Helikopter kazasıyla ilgili şok bilgiler!
Abone olBBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin çarpıcı bilgiler gün yüzüne çıktı
Merhum Yazıcıoğlu’nun ailesine gelen ve Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül ile davayı soruşturan Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet
Savcılığı’na da iletilen belgelerde, kazanın olduğu 25 Mart 2009
tarihinde saat 17.42’de enkaz bölgesinde iki askeri helikopterin
olduğu iddia ediliyor. Ayrıca, konuyla ilgili birkaç gizli tanığın
savcılığa kazaya ilişkin önemli bilgiler sunduğu da ortaya
çıktı.
HELİKOPTER DÜŞTÜKTEN İKİ SAAT SONRA ULAŞMIŞLAR
5 Aralık 2011 tarihinde BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, BBP Genel Sekreteri Metin Gündoğdu ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yaptığı ziyarette ellerinde suikast şüphesini güçlendirecek bazı bilgi ve belgeleri iletmişlerdi. Kamuoyunun çok merak ettiği o belgelere Cihan Haber Ajansı ulaştı.
Helikopterdeki cihazların sökülme görüntüsünün hemen ardından, aile ile irtibata geçen meçhul şahsın ilettiği; Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın MY Modülü (Muharebe Yönetimi Modülü) sistemine girilebilen gizli ibareli bilgisayarından elde edilen ve cep telefonuyla çekildiği anlaşılan fotoğrafa göre, helikopter düştükten sonra saat 17.42’de enkaz bölgesinde iki adet 'J' kodlu helikopterin olduğu iddia ediliyor. 25 Mart 2009 tarihli söz konusu sistemden elde edilen hava hareketliliğini gösteren fotoğrafa göre, üç beyaz noktanın olduğu görülüyor. Beyaz noktaların büyük olanının Yazıcıoğlu’nu içinde taşıyan helikoptere ait olduğu, diğer küçük beyaz noktaların ise enkaz bölgesine iniş yapan helikopterlere ait olduğu iddia ediliyor.
GİZLİ TANIKLAR SAVCILIĞA HERŞEYİ ANLATTI
Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na ulaştırılan belgeler ile ilgili birkaç gizli tanığın ifade verdiği de ortaya çıktı. Gizli tanıkların anlattıkları bilgilere göre, Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopter 15.03’te düştükten sonra 17.42’de 'J' kodlu helikopter enkaz bölgesinin 300 metre uzağına iniş yapıyor ve 17.49’da kalkış yaparak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi istikametine doğru uçuşunu gerçekleştiriyor. Aynı kodlu bir başka helikopter ise 17.47’de enkaz bölgesine iniyor ve ne zaman kalkış yaptığı bilinmiyor. Ayrıca MY Modülü’nden elde edilen bilgiler ışığında, Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterinin en son kalkış yaptığı Çağlayancerit’ten düştüğü ana kadar olan hava hareketliliği görüldüğü de ifade ediliyor. Hatta helikopter düşmeden 3-4 dakika boyunca yalpalandığı, bu durumun da pilotun kanında bulunan yüksek miktardaki karbonmonoksit gazından havadayken etkilenmiş olma iddiasını güçlendirdiği belirtiliyor.
MY MODÜLÜ NEDİR?
Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki radarlardan alınan bilgiler anında Ankara’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki Hareket Merkezi’ne kaydediliyor. Radarlardan alınan bilgiler Genelkurmay Başkanlığı’nda da uzunca bir süre saklanıyor. Bu bilgilerde “dost” veya “düşman” olarak kodlanmış her türlü hava aracı, nerede olursa olsun kodları ve işaretleri ile görülüyor.
Değişik yerlerden gelen bu anlık bilgiler ile Türkiye haritası üzerinde ‘Türk Hava fotoğrafı’ çıkarılarak kayıt altına alınıyor. Bu işleme, MY Modülü (Muharebe Yönetimi Modülü) deniyor. Bu kayıtlara askeri ve havacılık terminolojisi ile ‘hava sahası izleri’ adı veriliyor. TC-HEK işaretli 6 kişiye mezar olan helikopterin son kalkış yeri Kahramanmaraş Çağlayancerit’ten düştüğü bölgeye kadar olan hareketlilik, izler, düştükten sonra o bölgeye gelen giden hava araçları hava sahası izlerinde görüldüğü belirtiliyor. Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının hayatını kaybettiği helikopter de, önceden dost olarak kodlanmış ve her anı görülebilen hava araçlarından.
DDK, HAVA KUVVETLERİNDEN BRİFİNG ALMIŞ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya gezisi öncesi bu belgeleri incelettirdiğini söylemişti. Abdullah Gül belgeleri, helikopterin kırıma uğramasıyla ilgili rapor hazırlayan Devlet Denetleme Kurulu üyeleriyle paylaştı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan kurul üyelerine brifing verilmesi talep edildi. Bunun üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı generallerden oluşan bir ekip, Devlet Denetleme Kurulu’na geçtiğimiz 14 Şubat tarihinde detaylı bir şekilde brifing verdi. Hazırlanan rapor da DDK tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunuldu.
OLAY GÜNÜ SİNYAL VEREN BAŞKA TELEFONLAR VAR MI
Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edilen bu belgeler ile birlikte Yazıcıoğlu ailesinin taleplerini içeren dilekçede, olayda hayatını kaybedenlerin telefonları ve helikopterin enkazının bulunduğu bölge de olay günü, ertesi günü ve daha sonraki günlerde sinyal veren başka bir telefon numarasının olup olmadığının araştırılmasının istendiği ifade ediliyor.
‘J’ KODLU HELİKOPTERİN PERSONELİ ENKAZ BÖLGESİNDE NE YAPTI
'J' kodlu helikopterlerin orada ne amaçla ve ne için bulunduğu ve neden Yazıcıoğlu'nun düştüğü helikoptere yardımda bulunmadığı ve "J" kodlu helikopterlerin Silahlı Kuvvetler bünyesinde hangi birliklere ait olduğu dilekçedeki talepler arasında. Çünkü gizli tanıkların savcılığa anlattıklarına göre, “J” kodlu helikopterin içinde bazı telsiz konuşmalarının da olabileceği enkaz bölgesinde bu manada bazı kişilerin olduğu, bu kişilerin helikopterin bulunduğu bölgeye yaklaştıkları iddia ediliyor. Bu kişilerin orada ne maksatla bulunduğunun ve neden helikopterin içindekilere yardım etmediğinin araştırılması gerektiği de savcılığa sunulan dilekçede özel olarak belirtilmiş.
İSMAİL GÜNEŞ 19.04’E KADAR TELEFONLA GÖRÜŞMÜŞTÜ
Helikopter kazasında hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş’in otopsi raporunda, Güneş’in 4 ila 6 saat arasında vefat ettiği belirtiliyor. Gazeteci Güneş’in TİB kayıtlarına göre 19.04’e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık telefon görüşmesi yaptığı kesinleşmişti.
İsmail Güneş’in bulunduğu bölgede telefonun çekmediği tespit edildiğine göre Güneş bu telefon konuşmalarını helikopter enkazının olduğu bölgede yaptığı anlaşılıyor. Bu bilgiler İsmail Güneş’in 19.04’ten sonra da hayatta olma ihtimalini güçleniyor. Fakat Güneş’in 19.04’e kadar bu görüşmeleri kiminle yaptığı ve neler söylediği henüz tespit edilebilmiş değil. Ayrıca İsmail Güneş’in otopsi raporlarında çenesinin kırık olduğu da ortaya çıkmıştı. Güneş, enkazın 600 metre aşağısında bulunmuştu.