Henüz kimse konuşmuyor diye uyardı: Bu olursa Türkiye için büyük risk!
Abone olRusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşta yaptırımlara maruz kalması sonrası savaştan vazgeçmemesi sonrası savaşta ikinci aşamaya geçilebileceği konuşuluyor.
Prof. Dr. Mustafa Aydın, Rusya-Ukrayna savaşının uzaması
durumunda ikincil yaptırımlar aşamasına geçilebileceğini
belirterek, o zaman yaptırımların sadece Rusya değil, Rusya ile iş
yapan kişi, firma ve ülkeleri de kapsayabileceğini ve Türkiye için
risk oluşturabileceğini söyledi.
Reuters'ın sorularını yanıtlayan Aydın, "Henüz kimse konuşmuyor ama ikincil yaptırımlar meselesi gündeme gelebilir ve Rusya ile ticaret yapan, iş birliği yapan firmalar, kişiler, ülkeler kapsama girebilir" dedi.
Rusya'dan aldığı S-400 füze sistemi nedeniyle ABD'nin savunma sanayisi alanında Türkiye'ye başlattığı yaptırımları hatırlatan Aydın, "CAATSA yaptırımları da aslında Türkiye için getirilmiş yaptırımlar değil. CAATSA da Rusya ile ilgili yaptırım. Türkiye bunun ikinci tarafında buna muhatap olmak durumunda kaldı. Öyle bir şeyle de karşılaşma ihtimalimiz var" dedi.
ABD eski başkanı Donald Trump'ın imzasıyla 2017'de yürürlüğe giren CAATSA İran, Kuzey Kore ve Rusya'ya uygulanan yaptırımların dayanağını oluşturuyor. CAATSA, Rusya savunma ve istihbarat sektörleriyle bağlantılı kurum ve kişilerle önemli düzeyde alışverişte bulunan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını öngörüyor.
ABD ve Avrupa Birliği, Rusya'nın neredeyse bir ay önce
başlattığı Ukrayna işgalinin ardından hızla Rusya ekonomisinin
tamamını, karar vericileri ve oligark olarak nitelenen zengin iş
insanlarını hedef alan yaptırımlar başlattılar.
İkili yaptırım uygulamalarına karşı olduğunu daha önce defalarca açıklamış olan ve Rusya'ya yönelik ABD ve AB'nin yaptırımlarını uygulamayan Ankara, Birleşmiş Milletler'den yaptırım kararı çıkması halinde bunu uygulayacağını belirtmişti.
Ancak Rusya BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olduğu için Moskova'ya karşı BM yaptırım kararı alınmasının mümkün olmadığı düşünülüyor.
Batı ilk başta pazarlık diplomasisine
yakındı
Batı ülkeleri liderlerinin krizin başında 19'uncu yüzyıl pazarlık
diplomasisi yapmaya yatkın durduklarını hatırlatan Aydın, "Yani
Rusya ile Ukrayna'nın doğusu üzerine pazarlık yapıp bu işi bitirmek
taraftarı oldukları anlaşılıyor idi. Bu İngiltere'nin İkinci Dünya
Savaşı öncesi yönetiminin, Hitler ile pazarlık yapması, yatıştırma
politikasına benzer bir yaklaşımdı. Fakat savaştan gelen
görüntüler, yapılan işin acımasızlığı Batı kamuoyunu harekete
geçirdi. Tepkiler üzerine yöneticiler de daha sert bir noktaya
doğru evrildiler" dedi ve ekledi:
"Ama herkes bu yaptırımların kısa vadede sonucu olmayacağının farkında. Bunu yapanlar da bunun farkında. Rusya'ya uzun vadede bir bedel ödetmeye çalışıyorlar."
