HDP'li Altan Tan'dan PKK'ya açık rest!
Abone olHDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'dan PKK önce eleştiri sonra da rest geldi. 'Silahlı mücadele bitmiştir' diyen Altan Tan, Kandil'e 'seçim boykotu yok' mesajı gönderdi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Hürriyet gazetesi
yazarı Ahmet Hakan'ın Çarşamba Sohbetleri köşesinin bugünkü konuğu
oldu.
PKK'yı açık dille eleştiren Altan Tan, "Bundan sonra
Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde Kürt siyasetinin silahla hak
arama dönemi sona ermiştir" dedi.
HENDEK KAZARAK MI ELDE EDECEĞİZ!
PKK'nın Doğu ve Güneydoğu'da artan eylemlerine de değinen Altan
Tan, "Mesela demokratik özerklik... Bunu silahla,
savaşarak, hendek kazarak mı elde edeceğiz? Silahla bu işin
olmayacağı konusunda hepimizin netleşmesi lazım" diye
konuştu.
KANDİL'E SEÇİM RESTİ!
Kandil'den gelen ve siyasi arenada '1 Kasım seçimlerine
boykot' çağrısı olan yorumlanan son açıklamalara ilişkin
de konuşan Altan Tan, Kandil'e resti çekti:
"HDP'nin seçimi boykot etmesi mümkün değildir. Böyle bir
şeyi meşru ve makul kabul etmesi de mümkün
değil."
Altan Tan'ın açıklamalarının detayları şöyle:
8 HAZİRAN SABAHINA DÖNMEK İSTİYORUM
"57 yaşındayım, bölgenin 8 Haziran sabahı kadar mutlu bir sabaha
uyandığını görmedim.
Tarihte görmediğimiz derecede büyük bir siyasi başarı vardı: Yüzde
13 oy ve 80 milletvekili.
Yine tarihte olmadığı kadar Türkiye'nin batısından, Kürt
olmayanlardan ciddi bir destek ve barışa açılmış kredi vardı. Kürt
halkının zengini fakiriyle, köylüsü kentlisiyle, batıdaki
doğudakiyle, Sünni'si Alevi'siyle, neredeyse yüzde 90'lara varan
bir ittifakı söz konusuydu. Ortadoğu'da yine tarihte
görülmediği kadar Kürt siyasetine açılmış uluslararası bir destek
ve kredi vardı. Bugün ise elimizdekilerin tamamı çok ciddi risk
altında.
KANDİL HDP'DEN SEÇİMİ BOYKOT ETMESİNİ Mİ
İSTİYOR?
Çok fazla eğip bükmeye gerek yok. Bazı açıklamalardan çıkarılan
netice bu... Ama bu topyekûn Kürt siyasi hareketinin kararı mıdır,
yoksa belli bir kesimin kararı mıdır? Buna bakmak lazım. Mesela ben
Öcalan'ın böyle bir şeyi doğru bulmayacağı kanaatindeyim. Şöyle bir
baktığımızda PKK'nın bir kanadının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
böyle bir hesabı var. Bu endişe verici...
HDP BOYKOTU KABUL EDER Mİ?
HDP'nin seçimi boykot etmesi mümkün değildir. Böyle bir şeyi meşru
ve makul kabul etmesi de mümkün değil.
Şu anda adı konulmamış bir olağanüstü hal rejimi var bölgede.
Hükümet de PKK da karşılıklı hesaplarla bu işi nereye kadar
götürebilirler, bunun içinde ne vardır, doğrusu bilmiyoruz. Ama
endişemiz var. Çünkü bu hesapların içinde seçimlerin
yaptırılmamasının olduğunu da görüyoruz.
PKK'LI KALKAN İLE DEMİRTAŞ ARASINDAKİ 'SİLAH BIRAKMA' ÇATIŞMASININ ANLAMI NE?
Strateji farklılığı diyelim buna. Çünkü HDP'yi, PKK'yı,
İmralı'yı birbirinden ayrıştıracak ve çatıştıracak siyasetlerin
varacağı bir yer yok.
Bana göre yapılması gereken bu farklılıkların arasına kıymık
sokmak, çatlatmak değil, bunları topyekûn daha doğru bir çizgide
siyasi noktaya oturtmak, o noktada da HDP'nin sivil siyasetten yana
irade beyanına omuz vermektir.
