koymuştur. Müslümanlar olarak da bizimde karşı
çıkmamız ve uygulamamamız gerekmektedir.
İmam-ı Rabbanî hazretleri de şöyle buyuruyor;
“Diğer dinlerin bayram günlerine hürmet etmek ve o
zamanlarda onların âdetlerini onlar gibi yapmak Küfre sebep olur.
Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin
yaptıklarını yapıyorlar ve bu günleri, Müslüman bayramı
zannediyorlar. Kâfirler gibi birbirlerine hediye gönderiyorlar.
Eşyalarını sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi süslüyorlar. O
geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunların tamamı dine
zarar verecek ve insandan Allah’ın rahmetini uzaklaştıracak
şeylerdir. “
Anlaşıldığı üzere dinimizde Noel ve yılbaşı eğlencelerinin ve
kutlamalarının yeri yoktur. Yılbaşının bizler için resmî ve
uluslararası bir takvim başlangıcı olmasından gayrı bir kıymeti
yoktur. İslam’da yeni yıl, Muharrem ayının ilk günüyle başlar ki bu
günde dahi hiç bir kutlamanın yeri yoktur. Bir Müslüman yeni yıl
girişinde yapabileceği en güzel şey, eski yılın içinde yaşadığı
gaflet ve günahlardan mahcubiyet hissedip, nefsini muhasabe
etmesidir.
Hiç bir bahane bu günlerin neşesine kapılıp eğlenmenin yolunu
açmaz.
Tabi ben bunları Müslüman Şahsiyetim ve Müslüman okurlarımın
kimliğine nisbeten yazıyorum. Sizin dininiz elinizden gitmemesi
için yazıyorum. Allah’ın rahmeti bu toplumda uzaklaşmasın diye
yazıyorum. Üzerimize Allah’tan sert bir uyarı veya gazap gelmesin
diye yazıyorum. Aksi takdirde elbette ki dinine bağlı olmayan,
inanmayan ve aykırı gelen insanlar bu söylediklerimi zaten
önemsemeyecektir.
Peki Ülkemizde ki bu kutlamalara ne demeli?
“Allah-u Ekber” nidalarıyla fetih olunduğu, en büyük
hedefi Hadislere mazhar olmak olan padişahların hüküm sürdüğü ve
İslam sancaktarlığını 600 yıl elinde bulundurduğu bu topraklarda
Noel babaları görmek, ışıklı süslü çam ağaçlarının akınlarca
alındığını görmek bir Müslüman olarak yüreğimi yakıyor.
Öylesine ilginç ki, bu kutlamaları yapanların isimlerini de Ahmet,
Mehmet, Zeynep,Fatma.
Öylesine ilginç ki, Noel ağaçları Ayetel Kürs-i tabloların
bulunduğu odalara yer buluyor.
Yetmezmiş gibi her dört mezhebte de katiyen haram olan milli
piyango seçerken “Bismillah” “İnşallah çıkar” diyerek çeken
Müslümanların olması sizce de üzücü değil mi?
Batı’ya özenip dinimizden ve ahiretimizden olmayalım.
Ne de olsa İsmet Özel’in de dediği gibi, “Batılaşmak,
batıllaşmaktır.”
Yüz yıldır batının ahlaki ve faşist ambargosu altında kalan bu aziz
Ülkenin fertleri olarak, her geçen gün daha da kaybediyoruz din ve
ahlakı. Ellerinden ilmi ve irfanı alınmış bu toplumun dirilişe
ihtiyacı vardır.
İslâm’ın izzetiyle yüz yıllardır ayakta duran Ülkemiz, İslam'dan
bağımsızlaşıyor. Toplumumuzun bireyleri hakikatten ve özünden
kopuyor.
Şüphesiz ki Allah dinini koruyacaktır. Ve bu dine bağlı kalıp da
tebliğ edenler, haramdan uzak duranlar, batılIlaşmaktan
uzaklaşanlar kurtuluşa erecektir.
Önemli olan bizim hangi tarafta olacağımızdır.
İki günlük dünya zevkine kapılıp bâtıllaşanlardan
mı?
Yoksa kendini muhafaza edip kurtuluşa erenlerden
mi?
Selametle...