Hem ulusa hem Gandi'ye seslendi!
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010'un son Ulusa Sesleniş konuşmasında 2010 yılını değerlendirirken, hükümetin 2011 yılı vizyonunu açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılının son Ulusa
Sesleniş konuşmasına ekonomik göstergeler damgasını vurdu. Başbakan
Erdoğan, ulusa seslenirken isim vermeden CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadlerine de gönderme yaptı. Erdoğan,
''Lütfen şunu hiç unutmayalım; popülizme prim verirsek, geçmişte
olduğu gibi olmayanı harcamaya kalkarsak, ülkemizi yine
karanlıklara sürükleriz'' mesajı verdi.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş
konuşmasında, 2011 bütçesinin somut olarak neler getirdiğini ve
Hükümet olarak 2011 yılına nasıl bir vizyonla baktıklarını
anlattı.
SÖZLEŞMELİ PERSONELE ÖDENEK MÜJDESİ
Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan 2010 yılının son Ulusa
Sesleniş konuşmasında, ülkeye çeşitli alanlarda hizmet eden geniş
çalışan kesimleri rahatlatmak adına yapılabileceğin azamisini
gerçekleştirmek için gayret ettiklerini bildirdi.
Bu çerçevede 2011 yılında kamu görevlilerinin maaşlarında Ocak
ayında yüzde 4 ve Temmuz ayında yüzde 4 oranında artış
sağlanacağını bildiren Başbakan Erdoğan, ayrıca kamu personelinden
ek ödemesi olmayanların aylıklarının iyileştirilmesi ve ücret
adaletinin sağlanması amacıyla ilave 80 lira artış sağlanacağını
söyledi. Çalışmayan eş için ödenmekte olan aile yardımı ödeneğine
de Ocak ve Temmuz aylarında ilave 20'şer TL'lik bir artış
yapılacağını anlatan Erdoğan, ''Devlet memurlarına
ödenmekte olan aile yardımı ödeneğinden sözleşmeli personelimiz de
yararlandırılmaya başlanacak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Yapılacak artışlar sonucunda; 2010 yılı Aralık ayında
aile yardımı ödeneği dahil en düşük devlet memurunun bin 300 TL
olan net maaşı, 2011 yılı Ocak ayında bin 454 TL'ye, Temmuz ayında
ise bin 532 TL'ye yükselecek. Böylece 2011 yılında en düşük devlet
memuru aylığında yüzde 17,9 oranında artış yapmış olacağız. 2010
yılı Aralık ayında bin 577 TL olan aile yardımı dahil ortalama
memur maaşı 2011 yılı Ocak ayında bin 717 TL'ye, Temmuz ayında ise
bin 793 TL'ye yükselmiş olacak. Böylece 2011 yılında ortalama
devlet memuru aylığında yüzde 13,7 oranında artış yapmış olacağız.
İşçi, esnaf ve tarım sigortalısı emeklilerine ödenen aylık ve
gelirler de 2011 yılı Ocak ayında 60 TL'den az olmamak üzere yüzde
4 ve Temmuz ayında yine yüzde 4 oranında artırılacak. Yapacağımız
artışlarla en düşük emekli maaşını yıllık bazda yüzde 21,7 oranında
artırmış olacağız. Her zaman olduğu gibi bu dönemde de
çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek noktasında
hassasiyet gösteriyoruz.''
ZAMLAR ENFLASYONUN ÜSTÜNDE
Yapılan zamların, kesinlikle enflasyonun üstünde olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Dünyada, özellikle Avrupa'da şu anda memurun, işçinin, aklınıza ne gelirse emeklinin hepsinin ücretleri düşürülürken biz bunu artırmanın gayretiyle yolumuza devam ediyoruz. 2003 Ocak- 2010 Kasım dönemleri arasında TÜFE'deki artış yüzde 107,3 seviyesinde gerçekleşmiştir'' diye konuştu.
Aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşının, 2002 Aralık ayında 392 TL iken, 2010 Aralık ayında bin 300 TL'ye çıktığını, artış oranının yüzde 207 olduğunu bildiren Erdoğan, 2002 Aralık ayında net 184 TL olan asgari ücretin, bu ay itibarıyla 599 TL'ye yükseltildiğini, artış oranının yüzde 194,3 olduğunu söyledi.
EMEKLİ AYLIKLARINDAKİ ARTIŞ NE?
En düşük SSK emekli aylığının 2002 Aralık ayında 257 TL iken, 2010 Aralık ayında 720 TL'ye çıktığını, artış oranının yüzde 180 olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''En düşük BAĞ-KUR esnaf emekli aylığı 2002 Aralık ayında 149 TL iken, 2010 Aralık ayında 578 TL'ye çıktı, artış yüzde 288,7 oldu. En düşük BAĞ-KUR çiftçi emekli aylığı 2002 Aralık ayında 66 TL iken, 2010 Aralık ayında 410 TL'ye çıktı, artış yüzde 523 oldu. En düşük memur emekli aylığı 2002 Aralık ayında 377 TL iken, 2010 Aralık ayında 898 TL'ye çıktı, artış yüzde 138,6.
65 yaş aylığı 2002 Aralık ayında 24 TL iken, 2010 Aralık ayında 101 TL'ye çıktı, artış yüzde 311,7 oldu. Muhtar aylığı biz geldik, 2002 Aralık ayında 97 TL idi, 2010 Aralık ayında 354 TL'ye çıktı, artış yüzde 263,9 oldu. Bu tablo gerek çalışanlarımızın, gerek emekli ve dar gelirli vatandaşlarımızın gelirlerinde 2002 yılından bu yana azımsanmaması gereken artışlar olduğunu ortaya koyuyor.
POPÜLİZME PRİM VERMEYİN
Peki, biz bunları yeterli buluyor muyuz? Asla. Gönül
istiyor ki bundan çok çok daha fazlasını insanlarımıza verebilelim.
Ancak, sevgili kardeşlerim, Türkiye'nin imkanları şimdilik bu
kadarına elveriyor. Lütfen şunu hiç unutmayalım; popülizme prim
verirsek, geçmişte olduğu gibi olmayanı harcamaya kalkarsak,
ülkemizi yine karanlıklara sürükleriz. Olan yine dar gelirli
vatandaşlarımıza olur; öyle hesapsız kitapsız, popülist maceralar
peşinde en fazla garip gurebayı ezersiniz, işçiyi, memuru,
çiftçiyi, küçük esnafı, emekliyi enflasyon canavarına yem
edersiniz.
Aziz milletimiz, geçmişte yaşadığı acı tecrübeleri unutmadığı için, bu mukayeseleri en iyi şekilde yapmaktadır. Milletimiz şunu çok iyi bilmektedir; bu değirmenin suyu nereden geliyor sorusunu sorar.''
ÖNÜMÜZ AYDINLIKTIR
''Yolumuz kısalmıştır, önümüz aydınlıktır, nimeti de
külfeti de hakça paylaşarak hedeflerimize doğru
yürüyeceğiz'' diyen Erdoğan, ''Bu milli
dirayetimiz sayesinde, hiç de uzak olmayan bir gelecekte, milletçe
çok daha güçlü, aydınlık ve müreffeh bir ülkede yaşıyor olmanın
gurur ve mutluluğunu da yine birlikte yaşayacağız''
şeklinde konuştu.
2010 YILINI
DEĞERLENDİRDİ
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ DEVAMI
İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
2010 DEĞERLENDİRMESİ
Türkiye olarak her yılı bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede
tamamladıklarını, her yeni yıla daha büyük bir güvenle ve daha
büyük hedeflerle girdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle
konuştu:
''Her yılın sonunda bildiğiniz gibi bir sonraki yılın bütçe çalışmaları yapılıyor, bu vesileyle hükümetimiz için geçen bir yılın karnesi de ortaya çıkmış oluyor. Bir yıl önce hangi hedefleri koymuştuk, yılın sonunda hangi seviyeye geldik, bunun muhasebesini yapma imkânı buluyoruz. Yine her yılın sonunda, bu programlar aracılığıyla Türkiye'nin bir yıllık gelişme performansını sizlerle paylaşıyor; her yıl içinde nereden nereye gelmiş olduğumuzun fotoğrafını ortaya koymaya gayret ediyorum.
