Hedefinde o isimler vardı: Popüler olmak için yapıyorlar
Abone olHak-İş'in düzenlediği kadınlar günü programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedefinde son günlerde şiddet ve istismar olaylarını İslamiyet'le bağdaştırmaya çalışan ilahiyatçılar vardı. Erdoğan bu kişilerin popüler olmak için bu sözleri söylediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet ve cocuk istismarı
konusunda popüler olmak isteyen bazı kişilerin kavramları
saptırarak açıklamalarda bulunduklarına dikkat çekti. Bu kişilerin
söyledikleri sözlerin kıymetinin olmadığını ifade
eden Erdoğan, şiddet olaylarının izini İslamiyet'te
arayanların art niyetli olduklarını vurguladı. Ülkemizde kadınlara
yönelik şiddetle özellikle de kadın cinayetleri ile ilgili
haberlerin kendisini fevkalade rahatsız etiğini söyleyerek kadına
şiddet ve çocuk istismarının insanlık suçu olduğunu söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
- Erkek Hz. Adem ise kadınsa Hz. Havva'dır. Kadının sıfatı ne olursa olsun erkeği, erkeğin de sıfatı ne olursa olsun yanı başında kadını vardır. Kadınlara yönelik ayrımcı davranışlar hiç eksik olmamıştır. 21. yüzyılda dahi kadınlara yönelik yüz kızartıcı adaletsizliklere şahit oluyoruz. Düne kadar ülkemizde eğitim kurumlarından dahi zorla uzaklaştırılan kızlarımız vardı. Annelerin gözyaşlarını unutmadık, unutmayacağız. Onlar bizim azmimi artırmıştır ve artıracaktır. Okulunda olduğu gibi işyerinde ve hatta sokakta taciz edilen kadınımızın yürek acısını unutmadık. Yurt dışına gitmek zorunda olan kadınlarımızın hikayelerini unutmadık.
"DAHA TEHLİKELİSİ KADINLAR ARASINDA AYRIMCILIK
YAPMAKTIR"
- Bugünlerde kadına şiddeti konuşuyoruz.
Peki, okulunun kapısı önünde, sınıfında meydanlarda şiddete maruz
kalan kadınları hatırlıyor muyuz? Kadın meselesini tüm boyutları
ile konuşacaksak önce samimi olmamız gerekir. Daha tehlikelisi
kadınlar arasında ayrımcılık yapmaktır. Türkiye, bu sıkıntıları
yaşamıştır. Dünyanın başka yerlerinde de son yıllarda benzer utanç
manzaralarına rastlıyoruz. Biz önce kadınlar arasındaki ayrımcılığı
ortadan kaldırdık. Bunun için bize çok saldırdılar. Akla hayale
gelmeyecek ithamlarla uğraşmak zorunda kaldık. Hatta bu sebepten
partimizi kapatmaya dahi kalktılar. Tüm bu zorlukların üstesinden
gelmeyi başardık.
- Bugün Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar kadın
hakları bakımından da ileri düzeydedir. Kadınlarımız burada olduğu
gibi hayatın her alanında dimdik ayaktalar. Erkek ve kadın
arasındaki üstünlük tartışması beyhude bir tartışmadır. Her
tartışma yeni bir zulüm kapısının aralanması anlamına gelir.
Afrikalı kardeşlerimize kendilerine köle yapanların geride sadece
zulüm bıraktığını görüyoruz.
Asya'nın izbe köşelerinde en kötü şartlarda çalıştırılan
kadınların varlıklarını biliyoruz. Kadınları şeytan olarak, iblis
olarak gören onları yakan güya dini anlayışlar asırlarca bu dünyada
hüküm sürmüştür. Dün çarmıha gerdikleri kadınları bugün
metalaştırmaya devam edenlerin cilalarını kazıdığımızda altından
yine aynı zihniyet çıkıyor. Kadın hakları diye ortalığı
inletenlerin Suriye için, Doğu Guta'da binlerce kadın için tek bir
söz ettiklerini duydunuz mu? Suriye'de çoğunluğu kadın ve
çocuklardan oluşan 1 milyon insanın katledilmesi karşısında
kıllarını kıpırdatmayanların kadın haklarındaki sözlerinin ne
anlamı olabilir? Ben bunlara soruyorum. Bu konuda da konuşun. Siz
Afrin'e Türk ordusunun girmesini konuşamazsınız. Biz Afrin'e işgal
gücü olarak girmedik, Afrin'deki teröristleri temizlemek için
girdik. Ardından sahiplerine teslim etmek için biz
oradayız.
"BUNLAR SADECE ŞOVMEN"
- 3.5 milyon
kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz ey dünya. Sizin konuşmaya
hakkınız yok ama bizim konuşacağımız çok şey var. Akdeniz'in
karanlık suların ardından kaybolup giden kadın ve çocukların
ardından timsahın gözyaşının döküldüğünü gördük. Bunlardan kadın
hakları savunucusu olur mu ya? Bunlar sadece şovmen, şovmen. Asla
kadın hakları savunucusu değil. Myanmar'da yaşadıkları yerde
zulümlere uğrayan, kamplarda hayatlarını sürdüren kadınlara el
uzatmayanlar nasıl kadın haklarından söz edebilir?
Srebrenitsa'daki o katliam sırasında, şuraya bak, "Çocukları
küçük mermilerle öldürürler değil mi anne?" diyen o sabiyi ve
annesini duymayanların kalplerinde bırakınız kadınları, insana dair
hiçbir sevgi filizleniyor olamaz. Birkaç asır öncesi Avrupasında
kadınların piramidin en altında kalması ile bugünkü aşağılayan
tutum arasında hiçbir fark yok. Ülkemizde kadınlara yönelik
şiddetle özellikle de kadın cinayetleri ile ilgili haberler beni
fevkalade rahatsız ediyor.
- Kadına sırf
cinsiyetinden dolayı böyle bir muameleyi reva gören kişinin
insanlıktan nasibini almadığını düşünüyorum. Çocuk istismarı
düşünmek istemeyeceğimiz bir vahşet halidir. Bunların izini,
inancımızda arayanlar kesinlikle art niyetlidir. Bu tür
eylemlerin her biri birer insanlık suçudur. Bazılarının popüler
olmak amacıyla kavramları özünden saptırarak asıl mesajını
gizleyerek söyledikleri sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi
yoktur.
"Ana gibi yar olmaz" diyen kültürün kadını ötekileştirmesi mümkün mü? Öyleyse çözmemiz gereken mesele bir takım psikopatlara, sapıklara harekete geçme cesareti veren iklimin ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da hep birlikte yapacağız. Ülkemizde bu konuda 2004'teki Anayasa değişikliğinden beri pek çok düzenleme yapılmıştır. Son dönemlerde karşımıza sıkça çıkan haberler, kadına şiddet ve çocukları hedef alan tacizler konusunda milletimizde ve medyada oluşan tepkinin ifadesidir. Kız çocuklarının eğitim seviyesi artık erkek çocuklar ile aynı seviyede.