HDP'li Mızraklı'nın görevden uzaklaştırmasına yapılan itiraza mahkemeden ret
Abone olİçişleri Bakanlığınca yürütülen terör soruşturması kapsamında, 19 Ağustos 2019'da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan HDP'li Adnan Selçuk Mızraklı'nın görevden uzaklaştırma işleminin iptali için açtığı dava, Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesince reddedildi.
HDP'li Adnan Selçuk Mızraklı, İçişleri Bakanlığı tarafından
yürütülen terör soruşturması kapsamında, 19 Ağustos 2019'da
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alındı.
Ardından HDP'li Mızraklı hakkında 'silahlı terör örgütüne üye
olmak' suçundan dava açıldı. 9 Mart'taki duruşmada Mızraklı, 9 yıl
4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Mızraklı, kararın ardından görevden uzaklaştırma işleminin iptaline ilişkin avukatları aracılığıyla Ekim 2019'da Diyarbakır İdare Mahkemesinde dava açtı. Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesinde 14 Eylül'de görülen duruşmada, Mızraklı'nın avukatlarının İçişleri Bakanlığına görevlendirmenin iptali için açtığı davanın reddine karar verildi.
Diyarbakır 1'inci İdare Mahkemesinin davanın reddine dair verilen kararın gerekçesi de açıkladı. Mahkemenin gerekçeli kararında, Mızraklı'nın 'terör örgütü propagandası yapma, terör örgütüne üye olma' suçundan tutuklu bulunduğuna yer verilirken; davacı tarafından dava konusu işlemle hakkında uygulanan görevden uzaklaştırma tedbirinin görevinden kaynaklı olmayan soruşturma ve kovuşturma dayandığı ileri sürüldüğünden öncelikle anılan soruşturma ve kovuşturmaların davacının göreviyle ilgili olup olmadığının ortaya konulması gerektiği belirtildi.
Gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:
"Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı görevini yürüten davacının bu
sıfatla yaptığı iş ve işlemler ile icra ettiği eylemlerinden
Anayasa ve kanunlar önünde sorumlu bulunması, görev ve
sorumluluklarının gereğini yerine getirirken tarafsız bir şekilde
ve devlete sadakatle bağlı olması gerektiği hususları göz önüne
alındığında, kamu görevine girmeye engel durumlar arasında sayılan
terör örgütü kurma ve yönetme ve terör örgütü üyeliği suçlarının
önemi ve niteliği dikkate alındığında, belirtilen suçun görevle
ilgili bir suç olduğu, bununla birlikte yine söz konusu
kovuşturmalar kapsamında alınacak olası mahkumiyet hükmünün
yukarıda hükmüne yer verilen 2972 sayılı kanunun 9 ve 2839 sayılı
kanunun 11 ve 5393 sayılı kanunun 44'üncü maddeleri uyarınca
davacının belediye başkanlığının düşürülmesi sebebiyet vereceği
dikkate alındığından bu soruşturma ve kovuşturmaların doğrudan
davacının görevi olduğu anlaşıldığından davacının anılan iddiası
yerinden görülmektedir. Bu durumda, yukarıda yer verilen soruşturma
ve kovuşturmaların davacının göreviyle ilgili olduğu anlaşılmakla,
yerel yönetimlerin seçilmiş organları ve bu organların üyeleri
hakkında görevleriyle ilgili bir soruşturma başlatılması halinde
geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden
uzaklaştırılabileceği, bu konuda merkezi idarenin mahalli idareler
üzerindeki açık bir idari vesayet denetimi yetkesinin bulunduğu ve
bu yetkinin gerek cumhuriyet başsavcılıklarınca yapılan ceza
soruşturmasına, gerekse mahkemece yürütülen kovuşturmaya konu
anılan fiillerin niteliği ve ağırlığı göz önüne alındığında somut
nedenlere dayalı olarak, soruşturmanın selameti için ve yapılan
görevin niteliği ile bağdaşmayacağı dikkate alınarak kullanıldığı
görüldüğünden, kamunun selameti açısından davacının görevden
uzaklaştırmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata
aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine oy
birliğiyle karar verildi."