Thierry Daniel Henry 17 Ağustos 1977'de Fransa'da doğdu. Henry, gençlik yıllarında yerel takımında oynadığı Paris'in varoş semtlerinden olan Les Ulis, Essonne'da doğdu ve yetişti. Henry, altı yaşında bir çocuk olarak iyi bir potansiyeli olduğunu gösterdi ve bu potansiyeli onu, Claude Chezelle'in girişimiyle yerel bir takım olan CO Les Ulis'e alınmasını sağladı. Babası Henry'ye takımla çalışmalara katılması için baskı yaptı, tüm bunlara karşın genç yetenek futbola pek sıcak görünmüyordu. Henry 1989'da Palaiseau takımına girdi, ama bir yıl sonra babasının kulüple arası bozulunca, Henry de iki yıllığına ES Viry-Châtillon kulübüyle anlaştı. Palaiseau çalıştırıcısı, Henry'nin gelecekteki akıl hocası Jean-Marie Panza, onu yakından izlemeye aldı. 1990'da Monaco, Henry'yi bir karşılaşmada izlemesi için Arnold Catalano adlı gözlemcisini gönderdi. Henry takımının 6-0 kazandığı karşılaşmada gollerin tümünü atarak adeta şov yapıyordu. Catalano Henry'ye seçmelere bile girmeden Monaco'ya katılması için teklifte bulundu. Catalano ayrıca Henry'nin Fransa'nın en seçkin futbol yüksek okullarından biri olan Clairefontaine'i bitirmesini istedi. Okul notlarının düşük olmasından dolayı yöneticide güvensizlik oluştu ve onu almak istemedi. Bunca olumsuzluklara rağmen Henry'nin akademiyi bitirmesine izin verildi ve Arsène Wenger'in Monacosu'na genç oyuncu olarak girdi. Daha sonra Henry profesyonel olarak Monaco'yla sözleşme imzaladı ve sahalara ilk kez 1994'te adım attı. Wenger, Henry'yi sol kanata koydu, çünkü Henry'nin top sürüşüyle, kendine özgü top kontrolü ve becerisiyle kanattaki defans oyuncularına karşı ortadaki defans oyuncularından daha etkili olacağına inanıyordu. Monaco'yla ilk sezonunda Henry 18 karşılaşmada ağları üç kez havalandırabildi. Wenger Henry için en iyi yeri aramayı sürdürdü. Teknik direktör, Henry'nin kanatta oynaması yerine forvette oynamasının daha doğru olacağından tam olarak emin değildi. Çalıştırıcısının eğitmenliğinde Henry, 1996 yılında Fransa'da Yılın Genç Futbolcusu Ödülü'nü aldı Henry'nin olağanüstü çabaları kulübü Monaco'nun 1996-97 sezonunu birinci bitirerek şampiyon olmasına yardımcı oldu. Üçüncü sezonuyla birlikte Henry, Fransa Millî Futbol Takımı tarafından ilk defa kadroya çağrıldı ve Fransa'nın 1998 FIFA Dünya Kupası'nı kazandığı yıl takımın bir parçası oldu. Henry Monaco'da geçirdiği sezonlarla herkesi etkilemeye devam etti. Fransız genç kanat oyuncusu Monaco'yla geçirdiği beş sezonda 105 karşılaşmaya çıkıp 20 gol attı. Ocak 1999'da Henry, dostu ve takım arkadaşı David Trézéguet'den bir yıl önce Monaco'dan ayrıldı ve 10.5 milyon £ karşılığında Serie A kulübü Juventus'a transfer oldu.Kanatta oynadı, ama Serie A'nın Henry'ye göre olmayan katı defans anlayışı ve disiplinli savunma kurgusu onu maçlarda etkisiz kıldı Henry 18 karşılaşmada sadece üç gol atabildi.Henry, Ağustos 1999'da Juventus'tan Arsenal'a 10 milyon £ karşılığında anlaştı ve eski teknik direktörü Arsène Wenger'le yeniden aynı çatı altına geldi. Henry Arsenal'dayken adını dünya bütün dünyaya duyurdu. İlk başlarda Premier Lig'de güçlük çekmesine karşın Henry hemen hemen her sezon Arsenal’ın en golcü oyuncusu olmayı başardı. Arsène Wenger'in uzun süreli yönlendirmeleri sonucunda Henry çok üretken bir futbolcu haline geldi ve Arsenal'ın boy gösterdiği tüm turnuvalarda ve Premier Lig'de toplam 226 golle en önemli golcüsü oldu. Fransız golcü iki Premier League şampiyonluğu ve üç de FA Kupası kazandı. İki kez FIFA Dünya'da Yılın Oyuncusu Ödülü'ne aday olarak gösterilen Henry iki kez İngiltere'de Yılın Futbolcusu Ödülü ve üç kez de Futbol Yazarları Derneği Yılın Futbolcusu Ödülü'nü kazandı. 2004–05 sezonunda Diego Forlán'la beraber Avrupa Altın Ayakkabı Ödülü'nü aldı ve böylece bu ödülü 2 sezon üst üste resmi olarak kazanan ilk ve tek futbolcu oldu 2005–06 sezonunda 17 Ekim 2005 tarihinde Henry, takımının tüm zamanların en çok gol atan futbolcusu olma unvanını elde ederek dikkat çekti. Guinness Rekorlar Kitabı'na da ismini yazdırdı. 1 Şubat 2006'da ise West Ham'a attığı gol, ona 151 golle Arsenal'ın efsane oyuncularından biri olan Cliff Bastin'in ligde attığı 150 gol rekorunu kırmasını sağladı. Kariyerinde 3. kez lig gol kralı oldu. Henry Arsenal'deki son 2 yılını kaptan olarak geçirdi ve takımını 2006 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali'ne sırtladı. 25 Haziran 2007’de, beklenmeyen bir biçimde Henry 24 milyon € karşılığında Barcelona’ya transfer oldu. Haziran 2008'de Arsenal taraftarları Arsenal.com'un The Gunners'ın (Silahşörler'in) En İyi 50 Futbolcusu oylamasında Henry'yi Arsenal'ın en iyisi olarak seçtiler. Kimi otoritelere göre futbol tarihinin en iyi 10 futbolcusundan biri. Arsenal’da sağ kanat olarak başladığı kariyerine, inanılmaz sürati ve eşsiz son vuruşlarıyla forvet olarak devam ediyor. Halen Barcelona’da.Medya onun Müslüman olduğunu Almanya’da 2006 yılında düzenlenen Dünya Kupası esnasında Cuma Namazına giderken fark etti.