'Helal olsun Ali Bulaç'a'
Abone olHizbüttahrir puslu havayı seçti. Hassas bir dönemde ortaya çıkan bu örgüt neyin nesi kimin fesi. Peki ya dindar medya bu yeni duruma nasıl baktı? İşte cevabı..
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan HİZB-UT Tahrir örgütünün basın
açıklaması sonrası yapılan yorumlara dikkat kesildi. Özellikle de
mütedeyyin topluma dikkat kesilen yazar Helal olsun Ali Bulaç’a
diyerek bu kesimin sessizliğini eleştirdi.
-HİZB-UT Tahrir adlı örgütün Fatih Camii avlusunda yaptığı
şaklabanlık ve maskaralığın ardından hemen Yeni Şafak, Vakit,
Zaman, Milli Gazete gibi gazetelere dikkat kesildim.
(Dikkat: Yazarınız ‘dinci basın’ tabirine itibar etmemektedir).
Bu gazetelerde, şöyle okkalı bir ‘Hizb-ut Tahrir kritiği’ ya da
şöyle okkalı bir ‘Bu maskaralık da nereden çıktı’ feryadı bulmayı
umut ediyordum.
Fakat, heyhat!
Bırakın kritiği ya da feryadı, olay bazı gazetelerde haber bile
yapılmamıştı...
Belli ki olayı büyütmeme ve görmezden gelme taktiği
uygulanıyordu.
Peki neden?
Bu gazetelerde yazıp çizen arkadaşlar, Hizb-ut Tahrir saçmalığına
bir yakınlık mı duyuyorlar?
Hiç sanmam...
Öyleyse neden güçlü bir reddiye ortaya konmadı?
Ben bu sorunun yanıtını şöyle veriyorum:
- Müslüm Gündüz denilen adam Fadime Kalkancı ile basıldığında neden
susulduysa aynı nedenle susuldu.
- Ali Kalkancı rezaleti patlak verdiğinde neden geçiştirildiyse o
nedenle geçiştirildi.
- Güneydoğu’da camiden çıkanları satırla doğrayan Hizbullah olayına
neden bulaşılmadıysa aynı nedenle bulaşılmadı.
Yani...
Biraz özeleştiri kültürünün oluşmamasından, biraz hesaplaşmaya
yatkın olmamaktan, biraz aşırı ihtiyatlılıktan, biraz
inisiyatifsizlikten, biraz ‘Camiayı ürkütmeyelim’ tedirginliğinden,
biraz da kendine güvensizlikten...
Oysa...
Bu gazeteler, aynı gün manşetlerinden ‘Bu provokasyondur’ diye
bağırsalardı...
Bir daha ne Fatih Camii’nin avlusunda bu tür provokasyonlar
olabilirdi, ne de o provokatörler cami cemaatini etraflarında
bulabilirlerdi.
İşte bu yüzden ‘8sutun.com’da İslamcı aydın Ali Bulaç’ın yaptığı
çıkışı önemsemeliyiz.
Bulaç, ‘Geçtiğimiz cuma günü Fatih Camii’nde yapılan gösteri
eyleminin, PKK’nın etnik temeldeki eylemleriyle bir arada
düşünüldüğünde, irtica ve bölücülük konusunda son derece hassas
kesimleri harekete geçirmek için düzenlenmiş eylemler olduğunu
söylemek mümkün’ diye yazarak sorumluluğunu yerine getirmiştir.