2009 yılı son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6 oranında büyürken, bu oran 2010 yılı ilk çeyreğinde yüzde 11,7 seviyesine, ikinci çeyreğinde de yüzde 10,3 seviyesine yükseldi. Dünyadan ardı ardına iflas haberlerinin geldiği bir ortamda, bu performans son derece çarpıcı bir büyüme performansıdır. Bu başarısıyla Türkiye en hızlı büyüyen ülkeler sıralamasında Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sıraya kadar yükselmiştir.
Tahminlerimize göre 2010 yılını en az yüzde 6,8'lik bir büyüme oranıyla tamamlayacağız, uluslararası kuruluşlar bu oranın yüzde 8'e kadar çıkabileceğini söylüyorlar. Bu göstergeler, Türkiye'nin ne kadar sağlam ve dinamik bir ekonomik yapıya kavuştuğunun açık delilidir.''
İHRACAT RAKAMLARI UMUT VERİCİ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının 2009 yılında Türkiye'nin kredi notunu 2 kademe birden artırdığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu yılın kasım ayında bir gelişme daha olduğunu ve Türkiye'nin kredi notunun pozitife yükseltildiğini ifade etti. Yine bu süreçte ihracatın ve turizm gelirlerinin artmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, ihracatta tarihi rekorlar elde etmiş, doğrudan yatırımlarda 22 milyar dolar seviyelerini görmüş bir Türkiye'nin bulunduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Dünyada istihdam alanında çok büyük gerilemeler
yaşanırken bizde işsizlik çok ciddi oranlarda aydan aya ilerleme
kaydetmiştir. Sanayi üretim endeksi 2010 yılı ekim ayında tüm
zamanların rekorunu kırarak 128,9 seviyesine kadar ulaşmıştır.
Tekrar ediyorum, bütün Cumhuriyet tarihimizde böyle bir aylık
büyüme oranı yoktur. İmalat sanayi 2010 yılı kasım ayında bir
önceki yılın aynı ayına göre 6,1 puan artarak yüzde 75,9 seviyesine
ulaştı. Bu oran, krizden bu yana elde ettiğimiz en yüksek seviye ve
sanayide de işlerin artık yoluna girmeye başladığını
gösteriyor.
2002 VERİLERİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
2002 yılında yüzde 30'lar seviyesinde aldığımız enflasyonu
2009 yılı sonu itibariyle yüzde 6,5 seviyesine kadar düşürdük. Son
derece olumsuz küresel şartlara rağmen 2010 yılı Kasım ayında
enflasyon yüzde 7,3 seviyesinde kaldı. Göreve geldiğimizde yüzde 63
seviyesinden devraldığımız devletin borçlanma faiz oranını yüzde
7'ler seviyesine kadar indirdik. Kriz döneminde birçok ülke Merkez
Bankası kaynaklarına başvururken, biz bu dönemde hem kamu
bankalarına, hem de Merkez Bankasına, 2001 krizinden, yani bizden
önceki koalisyon hükümetlerinden devraldığımız borçları da geri
ödedik. Yine kriz döneminde birçok ülke hazinesi IMF kaynaklarına
başvururken, biz IMF'den borç almak şöyle dursun, bizden önceki
hükümetlerin yaptıkları borçları da önemli ölçüde
azalttık.''
