HDP'li Demirtaş: Devleti biz yöneteceğiz!
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hükümete yaptığı eleştiride "Hükümet bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim öncesi öyleymiş gibi yapılması diyor. Devleti biz kurmuşuz, omuzlarımızda biz taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz" dedi.
Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakması çağrısının
ardından, Hükümeti çözüm süreci konusunda çok sert eleştirdi.
Demirtaş hükümeti 'samimiyetsizlik'le suçladığı konuşmasında
"Açıklama benden dolayı gecikmişmiş. Açıklama 7 ay önce
yapılacaktı, niye yapmadınız, yaptırmadınız? Neden? Yedi ay
neden engelediniz, Hükümet olarak bunun cevabını bir verin önce.
Neden biliyor musunuz, seçime yakın yapmak istediler... Seçime üç
ay kala bu deklarasyonu yayınlıyoruz da, Meclis’ten hangi yasa
çıkacak? AKP’ye güvenmiyoruz" dedi.
DEMİRTAŞ'TAN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ YAĞMURU
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin Meclis Grup
Toplantısı kapsamında Meclis'te konuştu. Demirtaş Meclis
kürsüsünden Hükümet'e yaptığı eleştiride "Bu
Hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Zihniyetleri buna uygun
değil. O nedenle HDP’nin büyümesi lazım. Böylesine zalim bir
iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı. Hükümet
bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim öncesi
"öyleymiş gibi" yapılması diyor. Evet, PKK silahları bırakacak, ama
biz bıraktıracağız. Meclis’e daha güçlü gireceğiz, biz başaracağız.
Dağları biz, demokratik biz uzlaşıyla boşaltacağız" dedi.
"DEVLETİ BİZ YÖNETECEĞİZ"
Demirtaş hükümet eleştirisine "Devleti biz kurmuşuz, vergisini biz veriyoruz, omuzlarımızda biz taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz." diye devam etti.
İşte o konuşmadan çarpıcı satırlar:
Yaşar Kemal'in bıraktığı miras, şerefle taşınacak bir
emanettir. Yolun açık olsun Büyük Usta!
İŞÇİ ÖLÜMLERİ
Bugün TMMOB'un İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü. Her gün iş
cinayetleri yaşanmasına rağmen, bu Hükümet gereğini
yapmıyor. Bir iş yerinde 10 işçi yaşamını yitirdiğinde
işverenin hesap verme kaygısı yoksa, artık hiçbir işyerinde işçi
güvenliği yoktur. Hükümet şu mesajı veriyor uluslararası para
babalarına: Gel, Türkiye’de işçi çok ucuz. Torunlar'da Hükümet
“10 işçi ölür, biz hesap sormayız, fatura kesmeyiz” mesajı veriyor.
Mesele bir iş yeri meselesi değil. O yaşamını yitiren işçiler
10 dakika oturma eylemi yapsaydı tutar önce onları coplar, sonra
aylarca yıllarca hapsederlerdi.
İŞSİZLİK
Türkiye'de bugün 3 milyon işsiz var. Bunların 1 milyonu üniversite
mezunu, 15-16 yıl okul okumuş bu çocuklar.
Ekonomi ciddi sinyal veriyor. Seçim öncesinde ciddi bir kriz
çıkmaması için Cumhurbaşkanı Merkez Bankasına talimatlar
yağdırıyor. Seçimi kazanmak için ekonomiyi riske atmak, kendi
bakanını azarlamak, MB Başkanını hain ilan etmek dahil herşeyi
yapabiliyor.
Bize bu kadar yüklenmelerinin nedeni Halkların Demokratik
Partisi'nin 400 milletvekili çıkarmalarına engel olacak tek güç
olması.
Düşünün ki bir de bu anlayış 400 milletvekili kazanmış, Başkan
olmuş... Düşünmeyin daha doğrusu! Çünkü böyle bir şey
olmayacak. Yeni Yaşam'ı başkalarının ilkesizliği üzerinden
kurmayacağız. Mücadelemiz bunun en büyük teminatıdır. Garanti
halkın kendisidir.
