Beni bilen bilir, koyu bir Galatasaray taraftarıyım,
hatta kendimi "Antifenerbahçeli" olarak da tanımladığım olur…
Ama futbol deyince aklıma Galatasaray-Fenerbahçe
derbileri gelir ki…
Çok zevk alırım…
Fenerbahçe yenerse (ki hep yapıyor) Galasaray'la da
dalga geçer eğlenirim…
Yani ne kadar "Antifenerbahçeli" olsam da bunun bir
oyun olduğunu bilirim!
Futbolcular dünya kadar para alıyorlar arkadaş, bana
ne güzel oynasınlar.
Kaybedince ben niye üzüleyim, onlar üzülsünler!
Neyse, konumuz bu değil…
Konumuz bir yıl önce Şike Davası'ndan tutuklanan
Fenerbahçe Başkanı'nı yalnız bırakmayan taraftarlar…
Bir yıldır, sokak eylemleri, yürüyüşler,
gösteriler…
Yılmadan, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan…
İstediğini alıncaya kadar başkanının arkasında
yürüyen büyük bir kalabalık…
Keşke diyorum, Fenerbahçe taraftarının takımın
başkanı Aziz Yıldırm'a verdiği değer kadar toplum olarak, elimizden
alınan özgürlüğümüze, hürriyetimize, satılan topraklarımıza,
özelleştirilen değerlerimize, kültürümüze, sanat eserlerimize,
kitaplarımıza, aydınlarımıza, gazetecilerimize, bilim adamlarımıza
sahip çıkabilseydik…
Keşke, Fenerbahçe taraftarının yaptığını yapıp,
bizden alınanlar için hep beraber sokaklara dökülüp
haykırabilseydik…
Alana kadar mücadele etseydik...
Eğer tüm Türkiye, Fenerbahçe taraftarının yaptığını
yapabilseydi, yemin ediyorum ülkemize demokrasi gelirdi…
Gerçekten yapabilirdik…
Gerçekten hala yapabiliriz…
Ama zor, kimse kızmasın, bu ülkede futboldan daha
fazla kenetlenebildiğimiz bir değerimiz yok ne yazık ki!
Diğer bütün kayıplara vuruyoruz gitsin…
Artık gol olur, taça çıkar, ofsayt olur bize ne!
Topun açısına göre değişiyor, gelişine de vuruyoruz,
gidişine de...
twitter.com/nsrnylmz