Her 3 erkekten birinde var
Abone olTürkiye'de her 3 erkekten birinde yaşlanmaya bağlı olarak sertleşme sorunu yaşanıyor
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi ve Avrupa Cinsel Tıp Derneği Yönetim Kurulu üyesi
Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, Türkiye'de her 3 erkekten birinde
yaşlanmaya bağlı olarak sertleşme sorunu yaşandığını
söyledi.
1995 yılında yapılan bir bilimsel çalışmanın sonuçları; tüm dünyada yaklaşık olarak 153 milyon erkeğin cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu olduğu ve bu sayının 2025 yılında yaklaşık olarak 322 milyonu bulacağını göstermiştir. 1950 ve 1960'lı yıllarda erkekte sertleşme sorununun kökeninde psikojenik nedenlerin olduğu düşünülürken, günümüzde bu sorunun daha çok penisin damarsal ve sinirsel yapılarından kaynaklanan bazı hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığı kanıtlanmıştır.
BAZI HASTALIKLAR SERTLEŞME SORUNUNA EŞİLİK EDER
Genel olarak damar sertliği, tansiyon yüksekliği ve şeker
hastalığı gibi damar ve sinir yapılarını bozan hastalıklar ile
kronik böbrek yetmezliği gibi daha nadiren karşılaşılan
hastalıklar, erkekte sertleşme sorununa eşlik etmektedir. Yaşlanan
erkeklerde sıklıkla karşılaşılan prostat bezinin selim ve habis
hastalıkları ile bu hastalıkların tedavisinde uygulanan bazı ilaç
ve cerrahi girişimler de sertleşme sorununa neden olabilmektedir"
dedi.
"ŞEKER HASTALARININ YARISINDA SERTLEŞME SORUNU
BULUNUYOR"
Şeker hastalarının yarısında sertleşme sorunun bulunduğuna
dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, Türkiye'de her üç
erkekten birinin yaşlanmaya bağlı olarak sertleşme sorunu
yaşadığını kaydetti. Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, "Örneklemek
gerekirse şeker hastalarının yaklaşık olarak yarısında değişen
derecelerde olmak üzere sertleşme sorununun olduğu bilinmektedir.
Prostat kanseri nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların da
yaklaşık olarak yüzde 40-90'ında sertleşme sorunu ile
karşılaşılmaktadır. Buna karşılık hastaların çok önemli bir bölümü
sertleşme sorununun sahip oldukları hastalığın doğal ve kabul
edilmesi gereken bir sonucu olduğunu düşünmekte, tedavinin ise
olanaksız olduğunu varsayarak, herhangi bir tedavi talebinde
bulunmamaktadır. Tüm bunların dışında; çekingenlik, utanma ve
sorunu hekim ya da bir başkasıyla paylaşmama isteği de sadece
ülkemizde değil tüm dünyada birçok hastanın tedavisiz kalmasına
neden olmaktadır.
EŞİ DE KABULLENMEKTEDİR
Hastaların önemli bir bölümünde; sadece hasta değil hastanın eşi de sertleşme sorununu doğal bir süreç olarak kabullenip, neticede cinselliğin yaşanamaması gibi bir sonuç ile karşılaşılmaktadır. Öte yandan günümüzde gerek altta yatan hastalığın tedavi ile kontrol altına alınması gerekse setleşme sorununun kendisine yönelik olarak uygulanan bir çok tedavi olanağının varlığı söz konusudur" diye konuştu.
"40 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLERİN YÜZDE 35'İNDE SERTLEŞME SORUNU
VAR"
"1980'li yıllardan sonra penis sertleşmesinde rol oynayan
faktörlerin ve sertleşme sorununa neden olan sebeplerin ortaya
konulmasından sonra, günümüzde sertleşme sorunu erkekler için bir
kabus olmaktan çıkmış ve tedavisi her şartta sağlanabilen bir
hastalık halini almıştır" diyen Dr. Usta, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde yapılan bir çalışmada, 40 yaş üstü erkeklerde değişik derecelerde olmak üzere sertleşme sorununun görülme sıklığının yaklaşık olarak yüzde 35 olduğu rapor edilmektedir. Başka bir deyişle her üç erkekten biri yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan sertleşme sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Sertleşme sorunu ile başvuran erkeklerde ayrıntılı bir muayenenin yapılıp, bu soruna neden olabilecek nedenlerin saptanması gereklidir. Şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği ve damar sertliğinin varlığı ile alt idrar yollarına yönelik olarak yapılmış bir cerrahinin varlığı, erkekte sertleşme sorununun gelişiminde en sıklıkla karşılaşılan nedenlerdir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar ayrıca yaşlanma ile birlikte vücutta erkeklik hormonu olarak bilinen Testosteron düzeyinin de azaldığını ve buna bağlı olarak yaşlı erkeklerde sertleşme sorunu ve cinsel isteksizlik gibi bazı şikayetlerin ortaya çıkabildiği gösterilmiştir. Son olarak yine yakın zamanlarda, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan prostat bezinin selim büyümelerinin de cinsel fonksiyon bozukluklarına sebeb olduğu ortaya konulmuştur.