SURUÇ VE CEYLANPINAR AYNI ODAĞIN İŞİ
Önce Suruç'ta korkunç bir katliam oldu. Hemen ardından
Ceylanpınar'da gencecik iki polis, yataklarında kurşunlanarak
katledildi. Çok profesyonel bir eylem... PKK, bu eylemi ne hikmetse
önce üstlendi, sonra tekrar reddetti. Suruç da Ceylanpınar da
düğümdür. Bu iki olay, aynı yerden yapılmıştır.
PKK BU CİNAYETLERİ NEDEN ÜSTLENDİ?
Bizim anlamadığımız nokta da bu. Bu olay, Bingöl'deki 33
askerin katledilmesine benziyor. Ama neyse... Bence burayı geçmemiz
lazım. Suruç olmasaydı, Ceylanpınar olmasaydı... Belki Diyarbakır
bombası sebep olacaktı. Yani planlı bir tahrik ve kaşıma vardı.
DEMİRTAŞ YETERLİ TEPKİYİ GÖSTERDİ Mİ?
Az mıydı, çok muydu, erken miydi, geç miydi? Bunlar spekülatif şeyler. Ama şunu görmek lazım: Kürt siyasi hareketinde siyasi kanat, genel başkanından milletvekillerine toplu olarak sesini siyasetten yana yükseltiyor. PKK'nın bazı hareketlerini anlayamadığını, izah edemediğini ve doğru görmediğini söyleyebiliyor. Bu ilktir ve çok önemlidir.
BİR NUMARALI SORUMLU ERDOĞAN'DIR
Bir numaralı sorumlu Erdoğan'dır. Bir ülkenin cumhurbaşkanını
sürekli hedefe koymak çok doğru bir siyaset değil ama vaka bu.
Bugün devlet, polis, asker, siyaset... Hepsi bir kişinin uhdesinde
toplanmış. Ayrıca Erdoğan, sorunları çözmek yerine, çatışma, bölme
ve kamplaştırmayla iktidarını sürdürmek istiyor.
Mersin, Adana, Diyarbakır'da bombalama eylemleri oldu. HDP'nin 185
seçim bürosuna operasyon yapıldı. Bingöl'de seçim otobüsünü
kullanan şoför yakılarak öldürüldü. Devletin sorumluluğu var.
Cumhurbaşkanı'nın devletin başı olarak sorumluluğu var. Milli
istihbarat, emniyet... Hiçbiri bu olaylarla ilgili doğru düzgün
açıklama yapmadı.
PKK'NIN ÖZERKLİK İLANLARI
Parti olarak özerkliği savunuyoruz. Valileri halk seçsin, Kürtçe
kamusal alanda kullanılsın, halk meclisleri olsun, bölgesel yönetim
olsun... Ama biz bu meseleyi siyasi ve demokratik yollarla
çözmekten yanayız, silahla, hendekle, gariban polis ve askerleri
öldürerek değil.
ÖZERKLİK İLANLARINA KARŞI MISINIZ?
Yöntemi doğru bulmuyoruz. Yoksa demokratik özerkliği hepimiz
savunuyoruz.
BAKANLIK TEKLİFİ: LEVENT TÜZEL PARTİDEN AYRILMALIYDI
Altan Tan, seçim hükümeti kabinesinde bakanlık görevi teklif
edilen Levent Tüzel'in teklifi kabul etmemesine ilişkin de
değerlendirmelerde bulundu.
Tan, "Gerekçeleri kendi mantığı içinde doğru olur, yanlış olur, bu
başka bir tartışma konusu. Biz bu konuyu partinin yüksek kurulunda
saatler boyunca tartıştık ve büyük çoğunlukla bir karar aldık. Bu
karara uyulması gerekir. Parti kararına rağmen buna itiraz
ediyorsan... O zaman partiden ayrılırsın. Yani ben bu tavrını doğru
bulmuyorum.
KEŞKE KIRMIZI PLAKAYI REDDETMESELERDİ
Tan, kabinedeki 2 HDP'li bakanının makam aracı kullanmama kararına ilişkin ise, "Bunlara çok takılmamak lazım... Şu an kırmızı plakalı araçlara binen arkadaşlarımız var. Mesela grup başkan vekillerimiz, meclis başkan vekilimiz... Devletin arabaları kimsenin babasının malı değil. Devletin, milletin malıdır" dedi.