Ne kadar seviyoruz değil mi insanlara "şucu
bucu" demeyi..
"Onlardan" diye sövmeyi,
"bizlerden" diye övmeyi...
Bizim gibi düşünmüyorsa "Allah evine ateş
düşürsün."
Bizim gibi düşünüyorsa "elleri kirli de olsa suçsuz
görülsün!"
Uzun zamandır böyle bu...
AKP'liler CHP'liler...
MHP'liler BDP'liler...
Olarak bölünmüştük sadece...
O da yanlıştı, o da yanlıştı ya...
Şimdi paramparçayız...
Ama öyle değil ki güzel kardeşim işin doğrusu...
Yani...
Bir Atatürk'çü bir Kürdü ciğerine sokarcasına sevebilir
mesela...
Bir Kemalist, bir Kürt hakkını arasın diye onunla birlikte
yollara düşebilir mesela...
Bir başı örtülü kadınla bir mini etekli kadın çok yakın iki arkadaş
olabilir mesela...
Bir AKP'li ile bir CHP'li, bir MHP'li ile bir BDP'li sıkı dost
olabilir örneğin...
Bir AKP'li ile bir "cemaatçi" bu kavgaya gülüp
geçiyor veya aynı kaygıyla izliyor olabilir mesela...
İnsan hem en Türk olabilir hem dibine kadar Ahmet Kaya
dinleyebilir mesela...
İnsan hem aynı bayrağın altında yaşayıp hem farklılıklarıyla
dans edebilir mesela...
İnsan hem iktidar partisini eleştirebilir hem Başbakanı
sevebilir mesela...
İnsan muhalefet partisi liderini hiç beğenmeyebilir ama partinin
görüşlerine katılabilir mesela...
Alevi olmak Sünni olmayı hissetmemek değildir aslında...
Sünni olmak Alevi'lerin hakları için cadde sokak eskitmektir
onlarla kol kola...
Bir bütün olarak meydanlara inmektir kardeşlik bir Ermeni'nin
canı yandığında...
Her gün yeni bir kavga ekleniyor dağarcığımıza ve biz her gün
kavga etmeyi öğreniyoruz bilenerek bir başkasına...
Her gün yeni bir düşman yaratıyoruz kendimize ve aslında en
büyük düşman biz oluyoruz kendi kendimize...
Bir tarafı tutmaya zorlanıyoruz, olayları dışardan izleme
lüksümüz yok.
İlla "karşı tarafı" düşman bellemek gerekiyor,
illa birileri sana kimi sevmen gerektiğini söylemek istiyor...
Ama öyle değil ki bu işler...
Karşı karşıya olmaz...
Gökkuşağındaki gibi yanyana durabilirse güzeldir o
renkler...