Her bölgeye ayrı deprem çadırı
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, deprem gibi afet dönemlerinde kullanılmak üzere, her bölge için ayrı çadır dizayn edilecek.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, deprem gibi afet
dönemlerinde kullanılmak üzere, her bölge için ayrı, ailelerin
içinde rahatça yaşayacağı bölmeleri bulunan yeni çadırlar dizayn
edildiğini bildirdi.
Atalay, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nda (AFAD)
düzenlenen AFAD'ın 2011 yılı faaliyetleri ve 2012 yılında yapılması
planlanan faaliyetleriyle ilgili değerlendirme toplantısına
katıldı.
Toplantı öncesinde AA muhabirine açıklamalarda bulunan Atalay, önce
Afet ve Acil Durum yönetimi Başkanlığı olarak sonra Kızılay'ın da
katılımıyla bir iç değerlendirme toplantısı yapacaklarını
söyledi.
Afetle mücadelede, 2012 yılının çok köklü değişim yılı olacağını
belirten Atalay, ''Ülkemiz tabi afetlere, özellikle depreme açık
bir ülke. Bunun acı örneğini Van'da yaşamıştık. Bütün bunlardan
aldığımız derslerle, bugüne kadarki çalışmalarımızı tamamen gözden
geçiriyoruz. Van depremi süreci, önümüzdeki dönemde neler
yapılacak, hangi değişiklikleri getireceğiz, bunların köklü, derin
bir değerlendirmesi olacak'' diye konuştu.
Daha önce bir ''Deprem Strateji Belgesi'' yayınladıklarını
hatırlatan Atalay, bu strateji belgesinin gözden geçirileceğini,
hem Kızılay'ın hem AFAD'ın afetlerde nerelerde aksaması olduğunu,
nerede yeterlilik, yetersizlikleri bulunduğunu da
değerlendireceklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Bizim son Van depreminde, depremden sonra hızlı koordinasyonda
büyük zorluğumuz olmadı. Arama kurtarmada da doğrusu çok hızlı
hareket ettik. Türkiye'nin her tarafından, komşu ülkelerden arama
kurtarma ekipleri en hızlı şekilde ulaştı. Doğrusu orada, büyük bir
başarı elde ettik. Orada bir gecikme asla söz konusu olmadı ama
yeterli çadırın temin edilmesinde zorluk oldu. Şimdi biz bunu
değerlendiriyoruz. Bu bizim için önemli verilerden birisi. Bugün
yine bakacağız yani yeni çadır modellemeleriyle ilgili. Şimdi biz
Türkiye'yi belli bölgelere ayırıyoruz ve her bölgenin şartlarına,
iklimine uygun yeni çadırlar ve bir de aile tipimize de uygun,
gerçekten bir ailenin içinde rahatça yaşayacağı bölmeleri olan yeni
çadırlar dizayn edildi ve bunların Türkiye'de nerelerde en fazla
deprem riski var, hangi illerde bunlar depolanır, bunun çalışması
yapılıyor.''
Hangi bölgede, hangi tip çadırların ne kadar bulunması gerektiği
konusunda bugün kararlar alacaklarını belirten Atalay, ''Bundan
sonra Allah korusun, inşallah ülkemize Allah deprem vermesin,
hiçbir ülkeye vermesin ama deprem olduğunda diyelim ki o bölgeye en
hızlı şekilde ulaşacak yerdeki depolarımızda yeterince çadır ve
diğer malzemelerimiz bulunacaktır'' diye konuştu.
''İnsan odaklı müdahale sistemi
oluşturulacak''
TBMM'de afet riskini azaltmayı hedefleyen bir kanun tasarısına da
değinen Atalay, ''O kanun Meclis'ten çıktığında yapılacak çok
çalışma var. Bunlar Şehircilik Bakanlığımıza yükümlülükler
getirecek ama onun içinde daima afet de olacak. Mevcut bütün yapı
stokunun gözden geçirilmesi, riskli olanların ya güçlendirilmesi
veya yıkılması gibi önümüzde ciddi çalışmalar var'' diye
konuştu.
Atalay, kurum içi çalışmaları bitirdikten sonra, 3 Mayıs'ta da 12
bakanın katılımıyla düzenlenecek Afet Yüksek Kurulu'nun 3 Mayıs'ta
toplanacağını belirterek, şöyle devam etti:
''Bu kurul, benim başkanlımda 12 bakandan oluşuyor. Bakan
arkadaşlarımızla Yüksek Kurul'da bütün bu politikaları, yeni
tedbirleri masaya yatıracağız. Orada da kararlar alacağız.
Türkiye'de inşallah bundan sonra gerek deprem gerek diğer afetlerle
ilgili daha duyarlı olma hem önleyici hem risk azaltıcı hem de afet
sonrası en hızlı ulaşım şeklinde tedbirler alma yönünde, biz bu
yılı çok ciddi bir değişim ve dönüşüm yılı olarak görüyoruz. Burada
tabi kurumun imkanlarını da gözden geçireceğiz. Afet Acil Durum
Başkanlığının daha hızlı ulaşımı açısından, helikopter, uçak gibi
diğer imkanlarını da gözden geçireceğiz. Bunlar kiralamayla temin
ediliyor ama en azından ilk anda çok acil durumlarda gerekebiliyor.
Afetlerde daha hızlı müdahaleyle ilgili bütün bunları da tekrar
gözden geçireceğiz. Arama kurtarma çalışma yapan sivil toplum
kuruluşları, gönüllü kuruluşlar var, onları da bu kendi iç
koordinasyonumuza katıyoruz. Burada emniyet güçleri, Türk Silahlı
Kuvvetleri, diğer kurumlarımız da acil bir durum olduğunda düğmeye
basıldığında, mekanizma nasıl işleyecek, kim hangi zamanda neyi
yapacak, hangi kuruma nasıl ulaşılacak, hangisi nasıl koordine
edilecek, bütün bunları bir defa daha gözden geçtiriyoruz. Daha
duyarlı, daha insan odaklı inşallah bir müdahale sistemini
oluşturmuş olacağız.''