HDP'den Davutoğlu'na koalisyon tepkisi!

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER/ANKARA 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Saraybosna'ya ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, koalisyon görüşmeleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu koalisyon görüşmelerinde yoğunluğun CHP ve MHP ile olacağını açıkladı. Pazartesi günü CHP, Salı günü MHP, Çarşamba günü ise HDP ile görüşeceğini belirtti.

Davutoğlu'nun bu sözlerine tepki HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'den geldi. Baluken Başbakan'ın bu açıklamasının siyasi nezakete sığmadığını ve açıklamasını düzeltmesi gerektiğini ifade etti.

BU AÇIKLAMA HDP'Yİ ÖTEKİLEŞTİRİYOR

Başbakan'ın bu açıklaması siyasi nezakete ve siyasi etiğe tamamen aykırı olan bir açıklama. HDP'yi ötekileştiren, dışlayan, HDP'ye karşı hala önyargılar üzerinden hareket ettiğini adeta itiraf eden bir açıklama.

BAŞBAKAN BU AÇIKLAMASINI DÜZELTMELİ

Böyle bir açıklamayı HDP olarak biz kendi halkımızın iradesine yapılmış olan dışlayıcı bir tavır olarak değerlendiriyoruz ve Başbakan'ın bu açıklamasını düzeltmesi gerekir ve yapmış olduğu değerlendirmede iki siyasi parti üzerinde yoğunlaşma olacağını, HDP ile de usulen bir görüşme yapacağını ima eden cümleler var.

HDP USULEN GÖRÜŞECEK BİR PARTİ DEĞİLDİR

HDP usulen görüşülecek bir parti değildir, Türkiye'nin en köklü meseleleriyle ilgili esaa dair en ciddi çözüm önerileri olan ve bu konuda da son yasama döneminde de kendi rüştünü ispatlamış ve halktan onay almış bir siyasi partidir.

Hükümet kurma çalışmasıyla ilgili yetki alan bir Başbakan parlamentodaki bütün siyasi partilere eşit mesafede bulunmak zorundadır ve daha önceki önyargılar üzerinden hareket etmeyeceğini, bu konuda da hem Türkiye'de bir hükümet kurulması açısından hem de Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü açısından bütün siyasi partilerin fikirlerini aynı düzeyde önemsediğini belirtmek zorundadır.

BAŞBAKAN'IN 7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDEN DERS ALMADIĞINI GÖRÜYORUZ

Başbakan'ın, AKP grubunun hala 7 Haziran seçimlerinden hiçbir ders almadıklarını görüyoruz. 7 Haziran seçimlerinden önce de HDP'ye dışlayan, ötekileştiren, hedefe koyan söylemler vardı ve bu söylemlerle seçmene gittiler.

ÖNYARGILARLA SÜREÇ YÖNETECEK

Seçmen bu söyleme tarihin en büyük siyasi cezasını kesti ve önümüzdeki dönem açısından da uzlaşma temelinde, çözüm temelinde diyalog kapılarının açık olması gerektiğiyle ilgili net bir duruş ortaya koydu. Belli ki Başbakan bu mesajlardan hiçbir şey almamış, kendi önyargılarıyla bu süreci yönetecek. Son derece talihsiz ve yakışıksız bir açıklama...

Baluken "Bu sözler MHP'ye bir yeşil ışık olabilir mi sorusu üzerine şunları söyledi:

MHP İKTİDAR OLMA İŞTAHINI SAKLAYAMIYOR

Aslında başından beri AKP ile MHP arasında kapalı kapılar ardında bir yakınlaşma var ve bu tavır Meclis Başkanlığı seçiminde de son derece somutlaştı, bütün Türkiye kamuoyu tarafından görüldü.

Özellikle MHP iktidar olma iştahını saklayamıyor. Devletin olanaklarından, iktidarın rantından faydalanmak istediğini ele veriyor. Bunu da daha çok HDP karşıtlığı bir siyaset üzerinden kılıflandırmaya çalışıyor.

MHP ÇIKMAZIN İÇİNE SÜRÜKLENİYOR

Böyle bir gerekçeyle bugüne kadarki tutumunu halkın gözünde farklı bir noktada göstermek istiyor. Ama her yaptığı çıkışla kendi tabanından daha büyük bir tepki görüyor, kendisini daha büyük bir çıkmazın içine koyuyor.

Böyle bir yorum yapmak için erken ama Başbakan'ın bu açıklaması da MHP ile olan bu bir takım perde arkası görüşmeler ile ilgili de olabilir. O konuda şu anda bir yorum yapmamız zor.

Bahçeli'nin dünkü "fedakarlıkta bulunuruz" açıklamasını sorduğumuz Baluken sözlerini şöyle sürdürdü:

ORTADA FEDAKARLIK FALAN YOK

Ortada bir fedakarlık falan yok tabii. Dediğim gibi MHP'nin iktidar olma isteği ve bunu ele veren çelişkili yaklaşımları var, ilkesel tutarlılık açısından sorgulanan bir siyasi tavrı var. Dolayısıyla MHP'nin ya da Bahçeli'nin yapmış olduğu açıklamalardan hangisini baz alacağımızı da çok bilmiyoruz. 

Bir gün önce yapılan açıklamalarla bir gün sonraki açıklamalar çelişince parti açısından bağlayıcı olan açıklamanın hangisi olduğunu belirlemek zor. Dolayısıyla onun üzerinden cevap geliştirmek de mümkün değil.

Ama anladığımız kadarıyla Başbakan 7 Haziran seçiminde ortaya çıkan mesajları önüne koyarak Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü konusunda herhangi bir ders çıkarmış, o derslerle birlikte bir siyasi proğramı önüne koymuş değil, bu son derece sıkıntılı bir durum.