KESİN TEDAVİSİ MÜMKÜNDÜR
Neden ne olursa olsun bilinen gerçek; günümüzde sertleşme sorunu olan hastaların tümünün kesin olarak tedavi edilebildiğidir. Önemli olan hastaların hangi tedavi biçimine uygun olduğunun doğru bir şekilde ortaya konulabilmesidir. Bu, gerçekten de tedavinin en önemli basmağı olup hasta memnuniyetinin sağlanmasında büyük öneme sahiptir. Genel olarak tedavi yaklaşımları basamak basmak olup; kolay uygulanılabilir seçeneklerden daha zor ve zahmetli seçeneklere doğru gitmektedir."
"CİNSEL İLİŞKİ İÇİN 1-2 SAAT ÖNCEDEN ALINAN İLAÇLAR CİNSEL İLİŞKİ İÇİN ETKİLİ"
Cinsel ilişkiden 1-2 saat önce alınacak ilaçların sertleşme için
etkili olduğuna dikkat çeken Dr. Usta, "Tedavide birinci
basamak; ağızdan alınabilen ilaçlardır. Bu tedavi yöntemi oldukça
kolay ve güvenle uygulanabilir bir yöntemdir. Piyasada satılan
sildenafil, vardenafil ve tadalafil gibi ilaçlar bu grupta yer
almaktadır. Tüm bu ilaçlar cinsel ilişkiden 1-2 saat önce ağız
yoluyla alınıp, hastaların bu şekilde cinsel ilişkiye girmeleri
sağlanmaktadır. Sildenafil ve vardenafilin etki süresi 4 saat
civarında iken tadalafil 36-24 saate varan sürelerde etki
edebilmektedir.
BU İLAÇLAR GÜVENLİDİR
Tüm bu ilaçlar son derece güvenli olup özel bir grup kalp ilacı kullanan hastalar dışında her hastada rahatlıkla kullanılabilir. Bu grup ilaçların kullanımı ile yüzde 80'lere varan hasta memnuniyeti sağlandığı bilinmektedir. Bununla birlikte özellikle şeker hastalığı bulunan erkeklerde bu oran yüzde 50'lere kadar gerilemektedir. İlk basamak tedavinin fayda sağlamadığı hastalarda ikinci basamak tedavi olarak penis içine enjekte edilen ilaçlardan yarar sağlanabilir. Bu tarz ilaçlar oldukça etkili olup, hastalar genellikle uygulama zorluklarından şikayet etmektedirler. Gerçekten de her cinsel ilişki öncesi penis içine bir ilacın enjekte edilmesi her zaman kolay olmamaktadır. Bu nedenden dolayı bu tedaviyi alan hastaların yarısına yakını birinci yılın sonunda bu tedaviden vazgeçmektedirler."
"SERTLEŞME SORUNU YAŞAYAN ERKEKLERDE EN KESİN TEDAVİ
SEÇENEĞİ MUTLULUK ÇUBUĞU"
Son basamak tedavi seçeneği halk arasında 'Mutluluk Çubuğu' olarak
bilinen penil protezlerin penis içine yerleştirilmesi operasyonu
olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Mustafa Faruk Usta, "Anlaşılacağı
gibi bu tedavide hastaya bir operasyon uygulanması gerekmektedir.
Yaklaşık iki saat süren bir operasyon ile bu cihazlar penisin içine
yerleştirilmektedir. Bu cihazlar yerleştirildikten sonra hiçbir
şekilde dışarıdan fark edilmemektedir. Hidrolik özelliğe sahip bu
cihazlar hastaya istediği zaman penisini sertleştirme imkanı
sağlamaktadır. Operasyonun ertesi günü ya da aynı gün hastalar
evine yollanabilmekte olup, sertleşme sorunu yaşayan erkeklerde en
kesin tedavi seçeneğinin bu yöntem olduğu söylenebilir. Bununla
birlikte penil protez operasyonuna kara verilmeden önce hastaların
hiçbir ilaç tedavisinden yarar görmeyeceğine kesin olarak emin
olunmalıdır. Penil protez uygulamaları sonrası hasta memnuniyet
dereceleri yüzde 100'ler seviyesinde olduğu halde hasta seçiminde
son derece titiz davranılması gereklidir. Öte yandan vücüda
yerleştirilen yabancı cismin her ne kadar düşük bir ihtimal de olsa
enfeksiyon gelişme riski göz önüne alınmalı ve bu tarz operasyonlar
sterilizasyon şartlarının üst düzeyde sağlanabildiği sağlık
kuruluşlarında gerçekleştirilmelidir. Son olarak tüm bu anlatılan
tedavi seçeneklerinin dışında; yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan
erkeklik hormon eksikliği de yine sertleşme sorununa neden
olabilmektedir. Genellikle bu hastalarda sertleşme sorunu ile
birlikte; cinsel isteksizlik, yorgunluk, sinirlilik, yemek sonrası
uyuklama, halsizlik, konsantrasyon yetersizliği gibi bulgulara da
rastlanmaktadır. Bu tarz şikayetler ile başvuran, 50 yaşın
üzerindeki hastalara vücutta düzeyi düşük olan testosteron hormonu
dışarıdan jel ya da enjeksiyon şeklinde vücuda verilip, normal
hormon düzeyinin sağlanması mümkündür. Günümüzde tedavi
uygulamaları gelişen teknoloji ile birlikte hekim ve hastalar
açısından gerçekten de uygulama kolaylıkları sağlamakta ve yüksek
oranda tedavi başarısı ile sonuçlanmaktadır" ifadelerini
kullandı.