Her an 7 şiddetinde bir deprem olabilir!
Abone olBir yılda 7 büyüklüğünde deprem meydana gelme ihtimali 50'de bir. Bu şekilde 3 şehir var. Birisi Türkiye'den.
Kandilli Rasathanesi İstanbul'da bir yılda 7 büyüklüğünde
depremin meydana gelme ihtimalinin 50'de bir olduğunun altını
çizdi.. Rasathaneye göre bu ihtimali paylaşan dünyada üç kent kent
var.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul’da bir yılda 7
büyüklüğünde depremin meydana gelme ihtimalinin 50’de 1 olduğunu
belirterek, "İhtimal küçük gibi gözükse de dünyadaki mega kentler
acısından en büyük ihtimal. Bu ihtimali dünyada paylaşan üç kent
var. İstanbul, Tokyo ve San Francisco" dedi.
Rasathane ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erdik, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, depremlerin önceden bilinmesini
sağlayan bir teknolojinin olmadığının vurgulayarak, halen yürütülen
çalışmalardaki bilgilerin toplanmasıyla sonraki kuşaklarca depremin
önceden bilinmesine yönelik daha umut verici çalışmalar
yürütebileceğini söyledi.
Depremlerin milyonlarca yıldır olduğunu ama yoğun olarak son 50-60
yıldır incelendiğini belirten Erdik, şu bilgileri verdi: "Bugün
geldiğimiz noktada biz Türkiye’nin neresinde, hangi ihtimalde, ne
büyüklükte bir deprem olacağını bilebiliyoruz. Mühim olan
bildiğimiz konularda çalışmak. Ülkemizde deprem zararlarını
azaltmak için yeni araştırmaya gerek yok.
Mevcut bilgileri önemsersek bize yeterli. Biz binalarımız
yönetmeliklere uygun yapalım. Alt yapımızı güçlendirelim.
Gelişmemiz tamamladığımız zaman zaten depremin zararlarını en aza
indiririz." İstanbul’un deprem ihtimalinin fazla olması ve deprem
tehlikesi taşıyan kıymetlerin varlığı nedeniyle diğer kentlere göre
riskinin fazla olduğuna dikkati çeken Erdik, şöyle devam etti:
"Bugün Türkiye’de İstanbul kadar deprem tehlikesine yüksek
ihtimalle maruz kalacak başka bir kentimiz yok. Deprem tehlikesi,
deprem hareketleriyle ilgili bir konu. Elimizde bir zarın olduğunu
var sayarsak, İstanbul için zarı attığınız zaman 6 gelme ihtimali
6’da 1’dir ama başka kentlerimizde belki bu zar 20 köşelidir ve
attığınız da 20 gelme ihtimali 20’de 1’dir. Bu demek değil ki büyük
sayı önce İstanbul’a gelecek ve diğer kentlerimize gelmeyecek.
Sadece diğer kentlerde ihtimal İstanbul’a göre daha düşüktür."
-"SON DEPREMLER YAKİNEN İNCELENİYOR"-
Prof. Dr. Erdik, depremlere ait tahminlerini ihtimaller üzerinde
yaptıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Dünyadaki son
depremleri yakinen inceliyoruz. Ne olup bittiğine bakıyoruz.
Sismolojik açıdan ve neden olduğu hasar bakımından
değerlendiriyoruz.
Dünyadaki plakalarla bir biriyle temas halinde. Birindeki bir
hareketin diğerlerini de etkilemesi mümkün. Ancak bu konuda
niceleme ve zamanlama yapma teknolojisi halen mevcut değil.
Eldeki bilgilere göre, İstanbul’da yılda 7 büyüklüğünde bir
depremim meydana gelme ihtimali 50’de 1. İhtimal küçük gibi gözükse
de dünyadaki mega kentler acısından en büyük ihtimal. Bu ihtimali
dünyada paylaşan üç kent var. İstanbul, Tokyo ve San
Francisco."
20 YIL ÖNCESİNE GÖRE ŞİMDİ HANGİ DURUMDAYIZ? CEVABI BİR
SONRASİ SAYFADA
-20 YIL ÖNCESİNE GÖRE DAHA HAZIRIZ
Depremde can kayıplarını azaltmanın iki yolunun
bulunduğunu, bunlardan birinin her binayı deprem şartnamesine uygun
yapmak diğerinin ise deprem güvenliğine yeteri kadar sahip olmayan
yapının güçlendirilmesi olduğunu belirten Erdik, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Yapılan çalışmaları göz önünde bulundurursak İstanbul 20
yıl öncesine göre depreme daha hazır ama neticede bu gri bir ton.
Dünyada Tokyo dahil depreme tam olarak hazır hiçbir kent yoktur
herhalde. Tokyo’da 1923 Kanto Depremi meydana gelse can kaybı ve
mali kayıplar İstanbul’un çok üzerinde olur. California’da
1906’daki deprem tekrar olsa belki can kayıpları çok olmaz ama mali
kayıplar İstanbul’un çok üzerinde olur. Kısacası deprem konusunda
her ülkenin yapacağı hala çok şey var."
-"ADIMLAR DOĞRU AMA YAVAŞ"
Ekonomik gelişmişlik yakalanırsa depreme dayanıksız
yapıların istisna olacağını savunan Erdik, Türkiye’nin gelişme
sürecini tamamlamasıyla depremin zararlarını en aza indireceğini
dile getirdi.
Erdik, depremin zararlarını azaltmak yönündeki çalışmalarda merkezi
yönetim, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarına büyük
sorumluluk düştüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: "Adımlarımızı
doğru atıyoruz ama daha hızlı atmamız gerekir. Geride kalan süreçte
en önemli artımız merkezi ve yerel yönetimlerde bilincin artması
buna karşılık örgütlerin güçlenmesi ve acil yardım ve kurtarma
çalışmalarının daha iyi yapılması. Daha sonra yapılarda deprem
etkisinin çok daha ciddi bir düzeyde ele alınması. Son olarak da
gerek binaların gerekse de alt yapının yapılmasında yeni
şartnameler hazırlanmış olması."
-KONUTLARDA DA GÜÇLENDİRME YAPILMALI
Türkiye’nin 17 Ağustos Depremi’nin ardından çok
önemli bir öğrenme sürecine girdiğini ve büyük tecrübeler
edindiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdik, "Binaların güçlendirilmesine
önem verdik. Dünya Bankası kredisiyle İstanbul’da kamu binaları
(okullar ve hastaneler) güçlendirilmekte. Karayolları 17. Bölge
Müdürlüğü İstanbul’daki tüm köprüleri elden geçirdi ama
vatandaşların kullandığı binalara gelince bu konuda çok fazla bir
şey yapamadık. Bunu da kentsel dönüşümle başarabiliriz diye
düşünüyorum" diye konuştu.