IMF'YE KALAN BORÇ MİKTARINI AÇIKLADI
2002 yılında göreve geldiklerinde, Türkiye'nin IMF'ye borcunun 23,5 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, Ekim 2010 itibarıyla IMF'ye 6 milyar dolar borcun kaldığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bakın bu göstergeler şunu açıkça gösteriyor. Türkiye, güçlü ve kararlı adımlarla daha mutlu, daha müreffeh bir geleceğe doğru ilerlemektedir. 2011 yılı bütçesi de işte bu dinamizmin, bu kararlılığın, bu ilerleme azminin bir belgesi olarak hazırlanmıştır. Bundan önce hazırladığımız 8 bütçe gibi, bu 9. bütçemiz de milletimize söz verdiğimiz Güçlü Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye vizyonuyla uyumlu bir bütçedir. 2011 bütçesi, toplumsal duyarlılığı olan, sosyal yönü kuvvetli, mağduriyetleri gözeten, üretimi, yatırımı, ticareti, ihracatı destekleyen bir bütçedir. 2011 bütçesi, işçi, esnaf, memur, çiftçi, emekli, öğrenci, yatırımcı ve sanayiciler gibi tüm kesimlerin ihtiyaçlarını ve sıkıntılarını dikkate alan bir bütçedir. Ücretli kesimin reel alım gücünü artırmaya yönelik bir bütçedir. Bu bütçemizde de bölgesel kalkınmaya, sosyal katılımcılığa önem verilmiştir. 2011 bütçesi, vatandaştan aldığını vatandaşa veren; birlikte kalkınmayı, hakça paylaşmayı hedefleyen, ayakları sağlam basan, yarınları düşünen, geleceği tasarlayan bir bütçedir.''
SOSYAL DEVLET İLKESİ
BÜTÇEDE
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ DEVAMINI
OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
SOSYAL DEVLETE YAKIŞAN BÜTÇE
2011 yılı bütçesinin, AK Parti Hükümetinin bundan önceki bütçeleri
gibi ''sosyal devlet ilkesine yakışan bir bütçe
olduğunu'' vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizler, devletin bütün imkanlarıyla ihtiyaç sahibi insanlarımızın yanında olması gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede 2011 yılında sosyal kesimlerin desteklenmesi için daha fazla kaynak ayırıyor, ekonomik anlamda zorluklar yaşayan toplumsal kesimleri desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu amaçla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na aktardığımız kaynağı yüzde 12,8 oranında artırarak 2 milyar 100 milyon liraya çıkarıyoruz. Sosyal Destek Projesi SODES ile kırsal kesimden şehirlere göç eden ailelerimizi yeni hayatlarına uyum sağlamaları konusunda destekliyoruz.
İlk defa bizim başlattığımız özürlü eğitimi ve evde bakım programları için ayırdığımız ödenekleri yüzde 33 oranında artırarak 3,2 milyar liraya yükseltiyoruz. Bugün yaklaşık 216 bin özürlü vatandaşımız özürlü eğitiminden yararlanıyor. Bir de özürlüye evde bakım programımız var... Bundan 280 bin vatandaşımız yararlanıyor. Evet, yanlış duymadınız; bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde, tam 280 bin ailede, 280 bin özürlü vatandaşımıza evde bakım hizmeti veriliyor. Öğrenim ve harç kredisi ödenekleri de yüzde 17,5 oranında arttırıyoruz. Orta öğretimde taşımalı eğitime kız öğrencileri de dahil edip, yapılan desteği yüzde 20-24 aralığında artırıyoruz.''
ÜCRETSİZ KİTAP YARDIMLARI SÜRECEK
İlk ve ortaöğretim öğrencilerine ders kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, 2002'den bu yana 1 milyar 123 milyon adet ders kitabının öğrencilere ücretsiz olarak dağıtıldığını, 2011 yılında da aynı desteğin süreceğini bildirdi.
Üniversiteleri de unutmadıklarını belirten Erdoğan, özellikle yeni kurulan üniversitelerin öğretim elemanı ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmek için 2010 yılında ilave 7 bin atama izni verildiğini hatırlatarak, 2011 yılı için de üniversitelere 8 bin adet ilave atama izni verdiklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Üniversitelerimizin toplam ödeneğini 2011 yılında yüzde 23 oranında artırarak 11,5 milyar liraya çıkarıyoruz. Şu anda 156 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı, 81 vilayetimizin 81'inde de en az bir üniversitemiz var. Türkiye genelindeki üniversite sayımız 156; 76 üniversiteden 156 üniversiteye... İşte eğitime önem vermek budur. Şu ana kadar 60 bini aşkın yatak kapasitesine sahip yeni yurtlar yaptık. Geçmişte yapılanları söylemiyorum. Ve bunların yapımı da devam ediyor.
