HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, PKK
yöneticisi Cemil Bayık'ın "HDP bazı marjinallerden kurturmalıdır"
çıkışına "beni yaraladı" sözleriyle tepki
gösterdi. Lice'deki heykel gerilimiyle ilgili olarak "Heykel
meselesi benim içimin ısındığı bir mesele değildir"
diyen Önder, Atatürk heykeline yönelik saldırılarlar için de
"Atatürk heykelinin önünde de dururum" sözleriyle cevap
verdi.
Çözüm sürecinde gündeme gelen PKK'nın silahsızlandırılması
tartışmalarıyla ilgili oldukça ilginç bir iddiada bulunan Önder,
IŞİD'in PKK sayesinde Türkiye'ye saldırmadığını ileri
sürdü.
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, CNN Türk'te Şirin
Payzın'ın sorularını cevapladı. Çözüm sürecini değerlendiren Önder,
kişisel olarak Ahmet Davutoğlu'ndan boşalan dışişleri bakanlığı
görevine MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın getirilmesini istediğini
söyledi. Müzakere sürecinde MİT yerine Dışişleri Bakanı sıfatıyla
bir ismin kendisi için daha sıcak bir fikir olduğunu anlatan Önder
programda şunları söyledi:
"PKK, KÜRT MİLLİYETÇİSİ BİR ÖRGÜT
DEĞİLDİR"
Sağ zihniyet bunun çözümüne dair milliyetçi yaklaşımlar önüne
set olmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Dünyanın en tembel
ideolojisidir milliyetçilik. Kürt milliyetçisi derken kast ettiğim
bu kesimdir. Kim PKK'yı tahkir ediyorsa savaşın bitmesini
istemiyordur. PKK, Kürt milliyetçisi bir örgüt değil. Buna
çok basit iki örnek vereceğim, bugün ortak vatan isteyen sadece
özerkliği olmazsa olmaz yapan bir anlayışın nesine milliyetçi
diyecekseniz? Ötekisi hiçbir zaman türk olmamış ki.
Milliyetçiliğin panzehiridir KCK.
"HEYKELİSTAN ÜLKESİ"
Bu heykel meselesi benim içimin ısındığı bir mesele değildir.
Tüm heykeller... Bu ülke heykelistan ülkesi. Baktığınız
zaman bugün bütün bunlar tarihe karışacak. Meseleyi
heykeller ile değil kurumlarla, fikirlerle yürütmek daha sıcak
gelir. Ama baktığınız zaman dikilmesi gereksiz, yersiz, zamansız
bir iştir. Çözüm sürecinin ruhuna da uygun değildir. Fakat bunu
orada kaldırmaya çalışmak da çözüm sürecinin ruhuna uygun değildir.
Böyle olunca kim diktirdi soruları ortaya çıkıyor. Ben biliyorum ki
KCK'nin böyle bir tutumu yok. Bunu bize devlet söyledi.
''Yarın bunu kaldıracağız.'' Dediler. ''Biz de
böyle davranmamalarını, bunun olası sonuçlarını söyledik. İki üç
günlük bir zamana yayalım. Biz bunu halkın insiyatifine
bırakalım.'' Dedik. Peki, neden bu oldu? Dedik ya milliyetçiler
bunun çözümlensin istemiyor. Ben dedim bunun gereği yok ama
üzerinde kopan fırtınanın hiç gereği yok.
"ATATÜRK HEYKELİNİN ÖNÜNDE DE DURURUM"
Bu hükümetin de şöyle bir dirayeti yok; nolur kardeşim
dikmişsin. Diyelim ki orası bir mezar. Sen benim değerlerime saygı
gösterceksin ben senin değerlerine. Atatürk heykellerine
saldırılar düzenleniyor. En az devletinki kadar saçma. Onu
yapanları da protesto ediyorum. Önüne siper ederim kendimi. Siz
onun heykeline saldırı yaptığınız zaman o insanlarla aynı
saftasınız demektir.
Lice'deki heykeli biliyorum ki KCK'nin yaptırmak gibi bir
tavrı yok. Öyleyse kim dikti soruları ortaya çıkar. Lice'ye o
heykeli dikmek lüzumsuzdu ama onu indirmek için kimi basın
odaklarının kopardığı kıyamet de öyle. Ben yıkılmaya çalışılan
Atatürk heykelinin önünde de dururum.
"ÖCALAN BARIŞ ÖNDERİ"
Biz çok cenazeler gördük. Irkçı tayfa nefretle dolmuş. Biz
orada insanları gördük. Gerilla, asker yakını... Lice'deki olaylar
beni çok etkiledi. Gerek Mehdi'nin ölümü gerekse askerin ölümü..
Kabul edemiyor insan. Biz bu çocukları ateşin içine
atmayabalirdik.. Gün herkesin seferber olma günüdür. Ben İmralı'dan
biliyorum ki bu mesele daha ciddi bir boyuta gelmiştir. Artık
Öcalan bir barış önderi noktasına gelmiş. Orada nakış nakış barışı
ören bir insan var, bu tarafta hoyratça harcayan birileri... Çözüm
sürecini bir gencemizin daha burnu kanamadan sonlandırmak
istiyoruz. Hükümet yaşanan her solayda yıkın dökün dememeli, serin
kanlı olmalı...
"IŞİD ADANA'YI VURURDU"
PKK silah sevdalısı bir örgüt değil. Sizin düşündüğünüzden
daha çabuk silah bırakmak isterler. Çünkü demokratik cumhuriyet
kurmak istiyorlar. PKK eğer silah bıraksaydı IŞİD şu anda
Adana'daydı. Silah bırakma bir günlük iş. Önemli olan
gönlümüzü barışa yatırmaktır. CHP bu konuda önemli bir atılım
içerisinde. Meclis'in içinde ve de dışında kim isterse şerefim için
söz veriyorum, barış için hangi adımlar atılmış ise kim gelip
soracaksa anlatırız. Süreçte neler yaşandığını saklamıyoruz.