HDP'ye zor Erdoğan sorusu
Abone olYeni Şafak yazarı Erol Göka, Yunanistan'da iktidara gelen Syriza'nin genel seçimlerde HDP'ye olası etkisini yazdı.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Erol Göka, bugünkü köşesinde
HDP'ye "Recep Tayyip Erdoğan’ın karizması,
yalnızca ironi, öfke ve nefret siyaseti ile söndürülebilir mi,
söndürülebildi mi?" diye sordu.
Yunanistan'da radikal sol ittifakı Syriza'nın başarısı genel seçimlerde HDP'yi zafere taşır mı? Yeni Şafak'ın akademisyen yazarlarından Erol Göka, "Syriza bulutu HDP’ye yağmur olur mu?" başlıklı yazısında merak edilen soruya yanıt verdi.
Syriza hareketiyle HDP'nin sekülarist ve reddiyeci tavırlarda çarpıcı benzerlik olduğuna dikkat çeken yazar, bu partinin tıpkı Syriza gibi iktidara tepki duyanların, haksızlığa uğradığını düşünen gençlerin oylarını aldığını hatırlatıyor.
Peki, tüm bu hususlar, HDP sözcülerinin sandığı gibi kendilerine olağanüstü bir genç seçmen desteği sağlar mı? Bu soruyu okurlarına soran yazar, hemen ardından herkesin merak ettiği soruya yanıt veriyor:
TÜRKİYE VE YUNİSTAN ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
"Bu soruya “hayır” dememizi kolaylaştıran bazı şartlar var. Bu şartların başında Yunanistan ve Türkiye arasındaki farklılıklar geliyor. Syriza ve Tsipras, AB desteğine rağmen başarısız olan, borca batan bir Yunanistan panoramasıyla birlikte yükselişe geçti. Oysa Ak Parti iktidarı 12 yıldır başarı hikâyeleriyle dolu. Araştırmalar, gençlerin, birçok sorun yaşadıklarını, siyaset sınıfının gençleri kazanmanın, onların nezdinde siyasete itibar kazandırmanın yollarını aramak zorunda olduklarını, sivil toplum kuruluşlarının gençlere oltayla değil sevgi ve şefkatle, anlayıcı bir dikkatle yaklaşmaları gerektiğini gösteriyor. Ama aynı araştırmalar, gençlerimizin ülkemizin başarı hikâyelerinden oldukça olumlu etkilendiklerine de işaret ediyor. “Biraz devlet, biraz Ak Parti” dışında kendileriyle pek ilgilenen kişi ve kurum olmadığını bizzat gençlerimiz söylüyor.
GENÇ SEÇMEN NEDEN MEÇHUL ZAFERE YATIRIM YAPSIN?
Genç seçmen, Syriza ve HDP’nin bazı noktaları benziyor diye neden ülkesinin başarı hikâyesinden vazgeçsin ve başarısızlığın ardından gelen meçhul zafere yatırım yapsın? Tamam, Tsipras ve Demirtaş’ın benzerliklerini kabul edelim ama Demirtaş’ın örgüte kararlı desteğini ve toplumun vicdanının mahkum ettiği 6-8 Ekim vahşetindeki başlatıcı rolünü gençlerimiz unutabilirler mi? HDP’nin çözüm sürecinde olduğu gibi seçim stratejisinde de kurnazlığı siyaset diye sunmasındaki samimiyetsizliği fark edemezler mi? Bunları bir tarafa koyalım. Recep Tayyip Erdoğan’ın karizması, yalnızca ironi, öfke ve nefret siyaseti ile söndürülebilir mi, söndürülebildi mi? Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun en dipten, yokluk ve yoksulluktan gelip en yükseğe tırmanma başarılarının yanında Tsipras ve Demirtaş’ın fazlaca sönük kalmaları gerçeği örtülebilir mi?"