Bizim önem verdiğimiz bir diğer konu da sağlık; 2011
yılı bütçesinde Sağlık Bakanlığına ayrılan ödenekleri de bir önceki
yıla göre yüzde 23,7 oranında artırarak 17,2 milyar liraya
çıkardık. İnşallah 2011 yılında aile hekimliği uygulamasını tüm
illerimizi içine alacak şekilde genişletiyoruz. Aile hekimliği
ödeneklerini, 2010 başlangıç ödeneğine göre yüzde 146,6 oranında
artırarak 1,3 milyar liradan 3,3 milyar liraya
yükseltiyoruz.
Yine yeşil kart sahibi vatandaşlarımızın özel hastanelerimizin acil servis ve yoğun bakım ünitelerinden yararlanmasına imkan sağlıyoruz. 2011 yılı bütçesiyle sosyal güvenlik sistemimizin de işlerliğine destek olacak şekilde destekliyoruz. 2011 yılında Sosyal Güvenlik Kurumumuza 62,4 miyar Türk Lirası tutarında kaynak transferi yapmayı hedefliyoruz.''
ESNAFA DESTEK PAKETİNİ AÇIKLADI
AK Parti Hükümeti olarak, Türkiye'nin kalkınma hedeflerinde önemli bir rolü olduğuna inandıkları esnaf ve sanatkara destek olmayı da bir görev bildiklerini vurgulayan Erdoğan, esnaf ve sanatkarın 2010 yılında kullandığı düşük faizli krediler için bütçeden 150 milyon Lira faiz sübvansiyonu sağladıklarını, 2011 yılında bu desteği yüzde 118 oranında artırarak 327 milyon TL'ye çıkardıklarını bildirdi.
2002 yılında esnaf ve sanatkarların, Halk Bankası aracılıyla kullandığı kredi tutarın 153 milyon lira seviyesinde iken, eylül ayı sonu itibariyle bu rakamın 3,3 milyar lira seviyesine kadar çıktığını kaydeden Erdoğan, ''153 milyon lira nere, 3 milyar 300 milyon nere? Demek ki ne yapmışız, esnafa, sanatkara verilen kredi miktarını tam 22 kat arttırmışız... 2002 yılında 5 bin lira olan kredi limiti, bugün 50 bin liraya kadar yükselmiş durumda. 2002 yılında kredi kullanan esnaf sayısı 63 bin 520 iken, 2010 yılında bu rakam yaklaşık dört katlık bir artışla 237 bini bulmuştur. 2002 yılında kullandırılan kredilerin faiz oranı ne biliyor musunuz? Esnafa yüzde 46. Biz ne yapmışız? 2010 yılında bu oranı ilk etapta yüzde 13'e ondan sonra yüzde 5'e kadar düşürdük. yüzde 5'ini de biz ödüyoruz. Yüzde 10'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2010 yılı sonu itibariyle çiftçilerin düşük faizli kredi kullanımı için verdikleri 300 milyon liralık desteğin, 2011 yılında yüzde 158 oranında artırmak suretiyle 776 milyon liraya çıkaracaklarının müjdesini vererek, ''2010 yılı Eylül sonu itibariyle Ziraat Bankasınca kullandırılan düşük faizli kredi toplamı 10,1 milyar liraya, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan düşük faizli kredi toplamı ise 2,2 milyar liraya ulaşmış durumda. Yaklaşık 1 milyon 128 bin tarımsal üreticimiz bu kredi imkanından yararlanıyor'' dedi.
TARIMA 9 MİLYAR 800 MİLYON LİRA DESTEK
2010 yılı sonu itibariyle tarımsal destekleme ödemeleri başlığı altında yapılan ödemelerin 5 milyar 700 milyon liraya ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydeden Erdoğan, 2011 yılında çiftçilere yapılacak tarımsal desteklerin ise 2010 yılı başlangıç ödeneklerine göre yüzde 7 oranında bir artışla 6 milyar TL seviyesine yükseleceğini söyledi.