Türkiye'nin yaptırımların tarafı olmadığını belirten Aydın, Türkiye'nin de yaptırım altında olan bir ülke olduğunu ve yaptırımlara karşı olduğunu vurguladı."Amerika'nın (Türkiye'ye) yaptırımlarını herkes biliyor, ama mesela Kanada da Türkiye'ye yaptırım uyguluyor değil mi? Bizim insansız hava araçlarına takılan bir takım kameraları Türkiye'ye satmıyor, aynı şeyi Almanya yapıyor. Bunların adı yaptırım olarak açıklanmadığı ve kamuoyunda konuşulmadığı için kimse fark etmiyor" diyen Aydın, bu anlamda Türkiye'ye bir sınırlama olduğunu ve Türkiye'nin ise yaptırımlara karşı olan bir ülke konumunda olduğunu kaydetti.
Arada kalan en sıkıntılı ülke Türkiye
Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında kalması açısından
bakıldığında en sıkıntılı ülkelerden biri olduğunu vurgulayan
Aydın, Türkiye'nin hem Ukrayna hem de Rusya ile stratejik düzeyde
ilişkilere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Rusya ile, Suriye'de
Ortadoğu genelindeki güvenlik boyutuyla bir işbirliği var. Ayrıca
doğalgaz, kömür, gıda, nükleer santralin inşası gibi çok önemli
konularda işbirliği mevcut. Çok kapsamlı ve çetrefil bir ekonomik
ilişki boyutu da var" diye konuştu.
Ukrayna'nın bağımsızlığından bu yana Ankara ile Kiev arasında hiç siyasi sorun yaşanmadığını ifade eden Aydın, Ukrayna ile yavaş yavaş gelişen bir ticaret ve son yıllarda ciddi düzeyde savunma sanayinde işbirliğinin olduğunu söyledi.
Aydın'a göre daha geniş düzlemde bakıldığında Karadeniz'de jeopolitik olarak Türkiye açısından Ukrayna, Rusya'ya karşı oluşturulacak dengenin bir parçası.
"Ukrayna olmadan Türkiye'nin tek başına Rusya'yı bu coğrafyada dengelemesi kolay değil" diyen Aydın sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye açısından ciddi bir açmaz var. Bütün bunların üstüne bir de Türkiye'nin son yıllarda müttefikleriyle yaşadığı sorunların getirdiği bir açmaz biniyor. Çünkü Türkiye kendi müttefiklerinden belli ölçüde uzaklaşırken onlar da Rusya'ya karşı bir noktada konum almaya başladılar. O nedenle Türkiye de garip bir şekilde, NATO içerisindeki müttefikleriyle Rusya arasında bir noktada konumlanmış oldu. Bu da gelip Ukrayna konusunda şimdi düğümlendi. Bunlar olayın zorlukları."
Fakat diğer taraftan da Türkiye'nin "Bu savaşta taraf değilim. İki tarafla da iyi ilişkilerim var ve bunu sürdürmeye kararlıyım. Savaşın da sona ermesi için elimden geleni yapacağım" diyerek pozisyonunu ortaya koyduğunu söyleyen Aydın, Ankara'nın bugüne kadar kapsamlı bir eleştiriye maruz kalmadığına işaret etti.
Aydın, "Bunda da Türkiye'nin kendi çıkarlarını önceleyen bir yaklaşımla ortada olmasının önemli bir payı var" diyerek şöyle devam etti:
"(Silah satışı) Bunu karşılıksız elbette yapmadı Türkiye. İnsansız hava araçları da sattı. Karşılığında bir gelir elde etti. Ama sonuç itibariyle bunu kimse satmazken Türkiye sattı. Daha işgalden hemen önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna'daydı. Yani işgalin geleceği belliydi. Herkes bekliyordu ve bunu durdurmaya çalışıyordu. Ama Türkiye Cumhurbaşkanı Ukrayna'daydı ve Ukrayna ile çok kapsamlı anlaşmalar imzaladı. Ukrayna'ya desteğini göstermiş oldu... Kimse yardım etmezken Türkiye bir anlamda oradaydı ve Rusya'yı dengelemeye çalışıyordu."