Bizim işimiz ana muhalefet görevi yürütmektir. AKP iktidarını
denetlemek, mümkün olan ilk anda da onu indirip yerine
geçmektir. Nasıl bir yangın yerinden çıkıp buralara
geldiğimizi, nasıl bir emekçi yoksul kitlesiyle bu mücadeleyi
yürüttüğümüzü biliyoruz.
Proje partisi olarak gelmiş olanlar bir halk hareketinin onları
süpürebileceğne ihtimal vermiyorlar. İşte biz o halk
hareketiyiz. Bizim yeni muktedirlere, yeni saraylara
ihtiyacımız yok. Türkiye'nin bütün renkleriyle bir emekçi
iktidarına ihtiyacımız var.
BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ AÇLIK GREVİ
Bingöl "Üniversite"si rektörü akrabalarından oluşan bir şirket
kurmuş orada. AKP İl Başkanı gibi çalışıyor. Rektörün
kardeşinin Rektör Yardımcısı olmasına, 5 akrabasının yönetici
olmasına YÖK olarak siz nasıl müsade edersiniz?
Sekiz gündür açlık grevinde olan Bingöl Üniversitesi öğrencileri
düşman hukukuna mı tabidir, açıkça söyleyin bilelim.
Rektör Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi'nden gelmiş, Bingöl
Üniversitesi'nde Kürdoloji Bölümünün başına geçirilmiş.
Bingöl Üniversitesi'nde sükunet istiyoruz. Üniversitelerde özgürlük
ve demokrasinin hakim olmasını istiyoruz.
ÖCALAN'IN PKK'YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI
Bu anlayışla ülkeye barış getirecek anlayış nasıl bağdaşabilir,
soruyoruz. Ortak açıklamadan sonra, "Biz uzun süredir bu
açıklama için uğraşıyoruz" dedik. Elbette ki bu ülkede
kesinlikle silahlar susmalı ve silahlar bırakılmalı. Bu, en büyük
arzumuzdur. Barış yürüyüşünde Hükümetle anlaşamadığımız nokta
şu: Onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı
halklarımıza armağan etmek istiyoruz. Tekrar edeyim: Biz sizin
bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getireceğinize zerre kadar
inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı gecikmişmiş. Açıklama 7 ay
önce yapılacaktı, niye yapmadınız, yaptırmadınız? Neden?
Yedi ay neden engelediniz, Hükümet olarak bunun cevabını bir verin
önce. Neden biliyor musunuz, seçime yakın yapmak
istediler... Seçime üç ay kala bu deklarasyonu yayınlıyoruz
da, Meclis’ten hangi yasa çıkacak?
"AKP'YE GÜVENMİYORUZ"
AKP’ye güvenmiyoruz, bu kısmı çıldırtıyormuş onları. Güvenmiyoruz,
güvenmiyoruz, anlamıyor musun? Neyine güveneceğiz
senin?! Bugüne kadar hangi demokrasi yasasını çıkardınız?
Türkiye halklarına barış konusunda ne verdiniz?
Bu Hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Zihniyetleri buna
uygun değil. O nedenle HDP’nin büyümesi lazım. Böylesine zalim
bir iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı.
"HÜKÜMET SEÇİM ÖNCESİ 'ÖYLEYMİŞ GİBİ' YAPILMASINI
İSTİYOR"
Hükümet bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim
öncesi "öyleymiş gibi" yapılması diyor. Evet, PKK silahları
bırakacak, ama biz bıraktıracağız. Meclis’e daha güçlü gireceğiz,
biz başaracağız. Dağları biz, demokratik biz uzlaşıyla
boşaltacağız
"DEVLETİ BİZ YÖNETECEĞİZ"
Devleti biz kurmuşuz, vergisini biz veriyoruz, omuzlarımızda biz
taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz.
İlla birini cezaevine koyacaksanız kendinizden başlayın. Asıl
çocukları suça iten sizlersiniz. Adalet Bakanı Sayın Bozdağ, lütfen
Şakran Cezaevi'ne bizzat gidin, durumu görün, sorunları
çözün.
9 Mart seçmen olarak naklni yaptıracaklar için son gün. Öğrenci,
mevsimlik işçi, turizm emekçisi kardeşlerim, naklinizi
yaptırın.