2010 yıl sonu itibariyle, tarımsal destekleme niteliğindeki diğer ödemeler ile birlikte tarım kesimine tam 8 milyar 300 milyon lira kaynak aktarmış olacaklarını anlatan Erdoğan, 2011 yılında ise 9 milyar 800 milyon lira transfer yapmayı hedeflediklerini bildirdi. Başbakan Erdoğan, böylece toplam tarımsal transferlerini yüzde 17,7 oranında artırmış olacaklarını dile getirdi.
2002 yılında 83,6 milyon lira tutarında hayvancılık desteği
ödemesi yapılmışken, AK Parti Hükümetinin 2010 yılında bu rakamı 1
milyar 158 milyon lira seviyesine kadar yükselttiğini belirten
Erdoğan, ''2011 yılında bu tutarı yüzde 9,4 oranında
artırarak 1 milyar 267 milyon TL'ye çıkartmayı hedefliyoruz. Demek
ki 8 yılda, hayvancılığa verdiğimiz destek ödemelerini tam 15 kat
artırmışız. 2010 yılında, süt ve damızlık etçi sığır
yetiştiriciliğinde sıfır faizli kredi uygulamasına
geçilmiştir'' dedi.
DIŞ POLİTİKAYI
DEĞERLENDİRDİ
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ DEVAMINI
OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...
DIŞ İLİŞKİLER
Her ay olduğu gibi bu ayın da yine dış ilişkiler bakımından oldukça hareketli geçtiğini bildiren Başbakan Erdoğan, özellikle 23 Aralık'ta gerçekleştirilen 11. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi nedeniyle bir çok lider ve devlet adamını Türkiye'de misafir ettiklerini anımsattı.
Bu zirveye, dönem başkanlığını üstlenen Türkiye ile birlikte, üye ülkeler Pakistan, İran, Azerbaycan, Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan'ın temsilcilerinin katıldığına işaret eden Erdoğan, üye ülkelerin yanı sıra KKTC, Irak, Katar, Ürdün, Lübnan ve Suriye de misafir ülkeler sıfatıyla zirveye iştirak ettiklerini hatırlattı.
Zirve sonunda, teşkilatın geleceğe dönük vizyonuna zengin katkılar sağlayacak, işbirliği temelinde yürütülecek ortak çalışmalara istikamet kazandıracak bir de bildiri yayımlandığını ifade eden Erdoğan, bu zirve sırasında ayrıca Türkiye'de bulunan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai ile de bir araya gelerek çeşitli meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
KAZAKİSTANLA İLİŞKİLERİNİ ÖNEMSİYORUM
Bu görüşmeler sırasında, ülkeler arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesi başta olmak üzere çeşitli bölge ve dünya
meselelerini detaylarıyla ele aldıklarını belirten Erdoğan, yine
Kazakistan Başbakanı Kerim Massimov ile de görüştüğünü bildirdi.
Uzunca bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan,
''Kazakistan-Türkiye arasındaki ikili ilişkiler açısından
çok önemsiyorum'' dedi.
Yine bu ay içinde, Türkiye ile Suriye ve Pakistan arasındaki ilişkileri azami seviyede geliştirmek amacıyla oluşturulan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi çalışmalarına da yine ev sahipliği yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu çalışmalar vesilesiyle Suriye Başbakanı Otri ve Pakistan Başbakanı Gilani ile de bir araya geldiklerini ve ortak hedeflerin bir kere daha değerlendirme imkanı bulduklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, yine Aralık ayı içinde Türkiye'yi ziyaret eden Filistin Devlet Başkanı Abbas, Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Horafi ve Polonya Başbakanı Tusk ile önemli görüşmeler gerçekleştirdiğini söyledi.
Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
''2010 yılının bu son programında Türkiye'nin gidişatına ilişkin çeşitli bilgileri sizlerle paylaştım. Samimiyetle inanıyorum ki her yeni yıl Türkiye;ye daha aydınlık, daha mutlu, daha müreffeh günler getirecektir. Bu vesileyle yeni yılınızı kutluyor, 2011 yılının ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa hayırlar, bereketler ve barış getirmesini temenni ediyorum.''