Hem gülelim, hem düşünelim
Abone olZorlu'nun gönderdiği 'Denemeler'i okuduğunuzda hem çok gülecek, hem de 'haksız da değil hani' diyeceksiniz..
Krizler, yolsuzluk, haksızlık....Türkiye’nin Çivisi çıktı. İyi ki varsın Çekiç Güç...
11 Eylül saldırısından sonra ABD’nin bütün ülkelere ‘ya bizimlesiniz ya da düşmanımızsınız’ şeklindeki tehdidi kültürel anlamda da etkilerini gösteriyor. ABD’nin tehditlerini en iyi şekilde anlatan Ladin Alfabesi bizde de etkilerini gösterirse bundan sonra alfabe A B C şeklinde değil A B D biçiminde olabilir. C harfini Conilere kurban edeceğiz anlaşılan.
Necmettin Erbakan son günlerde oğluna yaptığı ihtişamlı düğün ve siyasi yasağının sona ermesinin ardından Saadet Partisi’nin başına geçeceği konularıyla gündemde. Bizden söylemesi Parayla Saadet Olmaz hocam.
Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat TÜZMEN, Çevre Bakanlığı’na getirildi. Ama o gezilerine kaldığı yerden devam ediyor. Yalnız bir farkla. Bu sefer ÇEVRE yolunu kullanarak.
Yargıtay’dan, ‘pul alacak paramız yok’ diye açıklama geldi. Paramızdan sonra adaletimiz de mi pul olacaktı? Ulan para adamı kul, adaleti pul ettin be...
İlan: Son günlerde komaya giren Avrupa’yla ilişkilere acilen AB Rh+ kan aranıyor.
Bush’tan Erdoğan’a tebrik mesajı; ‘Başbakanlığınız Hayırlı, tezkereniz Hayır’sız olsun.’ Dünya halkının ABD’ye cevabı: Hayır, hayır, yüzbin kere hayır, inanmıyorum sana.....
‘Saddam terket şu ülkeyi de bari masum insanların ölmesine engel ol. Ulan Saddam, sana Saddam olamazsın demedik ki Addam olamazsın dedik. Sen gideceğine bak Birleşmiş Milletler, ABD gibi dünyanın büyyüklerini ayağına çağırıyorsun? Addamlıktan Irak Saddam ne olacak?
Irak’ın zenginliklerine konmak için başlatacağı savaşta Türkiye’ye çok ihtiyaç duyan ABD’ye yandaşlarının tavsiyesi şu; Bul Ankarayı Al Parayı...
ABD’liler tutturdu Bağdat yolculuğuna beraber çıkalım diye... Kofi Annan’da bizim için Kıbrıs’la ilgili plan üstüne plan yapıyor. Şu ara bize benimsetilmeye çalışılan durum aslında yabancısı olmadığımız bir atasözü; Annan gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz.
Newsweek Dergisi’nin haberine göre George W. Bush ’17 yıl önce içkiyi bırakmasaydım ABD Başkanı olamazdım’ demiş. Alkolün faydalarının olduğuna inananlar vardır da dünyayı kurtaracak kadar yaşamsal işlev taşıyabileceği kimsenin aklına gelmemiştir herhalde...
28 Şubat post-modern darbesi olarak nitelendirilen süreçte başta öğrenciler olmak üzere çoğu kişinin canı yandı. O yüzden herhalde 28 Şubat Sivil Savunma Günü olarak kutlanıyor. O süreçte çoğu insana 28 Şubatsın dünya dedirttiler zaten...
Tezkerenin reddedilmesinin ardından Hükümetin koyduğu vergilere ‘barışın bedeli’ dendi. Aşağı tükürsen ehli sünnet sakal, yukarı tükürsen ABD traşı....
Irak’ı cehenneme çevirecekler bizi de savaşa sokmak için ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır’ diyorlar.
Tezkere için çaba harcayan Hükümete de hak vermek lazım. Bekara kadın Bush’amak kolay ne de olsa...
Bir yanda her türlü hak-hukuk ve insanlık değerlerini ayak altına alan ABD, İngiltere ve İsrail, diğer yanda kimyasal silahlara sahip olduğu gerekçesiyle halkının üzerine bomba yağdırılacak Irak. Sizce kim daha masum veya bu kavgada kim yasal?...
Tezkerenin kabul edilmemesi üzerine ABD askerleri Kuveyt’te toplanıyor. Bu Türkiye’deki Kuveytler Ayrılığı’nın sonucudur.
Saddam’ın sürgün edilmesiyle savaşın önlenebileceğine inanan Kuzey Kore lideri Kim Jong İI, Saddam’ı ülkesine davet etmiş. Saddam zaten bir sürü dublör kullanıyor kendisini gizlemek için. Şimdi Kore lideri ile aynı yerde olursa işler iyice karışacak Kim-Saddam diye? Hem ABD’nin savaş sebebi saydığı iki lideri bir araya getirmek gibi cin fikir de Kim’in aklına geldiyse!... Bravo doğrusu...
Ayrıca Saddam’a yer bulma gayretinde olanlardan bazıları da Saddam’ın Çin’e gitmesi için kulis yapıyorlarmış. Türkiye’nin Çin malları ile başı dertte. İster misiniz Çin daha sonra Saddam’ı da malları gibi ülkemize pazarlasın!
Dışişleri Eski Bakanı Yaşar Yakış’ın tezkere konusunda ‘ABD’nin karşısında kapı gibi duruyoruz’ şeklindeki açıklamaları pek inandırıcı bulunmamıştı. Malum devlet kapısı. Her geleni içeri almasıyla meşhur. Devlet kapısından geçen tezkere ise Meclis’in halka açık kapısından geri çevrildi.
ABD’de şahinler ve güvercinler grubu varmış biri savaş yanlısı diğeri barış yanlısıymış. Aslında ikisi de aynı; Biri şahinlik, diğeri güvercinlik peşindedirler.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun son günlerde en az kendisi kadar gündemde olmasını kıskanan YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ, meslektaşına şu öğütte bulunur. Bir padişaha geniş, iki padişaha ALEM-DAR-OĞLUM
Ülkemiz insanı kötü giden şartlarda hep bir kurtarıcı aramış, ve piyasada Babalar-Analar-imparatorlar-Krallar vb. türemiştir. Ama hep gündemde olanlar sanırız Giyim-Kuşam Babaları...
AKP ve CHP 12 Eylül darbesinin ardından üniversitelerden okullardan ve işyerlerinden uzaklaştırılan yaklaşık 25 bin mağdurun kamusal haklarını iade etmeye hazırlanıyorlarmış. Sevinin mağdurlar Yönetekim değişiyor.
ABD ve yandaşları savaş tam tamları çalarken bizim savaşa girip girmeyeceğimiz de yine ekonomik sıkıntılarla ilgili. Ne yapalım Hazinemiz Tam Tam Takır...
Tezkere’nin Hükümetin istemesine rağmen Meclis’ten geçmemesi üzerine işte Türk Demokrasisi diye başlıklar atıldı. Tezkere’ye ret oyu veren CHP’li bir milletvekilinin fabrikasını ise ABD’lilere kiraladığı iddiası da basında yer aldı. Bu da herhalde CHP Dem6okrasi’si oluyor
Tezkerenin ikinci kez Meclis’e getirileceği konusunda savaş karşıtlarının uyarısı; Her türlü kötü alışkanlık ‘Bir Kereden Bir şey Olmaz’ diye başlar.’